Skip Navigation Links

GECE YARISI RAPORU

Saate bakıyorum. 23. Hatta biraz geçiyor. Bu saatte ne yazılır?

Gazete Köşesi   A+a-

Sen yeter ki iste Fevzi Bey. Mesela, motosikletini at sürercesine mahmuzlayan edepsiz sürücüyü yaz. Hatta aşağıya in. Yolun ortasına beşe on dilme(Kalasın küçüğü) koy. Motorun anasını ağlatarak, yatanların sinir katsayısını yükseltenlerin düşmelerini sağla! Pek mi kötü oldu? Gençliğine mi verelim acaba???!!! Pekii, benim kaçan uykumu kim getirecek? Diken diken olan tüylerimi, fırçaya dönen saçlarımı kim veya hangi ilaç yatıştıracak?

    Hadi bunları yapmayalım. Tamam. O zaman elimize birer kazma sapı alalım. Tam önümüzden geçinceeee, Allah ne verdiyse!!! Vur Allah vur. Ondan sonra gelsin karakollar, mahkemeler.

     Tüm bunları yapmayalım. Hatta düşünmeyelim. Elimizde fener bekleyelim Köşeden görünür görünmez, gaz vermeden ışığı gözüne tutalım. Yavaşla anlamında. Yavaşladı galiba. Duracaktır da. En edepsiz ve ekşi bir suratla -Ne vardııı? —Ana... diyeceğim. Olmaz, Onun günahı ne?. -Evladım, lütuf ve kerem buyurursanız, motorunuzu biraz yavaş sürer misiniz?.. İhtimal ki gözüme dik dik bakacak.. —Sen ne diyorsuuun yaaa! Pasifloranını al git yat Allahını seversen..Dikkat buyurunuz, bunda hafif tehdit de var ha!..Bakın değişik bir anımı yazayım.

      Bu yıl pek karşılaşmadım daha. Geçen yıla kadar, yeminle söylüyorum, dönerci kuryelerinin ilk uğrak yeri bizim daireydi. Nasıl olur demeyin. Adresi sağlıklı vermeyen, tabi almayan alamayanların hataları. Gecenin 21’i. Zilimiz çalıyor. Balkondan bakıyorum. Bir kurye. —Buyurun? —Kapıyı açar mısınız? —Emredesiniz de kimi aramıştınız? Ses yok. Çünkü isim almamış. Ya da verilmemiş. Sadece 14..sokak no 20 denmiş. —Evladım, adresini bilmediğin yere nasıl geliyorsunuz? -‘. Kat 2 burası değil mi?!!! ..Allah’ım sen aklıma mukayyet ol! —Çocuğum her apartmanda 2. kat var. —Ben ne bileyim. Bana bu sokaktaki 2.katı dediler.. Tiyatro değil, vallahi gerçek. Tabi bayramlık ağzımı açacağım da!!1 Arkadan gelinle kızım. Hatta eşim. Titrek halime bakarak önüme bir Çin Seddi örüyorlar. Kuryeye de -Canım adres burası değil. Lütfen doğru adres al.

     Ama benim sinirim geçmemiştir. Kuryeye - Aptalların şahı. Bu sözüm, hem sana hem de siparişi alana. -Dayı, hop de!! Ve tabi Türkçeyi doğru kullanma özürlüsü kuryenin ibretlik cevabı.-Vlek ğamca yüreğimi doldurdun. (Arapça “Heyçtek baka. Ğıbbeyto le kalbe” yi Türkçe bire bir çevirince, böyle ucube bir cümle çıkıyor.F.M.) Kafamı şişirdin diyemiyor.Kelime haznesi eksik..Karşı komşum abu Celil bağırıyor. —Fevzi bak ben buradayım ha! Korkma. —Eyvallah komşu.- Bak, ivallah u billeh, eğer ki sana bir şey yapsaydı balkondan aşağı atlayacaktım! -Sağoool abu Celil.Gerek yok.Çocuklar evde..

     Bir başka olay. Yeni. 25 Ağustos günü yaşandı. Gece gezmesini pek sevmem. Mecburiyet hâsıl olunca, el emir alarras! İki sokak ilerideki asker arkadaşım hastaneden çıkmış. İsim yazarsam, adaşlar -Aaa bu ben miyim diyecek..Boş verin adını şimdi.Sokak tenhaca bir yerde. —Akşam hayr. Hoş geldin geçmiş olsun.-Ehleeen Fevzi. Sen de hoş geldin. Geç otur şöyle. —Ya şurada direğin altında daha iyi. Bak esiyor da. —İyi. Vlek ye veled (Oğluna sesleniyor.) cip kerese.(Sandalyeleri getir.) Küçük masa da getirilir. Akşam yemeğinden sonra çay içilir. Viski içecek değiliz ya!

      Hastaneden ilaçtan konuşuyoruz. Yan komşunun damadı arabasını çalıştırdı. Çıkacak galiba. Demeden, araç hızla üzerimize gelmeye başladı. Keenne Botan çayına su bırakıldı! Masa çekildi. Biz içeri kaçtık. Araba önümüzde durmaz mı? Galiba bela geliyordu..Müneccim misin mübarek? Değilim de, adamın gözleri hain hain bakıyor. El kol işaretleri yaparak -Korktunuz mu ulan?!! —Bir kere ulan lafı ayıp. Senin çocukluğunu biliriz. İki, araba öyle hızlı sürülmez.-Sen bana araba sürmeyi öğretemezsin.Anladın mı?..Sese komşusu geldi. -Ya nasıl sürecekti? —Yo estağfurullah. Size akıl vermek bize yakışmaz. Haydi, varın işinize. -Ne yani bizi kovuyor musun? ..Arabadan bıçağı aldı. Öteki komşu -Ayıptır bu yaptığın.Ver şunu..Zorla elinden aldı. Arabasına bindirdi. Gönderdi,

     Şimdiii, bu manzara eşliğinde soruyorum. Bu yaştan sonra kendi hukukumuzu, hakkımızı koruyamayacağımıza göre; Yani kaba kuvvete başvurmayı kendimize yediremeyiz. Yoksa lehül hemd veşşıkır, gücümüz yerindedir, Yumruğumuz da. Amma bize yakışmaz. Diyalog varken, kavga neden!! Soruya geldim. ACABA BELLİ BİR SAATTEN SONRA SOKAKLAR, TRAFİĞE KAPATILABİLİR Mİ?!! MALUMUNUZ HAVALALAR ÇOK SICAK. NEM ÇOK YOĞUN. NEFES ALMADA ZORLANIYORUZ AÇIKÇASI. ÇOĞUMUZ DA YA DAMDA YATAR YA DA BALKONDA. KAVGA EDECEK HALİMİZ DE YOK. BAKMAYIN ATIP TUTTUĞUMA! ATANMIŞ VE SEÇİLMİŞ KENT YÖNETİCİLERİNE SAYGIYLA ARZ OLUNUR.

 


Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
yazar'ın diğer yazıları
makale kategorileri
 
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet