Skip Navigation Links

RAMAZANDA SAĞLIKLI BESLENME

Akademik bir başlık oldu galiba.

Gazete Köşesi   A+a-

 

Ama öyle sıkıcı bilgilerle kafa şişirmeyeceğim. Akşam yemeğinden sonra söylenen bir söz var. “Tğaşşa vıt meşşa.” Akşam yemeğini ye ve yürü anlamında. Bu aralar Ramazan hep yaz mevsimine tesadüf ediyor. Top saat 20’yi geçe atılıyor. Tüm gün, açlığın verdiği halsizlik ve sabırsızlıkla Allah ne verdiyse yükleniyoruz. Öyle çok yiyenlere “Tım meılek. Batın meılek?” Ağzın senin değil. Çünkü o an beyin, sadece yemeğe odaklanmış. Ama midenin doygunluk hissi de mi yok? Derler. Burada iradenin öneminden söz ediliyor.

Demin, acilde çalışan bir hemşireyle görüştüm. Acil vakaların, çoğunlukla akşam yemeklerinden sonra arttığını gözlemlemiş. Meşhur beslenme uzmanı Yasemin Bradley’in eşi Tony, “ -Yasemin’le tanıştıktan sonra Türk Tony oldum.” Diyor bir kitabında. Adam, Türkiye’ye geldikten sonra, davetten davete gidiyor. Tabi gönlümüz gani bizim. “-Ölümümü gör yemezsen. U ivallah senin için yaptım. Tarzı söz ve tavırlarla yemek zorunda bırakılıyor. Tabi o incecik doktor gidiyor. Yerine şiş göbek Tony geliyor. Ondan sonradır ki, abur cuburu çok seven eşiyle “Canın boğazdan gelmediğini, bilhassa oradan gidebileceğini” anlatan meşhur diyet kitabını yazıyorlar.

Rahmetli babam hamur işi yemeklere bayılırdı. Bir önceki yazımda anlatmıştım. Sembüsketler, tıtmaçlar ve tabi börekler. Ne yazık ki, ölüm de öğle yemeğinden sonra onu yakalamıştı. Yemeği iskeleye yanaşık gemide yemiş. Şubat güneşinde sandalyede oturup sigara tellendiriyor. 150 kiloya yakın gövdeyle öne doğru kaykılı vaziyette oturuyor. Göbek altı şiş, mide dolu. Öne doğru eğik. Göbek dolu mideye, mide de kalbe basınç yapıyor! Ani bir kasılma ve yere düşme. Bedi abim yanında ama çi faide! Anında kalp durması. Yıl 1961. Şubatın 7’si. Ambulans da bir adet. Kamyon kasasında taşınıyor.

Bu yüzden, lütfen had aşımı olarak algılanılmasın. Yemeklerden sonra, hele akşamları, hemen kanepeye kurulup tv izlemeyelim. Yöremizin yemekleri ağır. Tatlılarımız da. Mevsim gereği çorbaya pek yer verilmiyor. Sudan sonra, iri lokmalar mideye indiriliyor! Bu aralar maçlar da var. Çerez, pasta ve meyve ardı ardına tüketiliyor! Ondan sonra gelsin mide ve tansiyon şikâyetleri. Şeker yükselmeleri. Göz kararmaları. -Amanın çocuklar bana bir haller oluyor. Yetiştirin acile.

Havalar sıcak. Hem de çok. Gündüz açlık çekmemek için, tükettiğimiz peynirli künefeler, müşebbekler ve tabi kaaaayyymaklar. Bize azap olarak geri dönüyor valla. Bes bize mi! Eş ve çocuklar da çekiyor. —Allah vere de ölmezse. Duaları ağızlarda. Tansiyon ve ona bağlı beyin travmaları, maalesef insanda kalıcı hasar yapmakta.

Çocukluğumuzda da yemekler aynıydı. Aynıydı ama ekmekler başkaydı. Biz, kepekli kara ekmek yerdik. Şimdilerde diyet uygulayanların, “-Ay vallahi biz kepek takılıyoruz” eda ve işvesiyle, üstelik öğünerek anlattıkları esmer ekmeğin kıymeti bilinmedi. Hazım konusunda harikalar yaratan yaradan esmer ekmek, o zamanlar bizim doğal müttefikimizdi.

Kepek demişken, yılar önce yaşadığım bir anıyı paylaşmak isterim. Duacınız ben, 2010’a kadar 118 kiloydum. Yıllarca, 30 kiloluk tenekeyi oflaya poflaya taşımışım. Sabah akşam koşar bir türlü zayıflayamazdım. Nasıl zayıflayayım ki! Sevinir yerdim. Üzülür yerdim. Araştırdım. Kepeğin, doygunluk hissi verdiğini buldum. Karaağaç’taki un değirmenlerinden birine gittim..-Selamün aleyküm. — Aleyküm üsselem. Buyurun? —Ahi,(Kardeş) ben kepek istiyorum. —Leşo? (Niye?) -Yemeklere katacağım..Adam önce beni tepeden tırnağa bir süzdü. İnanmayan bir tonla -Mışen Alla? (Allah için?) -Vlek İvalla yemeğe katacağım.. Der demez adamı bir gülme tutmaz mı? Neden sonra- Ağabey, kusura bakma ya. Bizde kepeği hayvanlara yedirirler de! Dediydi.

118’den 83–84 kiloya düşmem bir yılımı aldı. Ekmek hayatımdan tamamıyla çıktı. Şeker bayramında yaptığımız kakeye paydos dedik. Yapılsa da 2–3 kilo. Tabi doğru zamanda ve doğru olarak yaptığım sporun faydası da var. Şu anda o yağ tulumundan eser yok. Gençliğimde hep hayal ettiğim formda bir vücuda sahip oldum. Ama “Bağdül harabıl Basra.” Basra harap olduktan sonra. Tüm gençliğimi yüksek tansiyon ve ona bağlı asabiyetle geçirdim. Sıfır numara vurulmuş kafamda buz torbası eksik olmazdı. Şimdi mi? Üç tane 20’lik genç taşıyorum. Ezan okundu çocuklar. İftarınız makbul olur inşallah. Afiyet olsun. Yürümeyi de ihmal etmeyin lütfen.

 


Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
yazar'ın diğer yazıları
makale kategorileri
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet