Daha önce de yazdığım gibi; Su akar mecrasını bulur..

Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner..

Gelelim bölgemiz sorunlarına;

İskenderun Limanı’nın özelleşme süreci büyük umut oldu..

Peşinden Hassa tüneli..

Baş döndüren, umut yüklü adımlar bunlar..

Hala büyük sorunlarla mücadele eden belediyeler söz konusu..

Elleri kolları bağlı, çaresizlik içinde hizmet üretmek gayretiyle..

Sanayici sıkıntılı, esnaf umudunu yitirmiş, gelecek kaygısı her geçen gün artarak devam ediyor..

İskenderun Limanı yani Limak Port ve diğer liman işletmelerinin çalışması ise sanayi üretimi ve ihracat hareketiyle doğrudan irtibatlı bir durum..

Piyasalarda canlılık, hareket ve bereket umudu veren İskenderun Limanı yani Limak Port’da durum ortada.

1 Ocak 2015 tarihinden itibaren ciddi bir hareket bekliyorum..

Bölge ekonomisi o kadar sıkıntılı ki, yaprak kımıldamıyor..

İnşaat sektörü her an patlayabilir..

İnşaat sektörünün patlaması, bir çok müteahhidin sıkıntılı bir duruma düşmesi ise piyasalardaki kötü gidişatı daha da büyük sıkıntılara sokabilir.

Bunun içindir ki, sanayi üretimi alanlarında yatırımcılara, liman işletmelerine, tarımsal kalkınmaya, inşaat sektörüne ciddi destek vermek gerekli kanaatindeyim.

Ortadoğu’daki yangından en çok etkilenen merkezlerden İskenderun Körfezi’nde ise durum vahim iken, kaynakların verimli kullanılması, sanayiciye, yatırımcıya, liman işletmelerine, üretim ve istihdam sağlayan kurum ve kuruluşlara daha hassas ve dikkatli yaklaşmak, moral ve motivasyonlarını dimdik ayakta tutmak çok önemli.

Unutulmamalıdır ki, aksi bir durum ortaya konur da, sanayici zora girerse piyasalarda domino etkisi yaratır ve onlarca sektör tepetaklak olur.

Yaşat ki ülken yaşasın..

Binler, onbinler, yüzbinler ve milyonlar mutlu, huzurlu olsun..

Yatırımın, yatırımcının, istihdam yaratanın yanında olmak, moral ve motivasyon desteği vermek bu manada çok önemli..

Oldukça kırılgan bir süreçten geçiyoruz..

Güzel ülkemde birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var..

Bir yatırım söz konusu olduğunda, “Nasıl yolarım, menfaatlenirim, çıkar sağlarım ya da zarar veririm” niyetiyle değil de, bardağa dolu tarafından bakan, işin istihdam, üretim, katma değer, ihracat ve kalkınma boyutuyla ele almak daha önemli değil mi?

Hatay’ın büyükşehirin sıkıntılı yapılanma süreci, yatırımların ve yatırımcıların ilgi beklediği bir dönemde, havada olumsuz bir tablo varmış gibi bir algı oluşturmak ciddi zararlar verebilir.

Şu sıkıntılı süreci hep birlikte, el ele, gönül gönüle, dayanışma içinde atlatabilirsek ne mutlu bize..

Unutmayın; bugünlerde, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemde ne ekersek gelecek yıllarda onu biçeceğiz..

Kalın sağlıcakla..

Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!