Skip Navigation Links

TATİL “OKUMALIK”LARI

Bu okumalık sözünü, İvedik filminde duymuştum.

Gazete Köşesi   A+a-

 

   Beyefendi kitapçıdan kitap istiyor. Kitapçının -Nasıl bir şey olsun? Sözüne karşılık da Recep İvedik de, “Okumalık” olsun der! Tıpkı sarmalık lahana gibi. Dolmalık patlıcan gibi. Buna da şükür. Okumayan ülkemizde, kitap ihtiyacının bir göstergesi olması bakımından ilginç bir anekdot.

   Yaz geldiğinde kütüphanelerin okur sayısı azalır. Kütüphanecilikten gelmeyim. Ve yıllarca da okur istatistiklerini ben tuttum. Kış döneminde kütüphaneye gelen okur sayısı, günlük 200 iken, yaz döneminde, deyim yerindeyse sinek avlardık. Tez hazırlayan öğrenciler ve araştırmacılar da olmazsa, -Benim dönemimde en azından- okur sayısı neredeyse sıfır olurdu. Ha bir de üniversiteye hazırlanan öğrenciler de vardı. Umarım şimdilerde durum değişmiştir.

    Şurası bir gerçektir. Türkiye’de kütüphanelerle okullar-öğrenciler arasında müthiş bir bağ vardır. Bunun dışında kalanların pek azı, ne yazık ki kütüphaneye gelmiyor- gelemiyor. Öğrencileri ele alalım. Tüm kış, projeden projeye koşmaktan, performans ödevlerinden ve tabi hazırlık kurslarından zaman kalmıyor. Hele hele, son yapılan değişiklerden sonra. Yani öğrencinin kendine ayıracağı zamanı bile olmuyor.

   Kimisi de köyden geliyor. Görüyorum, koltukta uyuklamış garibim. Kalıyor yaz ayları. O zamanda da, sınavdan geriliyor sinir yayları! Buna rağmen, plan ve program dâhilinde çalışan öğrencileri kaydetmek gerekiyor. Bunlar, kışın not ettikleri okunabilir- okunmalık- okumalık kitapları, yaz aylarında kütüphaneden alıp okuyorlar. Ellerinde kitap listeleri olan çok öğrenci gördüm. Öğrenci olmayıp çalışanların, aynı mantık içinde yazın kitap okumaları önerilir.

   Bunların dışında, az kitap okuyanların belli bir edebiyat türü düşkünlüğü vardır. Roman, hikâye, tiyatro vb. Bunlardan birine yoğunlaşır. Yaşamı boyunca bu tür kitapları okurlar.

   Bazen, çocuklarını kütüphaneye getirip de ödev yaptıran velilere söylerdim. —Lütfen, siz dâhil kütüphaneye ücretsiz üye olun. Kelime haznesinin gelişmesi, okuduğunu kolayca anlayabilmesi ve toplum içinde söz söyleyebilecek duruma gelebilmesi için kitap okuyun. Okutun!

   Size yemin, bunların onda dokuzu -Eeeeh, önce kendi derslerini yapsın da, vakit kalırsa evdeki kitapları okusun. Cevabını verirlerdi.. TABİ BUNLARI DİNLERKEN, TÜRKİYE’DEKİ EĞİTİM SİSTEMİNİN, NE YAZIK Kİ ÖĞRENCİ ÜZERİNDE YAPTIĞI BASKIYI DA DÜŞÜNMEMEK OLMUYOR. BAKANLIK, MÜFREDATI YÜKLEDİKÇE YÜKLÜYOR. ÖĞRETMEN BUNU BİTİRMEK ZORUNDA. BEYİNLERİNDE KENDİLERİ İÇİN AYIRACAK KIRINTI KALMAYAN ÖĞRENCİ DE, YAZIN KÜTÜPHANEYE GELİP DE KİTAP OKUMUYOR. Ç Ü N K Ü B I I I K M I I I I Ş Ş Ş! YANİ ŞİŞMİŞ. YANİ OKUL BİTSE DE ŞU KİTAPLARDAN KURTULAYIM SENDROMU YAŞAAANIYOOOR ÖĞRENCİLERDE.. BİLMEM ANLATABİLDİM Mİ?

   Son bir not. İngilizlere sormuşlar. Mutluluğun kriterlerinden birsi de ne olabilir? Tabi paranın yanında, bisiklete binmekle kütüphaneye gitmenin de mutluluk kaynağı olduğunu söyleyenlerin sayıları da oldukça yüksekmiş. BİLGİLERİNİZE EFENDİM.

   Kütüphane yöneticilerine konuyla ilgili bir önerim olacak. Yıl boyu, yeni gelen kitaplarla eski klasiklerden oluşmuş bir serginin sürekli açılması düşünülebilir mi?Nokta.

 

 


Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
yazar'ın diğer yazıları
makale kategorileri
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet