Değiştiremem ki. Değiştiremezsem, kalp büyümesi ve romatizmasına yakalanacakmışım..Onun sıkıntısı var üzerimde. Gerginim de. Holter aletini de taktılar. Yarına kadar spor yok.. Ya birader, beni niye doktora götürdüler ki? Sizin gideceğiniz varmış.Gidin..Vaktiyle Belen’de geçici olarak çalışıyorum. Sevk alacağım. Teee Gedik’e kadar gidip sağlık ocağından İskenderun’a sevk ettireceğim.Kadın doktor sevk kağıdını imzalarken, -Valla benim de başım ağrıyor.Ne yapsam boş.Dedi..Yardımcı kadın atıldı. —Doktor hanım siz de doktora gidin.- Şimdi doktora gideceğim. Bir sürü tetkik isteyecek. Belki de bazı hastalıklarım ortaya çıkacak. Öfff, vallahi bıktım. Gitmeyeceğim.. Bende de o hesap. Beni niye kardiyologa aldılar ki! Bir şeyim yok. Olmaz olur muymuş? Yaşım gelmiş 65’e. Gerçi spor yapıyor muşum da... Ne oluuur ne olmazmış!
Randevu günü sekreter aradı.-Fevzi Bey randevunuza gelirken kullandığınız ilaçları da getirin ikazıyla irkildim..Yola çıktık.Hanım, her an kaçıp gidebileceğim korkusuyla elimi sıkıca tutmuş.
Sağ olsunlar, işimizi çabuk hallettiler. Damarlar tertemiz. Spora devam. Ağırlık yok. Yüklenmek de. Holter aleti sabaha kadar takılı kalacak. Duş da yasak. Hısbın .Allah ve nığmıl vekil!..Ne yapılır o halde. Girişenlerin taziyesi 5’te. Saat 14. Hanım -Fevziciğim, artık öyle ağır yemeklere paydos. Bolca yeşillik tüketeceğiz. Çay kararında içilecek. Emir büyük yerden..Gazeteyi hatmettim.Zaten iç açıcı haber yok. Geçtim bilgisayarın başına. Yazıya başladım. Telefon çaldı.-Buyurun? —Fevzi Mamioğlu’yla mı konuşuyorum? —Evet. Ben kiminle müşerref oluyorum? -Beyefendi ben ...bankasından arıyorum Sizi bilgilendirmekle görevlendirildim.. On yıl önce bir alışverişim olmuştu. Borcumuzu erken kapatmış, kartımızı da iptal ettirmiştik. -Evladım, bilgilendirilmek istemediğimi söylersem kızmazsınız değil mi? -Yok efendim.Teşekkür ederim.-Güle güle...Oldum olası bu tür konuşmalar beni gerer..Yahu kardeşim, sizinle ilgimi ceza ödeyerek kesmişim!Ne diye ararsınız ki!..Yazıya konsantre oldum. Olamadım. Bir telefon daha. İstanbul’dan. Sabit telefondan aranıyorum. Bir kadın sesi. —Alo Fevzi Mamioğlu’yla mı konuşuyorum? —Buyurun efendim benim.- Fevzi Bey sizi Genel Sağlıktan arıyoruz.(Bir an kaymakamlık yardım vakfından arandığımı sandım.) Taahhüt etmiş olduğunuz ve ücretsiz olan üyeliğiniz bir yılını doldurdu..Bu yıl kendi sözünüz üzerine (Kendim 4 Ocak 2014’te, bir yıl sonra 2015’te 204 TL.karşılığında uzatılmasını sözle taahhütte bulunmuşmuşum!) —Eeee? -Bu akşama kadar borcunuzu ödemezseniz 2700 TL.lik haciz kararını işleme koyacağız!!! —Kızım böyle bir taahhütte bulunmak bir yana, sizinle konuşmadım. —Konuşmuşsunuz amca konuşmuşsunuz. —İspat edin. Dahası mademki konuşmalarımız kayıt altında. CD’sini gönderin. —Hatırlamıyorsunuz.-Ben ödemeyeceğim. Haciz kararı çıkarsa da sizi mahkemeye veririm.- O zaman sizi müşteri temsilcisine bağlayayım..Tiyatroya bakın. Santral yok ya! Diit sesini duyuramıyorlar. Masaya vuruyorlar.Sözde bağlantı yapıyorlar..Gelelim müşteri temsilcisine..Aynı herzeleri okudu!..Son sözünü söyle diyor. Beyefendi sorgu hâkimi keenna! —Bana bak, elinden geleni yap. Ben de sizi mahkemeye vereceğim dedim. Telefon kapandı. Sinirlerim boşaldı. Avukatı ve bankamı aradım. Sağ olsunlar. Teselli ettiler. Merak etmememi istediler.Polisi de aradım..Meğer tek mağdur edilmek istenen ben değilmişim. Nice insanları böyle böyle tokatlamak istiyorlar. Cümlemizi Allah korusun. Âmin.
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!