07.10.2013
MEDYATİK BAKIŞ
Doğan Süslü
İletişim:0 532 728 45 53
Çelik-İş Sendikası, geçişler, dönüşler ve Ali Cengiz Oyunu
Çelik-İş Sendikası İskenderun Şube Başkanı Metin Önde’nin istifası sonrası, kimi çevreler Çelik-İş’in tam bir dağılma sürecine gireceğini iddia ettiler. Metal sektöründeki faaliyet gösteren bir başka sendikanın İsdemir’de örgütleneceğini ve toplu geçişlerin olacağı günlerdir anlatıldı. Türk Metal Sendikası’nın bazı genel merkez yöneticileri ve eğitmenleri bölgede sahaya indiler. Sonuçta Çelik-İş’te bir miktar kopma oldu. Bu gün geldi 33 kişiye, 100 kişiye 149 ya da 150 kişiye dayandı. Oysa fısıltı gazetesi bu rakamları 500’ler, 1000’ler ve 1500’ler olarak açıkladı. Hele hele Çelik-İş’ten gidip de geri dönenler dikkate alındığında, geçiş rakamlarının bilerek şişirtildiği ve abartıldığı daha net anlaşıldı.
MHP’nin açıklaması
Bu arada Çelik-İş Sendikasının dayanışma toplantılarından, yemeklerinden ve gecelerinden gelen haberler, Çelik-İş’in tam bir dayanışma ve kaynaşma içinde olduğunu gösterdi. Hele hele MHP Genel Merkezi ile MHP Hatay Milletvekili Şefik Çirkin’in MHP’nin tarafsızlığını açıklaması birilerini ortada bıraktı… Anladığım kadarıyla Çelik-İş’e rakip olmaya çalışan sendika, bilmeden Çelik-İş’e yarar sağladı. Diğer sendikanın çelik emekçilerini sendika değiştirme için ikna çabaları, girişimleri Çelik İş’te motivasyonu arttırdı. Bu sayede, Çelik-İş Sendikası ruhunu ortaya çıkaran, sadece bir siyasi görüşü değil Ak Parti, MHP ve CHP’nin görüşlerini sorunsuz bir biçimde içinde barındıran sendika anlayışı bir kere daha gün yüzüne çıktı.
Tabandan, tavana kenetlenme var
Esasen Çelik-İş Sendikası’nda alın teri, en önde gelen unsur. Çelik –İş’te siyasi görüşler emek ve alın terinden sonra geliyor. Tabandan, tavana bu duyguyla kenetleme sağlanmış ve siyasi görüşlerin sahipleri, her kademe de kendini temsil etme fırsatı yakalıyor. Ülkücü kökenli Recep Akyel genel merkez yöneticisi olarak görev alabiliyor. Şube yönetimleri dengeli oluşturuluyor. Aksi olsaydı, İskenderun Şube Başkanı Önde gittiğinde, sendikanın kalan dört yönetim kurulu üyesinin de gitmesi gerekiyordu. Bugün Şube Sekreteri Hacı Gönül, Şube Mali Sekreteri Tuncay Avcı, Şube Teşkilatlandırma Sekreteri Musa Okcu , Şube Eğitim Sekreteri Murat Kayış dimdik ayakta ve dördü de görevlerinin başındadır. Bir kere daha anlaşılmıştır ki yel kayadan bir şey koparamaz. Yarıkkaya Yeli bile Çelik-İş kayasından büyük parça değil ancak kırıntı koparabilir…
Kötülüğü, iyiliğe dönüştüren kurtarıcı
Çelik-İş Sendikası’nı, beraberinde A. Cengiz Gül’ü ve Hak-İş Konfederasyonu’nu karalama, yetkisizleştirme ve itibarsızlaştırma operasyonu tüm hızıyla sürüyor. Oyunu Ali Cengiz bozuyor. Ali Cengiz yem olmuyor ve görünen o ki hiç de yem olacağa benzemiyor… Peki nedir bu Ali Cengiz oyunu? Kimi çevreler, zaman zaman Genel Başkan A. Cengiz Gül’e ‘”Ali Cengiz Oyunu” başlığıyla gönderme yapsa da aslında oyundaki, hikâyedeki Ali Cengiz, kötülüğü, iyiliğe dönüştüren bir kurtarıcıdır… Tüm Ali Cengizlere, bugüne kadar karalama gayesiyle sallayanlar, yazanlar, çizenler aslında bilmeden onlara övgüde bulundular. Ali Cengiz’le re bilmeden iltifat eden pek çok kimliğimiz bundan sonra bu hikâyeyi lütfen bilerek kullansınlar. İşte Ali Cengiz Oyunu;
Ali Cengiz Oyunu
Hile ile iş yapanların yalanları ve akla hayale gelmeyecek planları için kullandığımız ''Ali Cengiz oyunu'' deyiminin kökeni eski bir halk hikâyesinden kaynaklı. Devrin birinde sihirbazlıkla uğraşan bir adam, bu işte o kadar çok ilerlemiş ki kendini istediği her şekle sokmayı da başarıp, bunu bir eğlence haline getirmiş ve insanları hayrete düşürmeye başlamış. Örneğin karısına: ''Bahçedeki keçiyi pazara götür, sat,'' diyor, hemen bahçeye gidip keçi oluyor, satıldıktan sonra da insan olarak eve geri dönüyormuş.
Adamın birde, bu oyunları isteyen herkese öğretme huyu varmış ama öğrettiği kim olursa olsun, son bir oyun daha çıkarıp öldürüyormuş onu. Öğrenen bir serçeyse derhal bir atmaca olup boğuyor, ağaçsa ateşe dönüşüp yakıyormuş. Oyunlar git gide daha korkunç bir hale girmeye ve sihirbaz bu yeteneğini kendini eğlendirmenin dışında, çıkarları ve halkı aldatmak için de kullanmaya başlamış...
Düzenbazdan kurtuluş
Sonunda olay padişahın kulağına gitmiş. Tellallar çıkarıp bu düzenbazı huzurunda kim alt ederse kızını ona vereceğini duyurmuş. Duyan herkes bu tehlikeli oyundan kaçarken Ali Cengiz adında bir genç bu göreve talip olmuş. Ve bu sihirbazdan kurs almaya başlamış. Oyunları öğrenirken aptal gibi davranan Ali Cengiz, öğrendiklerini gizleyip salağa yatıyor, sihirbaz da bir şey anlamıyor zannedip bildiği ne varsa en ince ayrıntısına kadar zevkle anlatıyormuş. Nihayet padişahın huzurunda yapılacak sınav günü gelmiş çatmış. Ali Cengiz bir koç olup gelmiş meydana. Sihirbaz derhal kurda dönüşmüş. Ali Cengiz kurdu boğmak için su olunca, sihirbaz kendini ateşe çevirmiş. Ali Cengiz bir çiçek olup padişahın kucağına düşmüş, sihirbaz bir eşekarısı olup üzerine. Bir süre ikisi de şekilden şekle girmiş. En sonunda Ali Cengiz tavuk yemi olup yere saçılmış. Sihirbaz tavuk olup yemlere yöneldiğinde, Ali Cengiz hemen bir tilki olup tavuğu boğmuş ve bu düzenbaz büyücüden kurtarmış herkesi... Anlayacağımız; çok eski çağlardan beri kullanılan masalsı bir şekil değiştirme oyunu bu.
Hayatımızın birçok alanında karşımıza çıkan bir oyun. Ülkemizde, hepimizin gözü önünde oynanan oyunlardan biri aynı zamanda...
Tuzaklara düşmeyin
Kural: Sergilenen tavır ve davranışları zeki ve kıvrak bir öngörüyle tahmin etmek, karşısındakinden daha zayıf bir şekle girmemek. Tavuk yemi olmamak... ''Yem olmamak''... Siz siz olun yalan dolanlarla, akla hayale gelmeyecek planlarla, iftiralarla karşınıza çıkan aşağılık düzenbazlara yem olmayın, onların seviyelerine inmeyin, akıl almaz tuzaklarına düşmeyin.
Temizlenin onlardan…
Ali Cengiz Oyunu Kaynak: www.yazarkafe.com
Evet, işte gerçekler böyle. Şimdi lütfen dikkatlice bakın etrafınıza. İnanın, hem Ali Cengiz’i hem de düzenbazları net olarak görebileceksiniz!...
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!