Skip Navigation Links
Enerjisa-Toroslar

İMAR PLANI, PARK VE TABİ TRAFİK

Bu yazı, sabahın 03’ünde tasarlandı.

Gazete Köşesi   A+a-

 

    Çünkü o anda evine gelen komşum Faiz, arabasını park etmek şöyle dursun. Evine girecek bir arayı dahi zor buldu. Arabalar kıçkıça park edilmiş. Yahu erenler, muhteremler, bunun hastası olur. Ambülânsı gelir. Yangını olur. Araç giremez. Şart mı gözünüzün önünde olması arabanızın!! Ve tabi kendi kendine söylendi. Bağırdı, çağırdı! Kapılar çarpıldı. Komşular hep kalktık!!! Konu bu efendim.

    Tabi ve mutlaka kanun koyucu olsun, özellikle de kent planlamacısı olsun. Kent halkı için yararlı bir düşünceyi uygulamaya koyacağı zaman, bunun getirisine de GÖTÜRÜSÜNÜ de düşünmüştür. Mutlaka. Şimdi gelelim Cumhuriyet’le Piri Reis mahallelerindeki uygulamalarına.

    İskenderun’un imar planı değiştirilirken, örnek olarak; Önceden 3 kat müsaadeli yerlere 4 kat izni verilmiş. Tabi meydan Mahallesinin Hava Alanı’na bakan kısımlarında da, bazı arsalar kapsam dışı bırakılmış. Oradaki vatandaşlar da, “Arsalarımız değerlendi. Ama inşaat yapamıyoruz. Belediye, birleşin diyor parsel sahiplerine. Herkes niye diye çekiniyor” Özetle karışık bir konu. Çözüm “Halliye Mahalliye”dir. Yani, yerel idarenin çözeceği bir iştiiir.

    Dönelim mahallelere. Zaten değişiklik öncesinde de karışıktı trafik ve park sorunu. Uygulama başladıktan sonra, daha da karışacak. Hatta tartışmalara dahi konu olacak. Eski adı Barbaros olan ve Piri Reis’i de içine alan mahallenin kuruluşunu ve iskânını gayet iyi bilirim. Her gelen, su içinde de olsa (Eski adı bataklıktır malumunuz!) bir yeri, kendine göre çeviriyor. Ortasın da gecekonduyu dikti mi, al sana bir sağlıksız yerleşimin doğumu! Takriben 50–60 yıl önce, şekillenen eğri büğrü sokaklar, o yıllardaki Belediye yönetimince disiplin altına alındı. Ön görülen nazım plan, vatandaşın evine zarar vermeden uygulandı Yani sadece yola taşan bahçeler istimlâk edildi. Sonuçta, örnek olsun diye yazıyorum, olarak, 141 ve 142. sokaklar ötekilerine göre daha dar kaldı. Belediye de ruhsat verirken, bu darlığı temel aldı. Bitişik nizam 3 katlı inşaatlar zuhur etti. 143’e ileride değineceğim. Sokaklar, o halleriyle bile insanı boğan bir durumda! Oralarda 5 yıl oturdum. Gökyüzünü, ancak apartmanlar izin verdiğince görebiliyorduk. Balkona çıkıldığında, karşı komşununkine değecek gibi oluyordunuz. Bitişik nizamdan kaynaklanan havasızlık, milleti dışarıya atıyordu. Vatandaş haklı nefes alacak. Her apartman, zorlamayla da olsa, en azından 6, bazıları da 12 daireli. Sokağa girdiğinizde, kendinizi bir gürültü değirmeninin içinde bulurdunuz!

    Yeni uygulamaya göre, birer kat artış bahşedilmiş! Bu bahşiş, nelere mal olacak? Buyurunuz hep birlikte görelim. Kaldıysa, parseller değerlendirildi. Saniyen, bahçeli olacağından, oturum alanı darlaşacak. Salisen, yükselti oranında daire sayısı artacak. İşte sorunun başlangıcı ve dahi odak noktası! Yol genişledi mi? Yok! Ana caddeler? Aşk olsun!..Araç sayısı! Galiba ben uzayda yaşıyorum! Gayet artacak. Ya ne sandın beyefendi! Şimdi sormazlar mı nazım planlamacılara; Cadde ve sokaklar yerinde saaaaaay, bina ve araç sayısı; AAAART ,UYGUN ADIM MARŞ!!!

    N yazık ki bu uygulama bana göre, İskenderun’ a halde ve gelecekte fayda getirmeyecektir. Sabahları erkenden, anılan mahalleleri, Süleymaniye ve öteki yerleşim yerlerini bir gezerseniz, bu serzenişlerime hak vereceksiniz. Havanın sıcak, nemli veya soğuk olması önemli değil. Zaten hiç yoktan gergin olan sinirler, en ufak bir sıkıntıda patlıyor. Gerçek bir hikâye. Sürücünün biri, minibüsünü Süleymaniye mahallesinde park etmiş. Sokağın numarasını özellikle vermiyorum. Geçen dönemin muhtarı, bir yazım üzerine gazeteye gelerek, ültimatom kokan bir not bıraktıydı. Vallahi benim de şeyim şey olduydu yani!!!

    Park edilen minibüsün sahibi, Piri Reis’teki taziye evine gidecek. Orada park edilemez. Cadde üzeri ve zaten kalabalık. Çıkış zor olur. Hatta imkânsızlaşır. Düşünce gayet masum. Ama birader -Sen kimsin ya kimsin! De aracını benim, her zaman park ettiğim yere bırakma basiretsizliğini gösterirsin. Modunda bir arkadaş, özellikle park etmiş minibüse zarar verecek şekilde çarptı. (Olaya şahit olduğumdan, adamın sözlerini aaaayyynneeennn! yazıyorum.) Adam, -Buraya park etmeseydin, ben de çarpmazdım özellikle diyor..Tıpkı, yurt dışına çıkan gurbetçilerimize çarpan zengin ve cahil adamların “-Siz niye buraya geldiniz ki? Gelmeseydiniz çarpmayacaktım.” Diyen pinpon top görünümlü beyinler gibi!!

    Demek ki birinci sorun, kat izni verip de, mal sahiplerine rant sağlamak değilmiş!!!Bu gün, her apartmanın önünde, daire sayısı ve hatta daha fazla sayıda araba var.İstatistikler değil, gören gözler söylüyor bunu.

    Sorunu anlattık. VEL HELL! (ÇÖZÜM?) Diyenlere cevabımdır. Evvelen ve ivedilikle, apartman zeminlerine park yeri yapma mecburiyetinin, acilen getirilmesi gerekiyor. Bu mümkün değil. En azından var olan apartmanlar için. Lakin yeni yapılanlara, mutlaka bu mecburiyet getirilmeli. Hatta uymayanların ruhsatı iptal edilmeli. Yetti mi? La vallah! Tez elden, civarda, hasbelkader rant cazibesinden kurtulmuş boş arsalar, bir şekilde kamulaştırılır mı, vatandaşlarca satın mı alınır bilmem. Artık o,kanun yapıcıya kalmış. Civardaki araç sahipleri, arabalarını getirip oralara park ederler. Bu bana göre basit. Uygulama nasıl olur? Elimde güç olsaydı, bal gibi yapardım! Arsa sahiplerine, müteahhidin vereceği daire parası kadar, hatta biraz daha fazlasını teklif eder, halliye mahalliye gereğince sorun çözülürdü.

   BİR TEŞEKKÜR: Kanatlı caddesini, bu muhteşem hale getirenlere, düşünenlere ve çalışanlara teşekkür ederim. En azından trafik rahat akar oldu. Gürültü de pek yok. Yalnız, 34.sokaktan çıkınca caddeye, karşıdaki evlere giden kısım öylece, pek banal bırakılmış. Belediye oraya da bir el atıp düzeltebilir mi? Nokta.

 


Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
yazar'ın diğer yazıları
makale kategorileri
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş