Geçtiğimiz aylarda 11 il ve ilçelerini derinden etkileyen bir felaketi en derinden yaşadık. Psikolojik olarak verilen savaşlarımız daha taze taze devam etmekte.
Yaşanan üzücü olayın üstünden aylar geçse de toparlama süreci tam olarak başarılı bir şekilde gerçekleşmedi. Bu bedenen ve ruhun oluşan yıkımın düzelmesi için dört bir yandan savaş vermek zorundayız. Bu savaşımızı verirken bize iyi gelecek aktiviteler arasında sporun yerine başka bir parantezde değinmek istiyorum.
Gözlerimiz yerinde olmayan, faaliyetine devam edemeyen meslektaşlarımızın spor salonlarını mumla arar hale getirdi bizleri. İlçemizde birçok saygı değer spor salonu işletmeci kardeşimiz, abilerimiz devam edemez hale geldiler bu şekilde geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum.
Ruhumuzun iyileşmesi açısından faaliyetlerimize devam etmeli ve hayatımızın kaldığı yerden devam etmesi için harekete geçmemiz gerekiyor.
Bedeniniz işlerse, ruhunuz iyileşir ve ruhunuz iyileşirse çevreniz iyileşir.
Mutluluğu her yerde arar olduğumuz bu süreçlerin devamlılığında spor size iyi bir ışık olacaktır.
SEROTONİN
Daha önce bu kelimeye kulağınızın mutlaka aşina olduğunu düşünüyorum ama yine de ben sizlere açıklamak isterim.
Serotonin: İnsanlarda mutluluk, canlılık ve gençlik hissi veren bir nörotransmitter olan serotonin mutluluk veren hormon olarak bilinir. Serotonin, merkezi sinir sistemindeki sinir hücreleriyle periferik sinir sisteminde yer alan sinir hücreleri arasında bilgi iletimini sağlamakla görevli bir kimyasal maddedir.
Fiziksel aktivite halinde sizlerin farkında olmadan anatomik bir çok tepkime içine girersiniz. Bedenimiz aktiveye başladığı esnada Kalp kapakçıkları kanın kas liflerimize taşınması amaçlı daha çok mesaiye maruz kalırlar böylece iletkenlerin de aktif olduğu sinir sisteminde görevlerinin yerine getirdiği spor aktivitesi esnasında salgılanan mutluluk hormonu ruhunuzu temizler, sizler bedeninizi iyileştirirken farkında olmadan bırakın da ruhunuz da iyileşsin.
Modern hayatta günümüzün stresli ve yorucu yaşam koşulları, serotonin seviyesini düşürmektedir. Ayrıca kilo alma, şekere ve karbonhidratlı yiyeceklere düşkünlük, dengesiz beslenme, ostrojen düzeyinin azalması, depresyona yatkınlık, sıkça değişen ruh hali, zihinsel ve bedensel dinlenmelerin yapılamaması, egzersiz ve spordan uzak yaşamak, kas ağrıları serotonin düzeyinin düşmesine neden olabilmektedir. Davranışları idare eden merkezler arasında serotonerjik sinir yolları vardır. Bu yollar beyin kökünden köken alırlar ve beynin hemen her bölgesine giderler. Hareket kontrolü, seksüel davranışlar ve ağrı algısını düzenlenmede önemli bir rol üstlenmektedirler. Düzenli egzersizler serotonin miktarını arttırarak kişilerin fiziksel gücünü ve zindeliğini geliştirerek, hayata daha pozitif olarak adapte olmalarını sağlar.
Spor salonları zorlu süreçte hayata tutunma alanlarıdır. Birlikte Hayata Tutulalım
Muhammet Ali SELÇUK
Mas Akademi Kurucusu
@mas_akademi
@pt.selcuk
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!