MEDYATİK BAKIŞ
Doğan SÜSLÜ
İletişim:0 532 728 45 53
Mar-Der Ş.urfa Basın Gezisi…
İskenderun Mardinliler Derneği ile İskenderun Arap Mıhallemi Derneği’nin organize ettiği Ş.urfa gezisinde oldukça güzel saatler geçirdik. Biz basın mensupları için düzenlenen gezide ilk kez siyaset ve gündem dışı konularda buluştuk ve yoğun iş temposunun stresini biraz olsun atmayı başardık. Gezimiz 30 Kasım 2013 gece 23’de Gökmen Petrol önünden başladı. Yaklaşık 40 kişilik ekiple Işık Turizm’e ait bir otobüsle Ş.urfa yolunu tuttuk.
*Sabaha karşı Halfeti
Yolda sanatçı arkadaşlarımız Güney'in İncisi lakaplı Emirhan kardeşimizle, müziğe gönlünü vermiş güzel sesli sanatçımız Mine Özcan bizlere birkaç güzel eseri hemen otobüs içinde seslendirdiler ve bizleri müziğe doyurdular. Yol boyunca yapılan espriler ve takılmalarla pek fazla uyumadan sabaha karşı 04.00 gibi Halfedi’de olduk. Gün doğmadığı ve rehberimiz henüz gelmediği için hem rehberimizi hem de günün ağarmasını bekledik. Otobüs içinde uyuyanlar olduğu gibi günün ağarmasıyla birlikte açık çaycı bulan arkadaşlarımız çaylarını ve sigaralarını bir güzel içtiler.
*Gölden ve dağdan gelen esinti
Sabah 06.00’da Halfeti tapu Müdürü aynı zamanda bize gönüllü rehberlik eden güzel insan Müslüm Kandemir’le buluştuk. Kandemir’in İskenderun TÜED Şube Başkanı Mustafa Uyan’ın teyze çocuğu olduğunu öğrendik. Göl kıyısındaki bir çay bahçesinde Müslüm bey bize sabah çayı ikram etti. Ardından sabah 07.00’da Birecik Baraj Gölü’nün (Ya da Fırat Nehri’nin) oluşturduğu göl içinde tekne turumuz başladı. Karagöl Dizisi’nin çekildiği, Kendal Ağa’nın gezip dolaştığı ve halen dizi çekimlerinin yapıldığı yer bizlere ilginç geldi. Bu arada Halfeti bir hayli soğuktu. Gölden ve dağdan gelen esintiyle birlikte önemli ölçüde üşüdük. Palto, şal, bere ve atkılara rağmen soğuk kendini hissettirdi. Bu arada bir yerli turist otomobili içinde ailesiyle birlikte park halinde uyumaya çalışırken otomobil etrafında dolaşan bir otobüs konuk yüzünden doğru dürüst uyuyamadı. Sanırım yerli turistimiz bizi iyi duygularla andı!...
*Rum Kale
Tekne turu sırasında sular altında kalan Halfeti’nin bazı evlerini ve camisini gördük. Tarihi mekanları, kaleleri tekne içinde gördük. Rum Kale adı verilen ve içinde kilise olan kale, Yavuzeli, Halfeti ve Nizip sınırları içinde bir üçgenin sınırın ortasında kalmış gibiydi. Her üç ilçeyi ayıran içinde bulunduğum göl ve gölün karşılıklı ki yakası oldu. Bunu buradan anlatmak zor. Tekne turu sırasında uygulamalı anlatmak daha kolay.
*Ciğer Kebabı ve köpüklü ayran
Tekne turu sonrası Müslüm beye teşekkür ederek Ş.Urfa’nın yolunu tuttuk. Sevgi Ciğer salonunda saat 10.15 gibi ciğerlerimizi, kuşbaşılarımızı yedik, biber soslu domateslerimizi yiyip, tas içindeki köpüklü ayranlarımızı küçük kepçelerle içtik. Çay ikramı sonrası Ş.urfa’daki rehberimiz Mehmet Barut’la buluştuk.
Mehmet Barut bizi ilk olarak Hz. Eyyüp’ün çile çektiği mağaraya götürdü. Burada dualarımızı ettik ve sabrın sonunun selamet olduğunu bir kere daha anladık. Yine Hz. Eyyüp’ün şifalı su ile yıkandığı kuyuyu gördük, kutsal ve şifalı sayılan sulardan çeşmeler aracılığıyla içtik.
*Otel El-Ruha’da öğle yemeği
Ş.urfa’ya gelmişken İbrahim Tatlıses Müzesi’ni ziyaret etmemek olmazdı. Tatlıses Müzik Müzesi’nde Ş.urfa’nın gelmiş geçmiş tüm müzik üstatlarının bal mumu heykellerini, müzik aletlerini, radyo, teyp ve benzer eski cihazları gördük. Müziğe gönül vermiş Ş.urfa’lı sanatçıların özgeçmişlerine tanık olduk.
Otel El-Ruha’daki öğle yemeğimizde yöresel salata bostana, soğuk lebeni çorbasının ardından gelen Urfa Kebap bizler için hazırlanmıştı. Yemek sonrası şıllık tatlısı ve çayımız geldi. Yemek sırasında Ş.urfa eski Turizm İl Müdürü Sayın Kadri Çetiner bizleri tarihi ve kültürel anlamda bilgilendirdi. Bazı arkadaşlarımız o sıra otel lobisinde olan Nuri Sesigüzel ile bir süre sohbet edip, fotoğraf çektirdi. Maç izlemek üzere Ş.urfa’da bulunan Reyhanlı Belediye Başkanı Mehmet Şanverdi ile de lobide karşılaşıp, ayak üstü sohbet ettik.
*Hz. İbrahim’in makamı
Yemek sonrası Hz. İbrahim’in makamını ziyaret ettik. Dualarımız sonrası yine kutsal sudan içtik. Ş.urfa Mutfak Müzesi’nde kiler malzemelerini, ocak ve fırınları gördük. Gündelik yaşamın sergilendiği bal mumu heykeller yine bizlere eski urfa yaşantısı hakkında fikir verdi. 58 Meydanı’nda bir kiliseyi ve diğer mekanları ziyaret etmek iste sekte kapalı olan mekanlar yüzünden bu amacımıza ulaşamadık. Elbet bu kutsal mekanları bir sayfaya , bir paragrafa sığdırmak mümkün değil. Tarihi ve dini kitapların yazmakla bitiremediği böylesi önemli mekanlara sahip olduğumuz için millet olarak bence şanlıyız.
*İlle de İsot!...
Bir saatlik bir çay molası ve dinlenmenin ardından serbest zamanda alış verişe çıktık. Urfa’dan ne alınır? Elbette isot… İsotumuzu, kuruluğumuzu ve hediyelik gümüş eşyalarımızı alıp akşam 18.00’da Ş.urfa Cevahir konul evinde olduk. Sıra Gecesi için hazırlıklar yapılırken yer sofrasında yerimizi aldık. Yine bostana ilk tattığımız şey oldu. Mercimek çorbası, içli köftenin ardından Domatesli urfa kebap ve tavuk şiş geldi. Yemeğim sonunda yine yöresel şıllık tatlısı geldi. İçki yoktu. Kafayı bulmak adına ben bol bol su içtim. Bulmuş olmalıyım ki halay sırasında düştüm, düşerken de Nazire’yi de düşürdüm. Allah’tan yumuşak iniş oldu.
*Cevahir Konuk Evi, su ve çift mendil
Cevahir Konuk Evi’nde İbrahim Görgün ve ekibi bize tüm hünerlerini gösterdiler. İbrahim Görgün’ün sesi gerçekten güzel. Elinden tutan olsa bence iyi yerlere gelir. Çiğ köftemiz yoğrulurken aklıma Urfa sıra gecelerini İskenderun’da başarıyla sergileyen İskele Cafe İşletmecisi Urfalı Bülent Şekelisoy geldi. Şekerlisoy’un kulaklarını çınlatıp, sıra gecesinin keyfini çıkardık. İçtiğim sudan olsa gerek oturduğum yerde çift kağıt mendille oynadım. Arada halaya kalkıp döktürdüm, döktürdük…
*Nazire’nin zılgıtı meşhur oldu
Nazire arkadaşımız yerinde ve zamanında çektiği zılgıtlarla bizim zılgıtçı başımız oldu. İbrahim Görgün ve ekibi bu zılgıtı çok beğendiler. Sıra Gecesi’nde Güney’in Yıldız’ı Emirhan kardeşim yine döktürdü ve bir birinden güzel parçalar seslendirdi. Emirhan’ın gelecekte çok iyi yerlerde görmeyi diliyorum. Sahne hakimiyetiyle, seçtiği parçalarla, Emirhan göz doldurmaya devam ediyor. Yine ekimizin güzel insanı sanatçı kardeşimiz Mine Özcan, Halfeti’de üşütmesine rağmen muhteşem bir performansla bizlere üç dört parça seslendirdi. Türküleri, uzun havası muhteşemdi. Mine Özcan’ın kendine has başarılı yorumu gerçekten herkesten beğeni topladı. Allah’ım nazardan saklasın…
*Bırakında arada bir kendimizi yazalım
İskenderun Gazetesi’nden gazeteci Zeki Kutlu ile Arapça Eğitmeni aynı zamanda gazeteci olan Nesrin Rihani arkadaşımız güzel oyunları ve halaylarıyla sıra gecemize renk kattılar. Gazeteci Ökkeş Özbulur’un doğum günü olması da gecemize renk kattı. Ökkeş kardeşimize her ne kadar yaş pasta iskram edemesek de isotlu çiğ köfteyi sembolik olarak ikram ettik. Elbet her dakikası dolu dolu geçen yaklaşık 28 saatlik geziyi bir köşe yazısına sığdırmam mümkün değil. Belki diğer ayrıntılarla daha sonra yine karşınızda olurum. Bu arada ayda yılda bir kere biz gazeteciler kendimizi yazdık. Lütfen okurlar idare etsin.
*Salih Bayar ve Nesrin Rihani’ye teşekkür
Urfalı Doğan Süslü olarak, Urfa gezini yazmak benim için çok keyifliydi. Biraz yorulsak da inanın bu yorgunluk tatlı bir yorgunluk oldu. Ş.urfa gezisi için Mar-Der İskenderun Şube Başkanı Sayın Salih Bayar’a, yönetim kuruluna ve Arap Mıhallemi Derneği yöneticisi Sayın Nesrin Rihani’ye ve diğer emeği geçenlere eşim ve kendi adıma bir kere teşekkür ediyor, benzer etkinliklerde tekrar sağlık ve dostlukla buluşmayı temenni ediyorum…
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!