Türkiye'nin en zengin potansiyeline sahip merkezlerden biri olan İskenderun Körfezi'nde yaşayıp da ekonomik olarak çaresiz bir duruma düşmek canımızı acıtıyor ve tüm sektörlerden sancı ve isyan sesleri geliyor..  

Ya küllerimizden yeniden doğacağız ya da tükeneceğiz.. 

 Badire üstüne badire yaşıyoruz..

Birini tam atlattık derken, diğeri başlıyor..

Zengin toprakların fakir bekçileriyiz biz..

Topraklarından bereket fışkıran, bacalarından dumanlar yükselen, limanlarından gemiler kalkan bir memleketin fakir bekçileriyiz..

Türkiye’nin kendi içinde yaşadığı sorunlar bir yana, komşularında yaşananların ekonomiye etkisi daha da  büyük..

Devler liginde dahi sorunlar var..

Dev firmalar dahi ödemelerinde sorun yaşarken, daha küçük işletmelerin batağa saplandıkları bilgisi ise gelecek adına karamsar bir tablo ortaya koyuyor..

Ülkenin bir çok çıkmazdan bir arada kurtulması için düğmeye basan hükümetin, sorunların siyasi, ekonomik  ve terör örgütleriyle mücadele boyutunu kısa bir sürede çözüme kavuşturması ve ekonomik kalkınma hamlesi için düğmeye basması en büyük temennimiz..

Ne zaman ki Türkiye kendi öz kaynaklarıyla büyümeye ve başını kaldırmaya başlasa dış güçler devreye giriyor, içerideki taşeronlarıyla birlikte ülke genelinde kaos ortamı yaratıyor, istikrarsızlık  için çaba sarfediyor..

Ne kadar çok hain beslemişiz içimizde..

Kimisi dinle imanla..

Kimisi hak adalet ve özgürlüklerle..

Kandırmış aldatmış toplumu..

Hep bir takiyye..

Hep bir ağızdan yalan dolan..

Fettoş’u bir yandan 

PKK’sı bir yandan..

Sözde Müslüman yalan dolan Siyonist İslamcı terör diğer yandan.. 

El ele vermiş Türkiye’yi yok etmek için mücadele vermişler..

Ayrı kulvarlarda ve düşman gibi görünenlerin dahi, ittifak yapar hale geldiği, “Düşmanımın düşmanı dostumdur” dediği kirli ve alçak ittifakların prangalarına karşı koyan zengin topraklarda fakir birer bekçi oluvermişiz zaman içinde..

Nereye bağlayayım ?

Ne anlatayım ?

Hani dayağı yiyenle sayan bir olmaz ya..

İşte ondan..

Zengin toprakların fakir bekçileriyiz ya..

Sahip olduğumuz zenginliklerin gerçek sahibi olmak, şer odaklarının defedildiği günler için dua etmenin ötesinde hepimiz tek yumruk olup mücadele vermeliyiz..

Başka çaremiz var mı?

Başka vatanımız var mı?

Gidecek bir tek yerimiz var mı?

Yoksa eğer..

Din, dil, ırk, etnik köken, mezhep ayrımı gözetmeksizin geleceğe emin adımlarla ilerlemek adına kararlı bir duruş ortaya koymalıyız..

Türkiye’nin zenginliklerine göz dikmiş şer odaklarına fırsat vermeden, üretime, yatırıma, sıkıntılara göğüs germeye ihtiyacımız var..

Veriyorsak yeni bir kurtuluş savaşı mücadelesi..

Kanımızın canımızın ve inancımızın son damlasına kadar mücadeleye, vatanımızı, bayrağımızı, milletimizi güvenli yarınlara ulaştırmaya çalışmak için yemin ederek yola devam..

Başka Türkiye yoksa eğer..

Lafla değil icraatla.. 

Sözle değil yürekle..

Yüreklerle birlikte bedenimiz ve beynimizle mücadeleye devam..

Hain şer odaklarından kurtulana dek..  Evlatlarımıza güvenli yarınlar tesis edene dek yola devam..

Sen ben yok biz varız düsturundan ayrılmadan..

Milli mütabakatın en azından asgari müşterekte de olsa buluştuğu omuz omuza ilerlediği bir Türkiye..

Başka şansımız yok..

Irak, Libya, Mısır ve Suriye olmamak için..

Kenetlen Türkiye..