Yaşamın İçinden..

Kadın , genç kızlarının başlarına gelenleri anlatırken duyguları incecik yüzündeki çıkık elmacık kemiklerine sadece yansımıyor tüm benliğini sarsıyordu. Derin bir nefes alıyor, ardı ardına burnundan solup veriyordu. Çok ilginç hareketler yapıyor, gah haline gülüyor, gah ağlamıyor, dişlerini sıkıyordu. Sonra derin derin düşünüyor anlatmaya devam ediyordu.

Yanındaki kızı göstererek, “bu benim en küçük kızım diyordu, bu da şimdi psikolojik sorunlar yaşamaya başladı. En büyük kızım evlendi, ardından kocasının ve kaynanasının baskılarına dayanmayarak mahkemeye baş vurdu. Hakim de ilk celsede onu boşadı. Tekrar talibi çıktı, dul kadındır yalnızlığa gelmez vesilesiyle verdik. O şimdi iyi Allaha çok şükür, mutlu bir hayatı var. Ortanca kızım “garibandır canım benim” gencecik kocasıyla günlükçü olarak çalışırlar. Civar sitelerin birinde çalışırken hayır severin biri onlara bakmaları için evini ve bahçesini vermişti. Eve birkaç eşya alarak içinde oturdular.

Genç adam komşu evlere gidiyor bahçıvanlık yapıyordu. Kadında ev ve bahçe işlerine bakıyordu. Henüz çocukları yoktu. Fakat kızımın karnı burnundaydı, her an doğum yapabilirdi. O günlerin birinde kahvaltıdan sonra adam işe çıkmış, kadında tek başına bahçeye inmişti. “Başlarına neler geleceğini nereden bilsinler, bilemezler tabii.” Komşu bahçede çalışan işçiyi pek dikkate almadılar. Onu da herhangi bir işçi olarak gördüler. İşçi, gençlerin zaafından yararlanarak evlerine girerek, tüm odaları karıştırmış doğum için biriktirdikleri altı yüz lirayı komodinin en alt çekmecesinden alıp ceybine indirmişti . O esnada bahçede bulunan kadın hırsızı fark ederek çığlığı basmıştı. Hırsız koşarak evden çıkmış ve komşu bahçede hiçbir şey olmamış gibi çalışmaya devam etmişti. Kadın hemen telefonla kocasını aramış, durumu izah etmişti. Telaşla eve gelen kocasıyla eve girmişler ve 600 lirayı yerinde bulmamışlardı.

Genç adam parayı hırsızdan almak için yan bahçeye geçmiş ve geçmekle hayatının en büyük hatasını yapmıştı. Doğal olarak işçi hırsız eve girdiğini parayı aldığını inkar etmişti. Bunun üzerine adam dayanamayarak hırsızın yüzünü gözünü iyicene morartmıştı. Hırsız adamdan kurtularak doğru hastaneye giderek darp raporu almıştı. Ardından karakola şikayette bulunmuştu. Şikayetinde de hem darb edildiğini hem de yurdundan gelirken beraberinde getirmiş olduğu on beş bin liranın da gasp edildiğini söylemişti. Polis gece vakti gelerek, genç karı kocayı karakola götürmüş sorgunun ardından kadın bırakılmış adamda mahkemeden sonra tutuklanarak hapishaneye konulmuştu.

Ailece çok çaresiz kalmışlardı. Bu durumda ne yapılır ne edilir bilmiyorlardı.

Böylece aradan tam tamına dört ay geçti. Bu süre zarfında adam hapiste kadında birkaç gün sonra doğum yapmıştı. Hırsızda pek boş durmuyordu . Bu durumdan faydalanmak istiyordu. Davasından vaz geçmek için gariban aileden elli bin lira talep ediyordu. Kocası için kadın bu parayı vermek istiyordu fakat parayı bulması mümkün değildi. Bir gün komşu bahçenin sahibiyle karşılaştı . Yaşananları bir bir anlatı. Adam çok şaşırmıştı. Çünkü işçisine çok güveniyor böyle şeyler beklemiyordu. Bunu hemen çözeceğini söyleyerek hırsızlığı yapan işçisini çağırdı. Ona ne dediyse ne anlatıysa davasından vaz geçirtmedi. Hırsız vaz geçmek için illa da elli bin lira istiyordu. Bunun üzerine komşu savcıya giderek ifade verdi. İşçisinin yurdundan gelirken hiçbir şey getirmediğini, ona acıyıp sokaklardan alıp iş aş verdiğini onda on beş bin liranın hiç olmadığını savcılığa anlatı.

Komşu bahçenin sahibinin bu ifadesi aileyi çok sevindirmişti. Umutla mahkemenin olacağı günü beklemeye başlamışlardı.

Gerçekte yaşanmış bu olayın ardından ne diyebiliriz. Yorum sizlerin…

SOSYOLOG MEHMET GÜVEN

CEP: 0538 051 37 70

4 / 11 / 2019