Skip Navigation Links

BİR ZİYARET

Yazlıkta eşe dosta ziyarete gitmeyi severim. Dolmuşta durakta, göz aşinası olduklarınızla muhabbeti ilerletmek istiyorsunuz.

Gazete Köşesi   A+a-

 

    Ama ne bizim ne de onların vakti birbirini tutmuyor. Siz erken kalkarsınız. Onlar geç. Onun için Minbyice’de (Yazlığımızın bulunduğu köy. Pardon mahalle! (Laf aramızda bu değişikliği hiç sevmedim.) ziyaretler maalesef pek teklifli. Bu yıl Neşezadelerin evini kiralayan Hacı Muin de, işte bu göz aşinası olduklarımdandır. Çok kibar bir bey. Ne zaman karşılaşsak, -Kemali afiyettesinizdir inşallah beyefendi. Pek görüşemiyoruz. Lütfen bu hafta sonu acı kahvemi içmeye beklerim efendim. Yazılarınızı da pek lezzetle okuyorum. Evimiz yatırın hemen sağında. Geniş, bahçe içinde. Şaşırmazsınız

     Hafta sonu torunum Gencay’la on gibi hareket ettik. Beş yaşında beyimiz. Yürümeyi pek sevmez. Ayaklarının biraz açılması lazım. —Orada kuzular var. Dedim. Yaprak ve ot yedirebileceğini söyledim. Kabul etti. —Çitosla jelibon da var mı? Diye sormaz mı!..Duymazdan geldim..Yatır bizim evden 20 dakika tutuyor. Biraz da yokuş. Gencay’ı da hesap ederek evdekilere öğle 12’ye kadar bekleyin. —Gelmezseniz sofraya oturalı mı?. -Tamam..evden merasimle çıktık. Hanım, terlerse Gencay’a değiştirmesi için fanila verdi. Bana da havlu. Sırtıma koymam için. —Şemsiyeyi unutmayın. Tembihiyle yola revan olduk mirim. Yarı yolda Gencay su kaynattı. —Dede ben yoruldum! —Yürü az kaldı. -Olmaz terledim..Yokuşa da geldik. Hava esiyor. Nasıl yapalım! Şansım yok. Ya yürüteceğim ya da taşıyacağım. Niyetimi anladı. —Dede bak ben yoruldum. Taşı beni..Yoksa ağlarım. Adam olacak çocuk. Niyeti hemen anlıyor. Aldım sırtıma. Maşallah ağır da.

      Yolda değirmene buğday götüren bir arkadaşa rastladık. Sağ olsun. Benim gibi bir ihtiyara acıdı. Gencay’a -Gel gel. Seni eşeğe bindireyim. İster misin?.. Hemen atladı. Yatırın önünde indik. Muin Beyin evi karşımızda. Koca bir kapı. Tokmağı çaldık... Bekle bekle. Gelen yok. Bir daha, bu sefer elle hızlıca vurdum..Ayak sesleri geldi. Asık suratlı bahçıvan - Derdin ne ki sabah sabah kapıyı vurursun?..Hoppalaaa! Kandıra karşılaması dedikleri bu galiba! —Özür dilerim. Ama saat 10.30. Vakit öğleye geliyor. Hacı Muin hafta sonu beklediğini söylediydi de.- Haaa, iyi. Geçin bakalım. İçeri seslendi. —Hacı Beyin misafiri var. Beye haber verin.

     Allah’tan üzerimiz aramadı!..Bahçeye girdik. Koca çamlar serinlik veriyor. İleride büyük bir ev. İki katlı. Boya istiyor. Yapraklar ayağı kaydırıyor. Belli ki bakım istiyor bahçe. Peki, bu bahçıvan kılıklı yarma da ne! Neyse ne. Bize düşmez.. Çamların gölgesinde oturduk. Belki bir çeyrek. Gelen giden yok. Hem çağır hem de karşı çıkma. İşte buna bozulurum arkadaş. Gencay da -Dedeciğim acıktım demez mi! Haklı yavrucak.-Bak orada çam fıstıkları var. Gel onlardan yiyelim. Laf aramızda benim de karnım açıktı. Vakit 12’ye geliyor. Hacı’dan haber yok..Neden sonra esneyerek geldi. —Ya güzel kardeşim uyuya kalmışım. Kusura bakma. Hoş geldin..Sarıştık, öpüştük.

   —Kusura bakmayın. Rahatsız ettik. Hani hafta sonu beklerim. Buyurun demiştiniz ya! —Haaa öyle ya. Hoş geldiniz. Hoca hanım nasıl? Torun oğlandan mı? —Evet. Elinden öper. Acıkmış da çam fıstıklarını yiyor.. Adam pişkin. Hayır yani. Kahve de söylemedi. Çok kızdım... Esnedi. —Mübarek gün. Geçmek de bilmiyor ki..Allah Allah! Kalkıp da gitmek var hani..-Fevzi Bey saat kaç. -12’ye çeyrek var...-Oooo, daha vakit varmış.. —Pardon neye efendim. —İftara.        —Anlamadım. -Beyefendi rahmetli babam Hılvencizade abu Naim derdi ki;- Çocuklar, Ramazan’ı iki gün önceden karşılayın.Sevaptır..Allah kabul etsin. Ben de bu gün başladım oruca. Zat-ı alileriniz de tutar mısınız?..Soruyu cevaplamadım bile. Gözüm Gencay’da. Belli ki çam fıstıkları onu pek kesmemiş. Babaannesinin tavuklu pilavını hayalliyor. —Hacım Allah kabul etsin. Biz tam zamanında tutarız. Ne bir fazla ne bir eksik. Ruhsat-ı aliyenizle. Görüşmek üzere. Hadi Gencay gidiyoruz.

     O ağır, yürümekte zorluk çıkaran Gencay’la 20 dakikalık yolu 15’te aldık vallahi Kapıdan girerken nenesine -Gülsereeen babaanneee pilav et kaldı mı? Hacı amca oruçluymuş. Dedem de acıktı... Sağolsun hanım. Ne olur olmaz payımızı ayırmıştı.

     Muhterem okurlar, mübarek Ramazan başlıyor. Hepimize hayırlı olsun. Özellikle ülkemize. Bu güzeller güzeli ülkemize hayırlar getirmesini diliyoruz. Aman iftarda pek kaçırmayın. Usulünde kararında. Afiyet olsun efendim.

 



Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Toplam (1) adet yorum var.
DAVUT TAŞDELEN 29 Haziran 2014 Pazar
Kaleminize sağlık. 8. gün habere renk kattınız.
yazar'ın diğer yazıları
makale kategorileri
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet