Skip Navigation Links

Danışmanlık Soluduğumuz Oksijen Kadar Gereklidir

Doktorlar; zihin, duygu ve beden arasındaki uyumsuzluğun ülser oluşumunda önemli bir etken olduğunu anlamaya başladılar.

Mehmet Güven

Gazete Köşesi   A+a-

  Bu yeni bir uzmanlık alanının, psikosomatik tıbbın doğmasını sağladı(Vırgınıa SATIR-2018)
Günümüzde danışmanlığın ve sosyal psikoloji terapinin, tüm uzmanlık alanlarında çalışmakta olan(kadın-erkek) “ister tıp alanında istese mühendislik alanlarında ya da siyasi-sosyal alanlarında olsun, ister esnaf ister çiftçi olsun isterse de işçi veya patron olsun fark etmez” her bireyin ihtiyacı olduğu görülmüştür. Halkımızın hemen hemen %80’ni bunun bilincindedir.
Ailevi, sosyal ve ekonomik sıkıntıların biyolojik rahatsızlıkların başı olduğunu tıp doktorlarımızın yanında çoğu birey farkındadır. Fakat bir ferdin sosyal psikolojik danışmana gitmesi demek, türlü vasıflara(deli gibi) maruz kalabiliyor. İhtiyacının olmasına rağmen sırf bu sebepten dolayı danışmanlığa gitmeyebiliyor. Ama bu sıkıntıların etkisinden dolayı türeyen biyolojik rahatsızlıklar başladığında(kanser-ülser vb.) hatta aşırı boyutlara vardığında psikoloji danışmanlığa zamanında gidilmediğine dair pişmanlıklar başlar. Psikiyatr ve psikolojinin akademisyenleri bu hastalıkların nedenlerini araştırırken, öne çıkan en önemli sebebinin gün aşırı yaşanmış zorluklardan kaynaklandığını ve birikim sonucunda hastalıkların baş gösterdiğini kanıtlamışlardır.
Şu anda ise bu süreci anlamamızı sağlayacak sınırlı bir teknolojiye sahibiz. Örneğin; şimdi negatif düşüncelerin beynimizdeki salgıları nasıl etkilediğini izleyebiliyoruz(Vırgınıa SATIR-2018) Tahminler ve hayaller kontrol edilmedikçe, “gerçekler” haline gelirler ve bu da genellikle yanlış anlamalara ve tuzaklara bizi götürür. Aslında sağlık kontrolü için doktora giden bireylerin, tıp hekimleri tarafından psikolojik destek almaları için tavsiyede bulunmaları zaruri bir hatırlatmadır. Maalesef bulunduğumuz ortamlarda böyle bir alışkanlığımız bulunmamaktadır. Nedeni de iki uzmanlık dalı arasında yeterince diyaloğun olmadığından dolayı kaynaklanmakta olabilir.
Bilhassa yaşamakta olduğumuz pandemi sürecinin vermiş olduğu psikolojik tahribatlar önüne geçilmese önümüzdeki pandemisiz günlerde değişik boyutlarda türeyecektir. Örneğin şizofren ve davranım bozukluğu, bunların yanında kaygı ve panik atak vakalarında artış gözlenebilir. Bu gibi rahatsızlıklarla karşı karşıya kalabiliriz. Bu durumu en çok düşünmesi gereken kurumların başında birey sağlığıyla ilgilenen kurumlar ve tıp hekimlerimizdir.
Sağlıklı yaşam dileğiyle…
SOSYOLOG MEHMET GÜVEN
Web.www.guvenledanis.com
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
yazar'ın diğer yazıları
makale kategorileri
ramazan bayrami 
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet