Skip Navigation Links

24 Haziran’ın Rövanşı 23 Şubat mı?

Hak, hukuk, adalet, liyakat…

Gökhan GÖKPINAR

Gazete Köşesi   A+a-

Hayatın vazgeçilmezleri!
Her yerde, her alanda…
Olmalı, yaşatılmalıydı!
Maalesef…
Kimde ne eksikse, onu dilinden düşürmezdi ya;
Tam da öyle oldu!
24 Haziran seçimlerinin rövanşıydı!
CHP Hatay İl Kongresi, dön de bir aynaya bak dedirtti!!!
Sadece CHP’nin değil, AK Parti, MHP, İYİ Parti ve diğer siyasi partilerin de aynaya samimiyetle bakması gerekmiyor mu?
Sözler, vaatler, idealler, parti programları, hedefler başka, yapılan, uygulanan başka!!!
Ne dediyse, ne vaatte bulunduysa tam tersini yapanlar, milleti enayi yerine koyanlar, samimiyetsiz kucaklaşanlar, çok konuşup az çalışanlar, sadece boş laf üretenler döneminin bittiği günleri sabırsızlıkla bekliyorum!!!
Biter miydi?!
Gelenler, gidenleri aratır mıydı?
Hep öyle olmadı mı?
Gideni mumla aradık çoğu zaman…
CHP Hatay İl Kongresi, şahsım ve binlerce kişi için tam bir hayal kırıklığı oldu!
Kadınlar yok!
Ve daha bir çok eksik, hata!!!
Öyle bir kongre ki, 24 Haziran seçimlerinin rövanşı!
Kartlar yeniden karılmış, oyunun kuralları yeniden yazılmıştı!
Senaryo, dengeler, başroller, figüranlar değişmiş, film setinde değişim olmamıştı!
Herşey yerli yerindeydi!
Samimiyetsiz, yalan, iki yüzlü, “Vekil-Asil Omuz Omuza” naraları atanın, parti içinde, tabanda sevilmediğinin belgesi, maskesinin düştüğü gündü geçtiğimiz 23 Şubat…
Vekil-Asil omuz omuzaydı da, asilin omzu çöktü ağırlıktan, vekilin yalanından, sahte gülücüklerinden, samimiyetsiz kucaklaşmalarından!!!
O kendini o kadar iyi biliyor ki, tasviri okuyanlar ‘CUK’ diye bilecekti!
Başka bir isim akıllara gelmeyecekti!!!
Siyaset, gönülleri fethetme sanatıydı halbuki!
Samimiyetti!
Dürüstlüktü!
Haktı!
Adaletti!
Hukuktu!
Emekti!
Maske düştü!
İkinci bir maske daha vardı!
Üçüncü maske!
Ve dördüncü…
Maskeli baloya gitmiş gibiydi!
Hırs, ihtiras, kin, nefret ve intikam duyguları, ayrı ayrı tüm maskelerin altından dökülüyordu!!!
Sinsiydi!
Yüzüne gülerken bile çirkin, ahlaksız hesaplar yapıyor, intikam yeminleri ediyordu içinden!!!
Hancı-Yolcu hikayesiydi halbu ki!!!
Hak, hukuk, adalet, emek, alınteri, nasırlı eller V.s naraları atıp da, haksız, hukuksuz, adaletsiz olanın, emek hırsızlığı yapanın yanına kar kalmayacaktı!!!
Kalmamalıydı!
Zaman hızla akıp gidiyordu…
Dün, dündü artık yeni şeyler söylemek lazımdı!!!
Ne zaman yeni şeyler söylemeye niyetlenmiştik ki, kocaman bir hayal kırıklığı!!!
Gelen, gideni mumla aratmıştı!
Giden için de çok iyi şeyler söylenemezdi ama yine de mumla aratmıştı işte…
Vaziyet o kadar kötüydü!!!
Akıllı olmak lazımdı!
İnsanları enayi yerine koymamak!
Samimi olmak lazımdı!
Ve, bekleyip görmek lazımdı!!!
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
makale kategorileri
 
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet