birbirlerine oranla değişimler göstere bilir. Bu değişimler sonucunda bireyler arasında bazı sıkıntıların gelişmesine sebep olur. Bu sıkıntıların ardından bireyler arasında düşünce ayrılıkları oluşurken, aile fertleri anlaşılmadıklarına dair birbirlerini suçlamalara maruz bırakırlar.

Bu gibi anlaşmazlıklar her ailede yaşanabilecek bir olgunun olması gayet doğaldır. Çünkü her birey yaşı itibariyle, kendine ait belli bir ortamı ve değişik bir çevresi oluşmakta ve yeni kazanımlar elde etmektedir. Bunların yanında da değişik okullar bitirmesi ve eğitiminde kendine farklı görüş ve düşünceler sahip olması bazen de anne ve babanın göremediğini kendisinin görmesi ve fark etmesi bazı sıkıntılı yansıtmalara sebep olabilir. Aynı zamanda, toplum ve kültürel sosyalleşmeler birey üzerinde büyük etkiler sağlar. Bu etkiler de şahıs üzerinde önem taşımaya başlar. Farkına varmadan ruhsal belleklerde belli istekler oluşturabilir. Bu istekler doğrultusunda bazı yönlendirmeler ve yönelmeler bireyde oluşur. Birey de aile içerisinde aileye ters gelebilecek olumlu olumsuz isteklerde bulunur ve bu isteklerinde de ısrarcı da olabilir. Şuurumuzun mantıklı yönü gibi görünen arzular bireyi isteği yönünde çekebilir. Dolayısıyla aile içerisinde bireyler arasında istek ve arzular değişmeler gösterir. Bu değişmeler sonucunda da aile içerisinde çatışmalar ve sıkıntılar yaşanır.

Anne ve babanın çocuklarından istek ve arzuları düşünce ve yaşam tarzlarına göre gelişirken, aynı zamanda gençlerinde kendi arzularına göre istekleri gelişir. Şayet ki her iki taraf saygı nezdinde bu istek ve arzuları konuşulursa kimin ne istediği anlaşılır ve aile de bilinçli davranışlar gösterir. Aksi takdirde kimin ne dediği anlaşılmaz ve her birey kendi doğrularını değişik yöntemlerle uygulatma girişiminde bulunur. Bu uygulatmaların girişimleri çoğu zaman ev içerisinde yüksek dozlu tartışmalara neden olur. Yapılan bu tartışmaların sonucunda aile tüm komşularına kendini teşhir ederken rahatsızlıklar verir. Amaçsızca ve bir anlık bilinmeyen öfkenin sonucunda yerini kırılan gönüllere bırakır.

Bir amaç üzerinde ilerleyen bir aile, nedeni belirsiz meydan muharebelerini andıran çatışmalara bırakırsa, yıllardır birliktelik yaşayan eşler anlamsızca ayrılır. Oturup mahkeme kapısında düşünürken birkaç damla gözyaşı ile geçiştirilir. Sonuçta eşini anlamayan eş ve çocuğunu anlamayan ebeveyneler oluşur. Pişmanlığımızı da inkârla ifade eder, başkalarına da yansıtır, aynı zamanda da “kısmet böyleymiş” aklına uydurulur. Düşüncelerimizde ısrarcı olup şuursuzca yaptıklarımızın arkasında durmaya devam ederken, gururumuza yenik düştüğümüzü görmeden yakın çevremizle yaptıklarımızı paylaşır “öğünmek” gibi, bir gaflete düşer, delalete uğrarız. Sorumluluklarımızı sorumsuzca harcar, canı gönlümüz olan yaşamımızı da bir çırpıda gereksizce, bildiğimizi farz ettiğimiz ancak bilmediğimiz sebeplerle birilerine satarız.

Sağlıklı yaşam dileğiyle…

SOSYOLOG MEHMET GÜVEN; Aile ve Eğitim Danışmanı

CEB: 05380513770- (326)6144603

E-mail: [email protected]

Web:www.guvenledanis.com