Skip Navigation Links

Saldırı girişiminin ardından

Sanırım bugün ne yazacağımı okurlardan çok 31 temmuz 2013 tarihli saldırı girişimini tasarlayan azmettirici ya da azmettiriciler çok merak ediyorlardı

Gazete Köşesi   A+a-

05.8.2013
 
MEDYATİK BAKIŞ
 
Doğan Süslü
 
İletişim:0 532 728 45 53
 
 
 
   Saldırı girişiminin ardından
 
   Sanırım bugün ne yazacağımı okurlardan çok 31 temmuz 2013 tarihli saldırı girişimini tasarlayan azmettirici ya da azmettiriciler çok merak ediyorlardır. Deve kuş gibi kafalarını kuma gömüp, açıkta duran popolarını hesaba katmadan, kuş beyinleriyle “acaba belli olduk mu? Acaba benden, bizden geldiği belli olur mu?” korkusu yaşıyorlar. Üzerime gönderdikleri her şeyden habersiz maşa, kukla veya piyonun güvenlik kamerasına yakalanan görüntülerinin endişelerini taşıyorlar, o gencin polis tarafından bulunması halinde, gence polise neler söylemesi gerektiğini papağan gibi ezberletiyorlar…
 
 
 
   Olur, bundan sonra dikkat ederim!...
 
   Her neyse. Daha önce ifade ettim. Meydana gelen olaya saldırı demek yerine “saldırı girişimi” demek daha doğru diye düşünüyorum. Ani gelişen hadise sonrası bir an şaşkınlık yaşadığımı yazmak isterim. Sırtıma vurduğu tek yumruk sonrası “Bundan sonra yazılarına dikkat edeceksin” diye konuşan sonra da tabanları yağlayıp kaçan maşaya sadece “Allah ıslah etsin” diyorum. Korkutma ve yeniden yazmamı engellemeye yönelik ve bana göre çocuksu olan bu saldırı girişimi sonrası öyle sanıyorum ki kimse benim köşe yazmamı bırakacağımı sanmıyor. Bu köşenin ve satırların yazarı tam 26 yıldır, düşünen bir beyin, gözlemleyen, araştıran ve yorumlayan bir kalem olarak yazıyor. Bundan sonra da yazmaya devam edecek. Hem de eskisinden daha keskin ve daha etkili…
 
 
 
   İki elleriyle…
 
   Medya saldırılarında genellikle kaleme alınan X bir yazının gündemden düşmesi ve unutulması beklenir. Ardından saldırı gelir. Amaç saldırının hangi yazıya yönelik olduğunu kapatmak ve hedef şaşırtmaktır. Kendileri şaşırmış, iki elleriyle bir su bardağını tutma becerisi gösteremeyen beceriksizler, yetersiz beyinleriyle kedi olmadan fare tutmaya kalkar, kendilerini çok akıllı zannedip aptalca işlere girişirler ve sonunda her zaman yaptıkları gibi her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırırlar.
 
 
 
   Onursuz ve arsızlar
 
   Utanma duygusundan yoksun, yüzlerine tükürseniz “şükürler olsun” diyecek kadar onursuz ve arsızlar kendilerine verdikleri zarar yetmiyormuş gibi yakın çevrelerine ve topluma büyük zarar verirler. Mübarek günde bile şiddet, şeytani planlar ve kişilere kötülük düşünen söz konusu kimliklere gerçekten acımak lazım. Ben de onu yapıyor ve bu zavallıya ya da zavallılara acıyorum…
 
 
 
   Ne olur ne olmaz…
 
   Ülke genelinde ve ilçemiz İskenderun da yığınla uçuk ve cezai ehliyeti olmayan insanlarımız var. Biz gazeteciler zaten her daim hedefteyiz. İşaret ettiğim uçuk insanlardan herkes ama herkes kendini sakınmalıdır. Özellikle ‘Bana, bize bir şey olmaz’ diyenlerin çok dikkatli ve temkinli olmalarında büyük yarar vardır. Hayat bu, ne olur ne olmaz…
 
 
 
   Herkese şükranlarımı sunuyorum
 
   Bu arada saldırı sonrası beni arayıp germiş olsun dileklerini ileten yakın çalışma arkadaşlarıma, arkadaşlarım sonrası, İskenderun Kaymakamı Ali İhsan Su’ya, emniyet teşkilatı mensuplarına, Ankara’dan beni arayıp geçmiş olsun temennisi ileten İskenderun Garnizon ve 39. Tugay eski komutanı Tuğgeneral Gürsel Öztürk’e, CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’ya, İGC Başkanı Şehmus Aslan ve yönetim kurulu üyelerine, ABB Hatay Şube Başkanı Cevdet Uygun ve yönetim kurulu üyelerine, adlarını teker teker yazamadığım tüm gazeteci arkadaşlarıma, bazı sendikaların genel başkanlarına, şube başkan ve yönetim kurulu üyelerine, oldukça duyarlı davranan sivil toplum örgütlerinin başkan ve yöneticilerine, İskenderun Belediyesi’nin değişik kademelerinde çalışan sevenlerime, siyasi parti ilçe başkan ve yöneticilerine, bazı belediye başkanlarımızla, önümüzdeki yerel seçim belediye başkanlığına aday adayı olacak siyasilerimize, dostlarıma, arkadaşlarıma, yakınlarıma, değişik kurumlardaki basın birimi sorumlularına, tüm yayın kuruluşlarına ve beni ilgiyle takip eden tüm okurlarıma, teşekkürlerimi, saygılarımı, şükranlarımı ve sevgilerimi sunuyorum…
 
 
 
   Engin hoş görülerine sığınıyorum
 
   Unutmadan yazmak isterim. Köşe yazımı gazeteme teslim ettikten sonra diğer bölge milletvekillerimiz, siyasilerimiz ya da pek çok kurum ve kuruluş temsilcisi de veya diğer medya dernek başkan ve yöneticileri de muhtemelen beni arayabilir. Onların isimlerini bu yazıya ekleyemediğim için hepsinin engin hoş görüsüne sığınıyor ve beni bağışlamalarını rica ediyorum. Konuyla ilgili kimseden kırgınlık, küskünlük ve sitem duymak istemem…
 
 
 
   Ben ve biz gazeteciler de yazacağız…
 
   Sonuca gelirsek, Doğan Süslü yine yazacak… Hem de konuların hakkını vererek. “Medyatik Bakış” köşesi, içinde sevgi, iyi meziyetler, birlik ve beraberlik barındıran hemen herkesi eskinden olduğu üzere memnun ve mutlu edecek. Şeytani işler düşünen aklı kötülüğe çalışan insan kılığındaki yaratıkları ise rahatsız edecek. Rahatsızlık duymak istemeyenler, yanlışlardan, gayri kanuni işlerden, edepsizlikten, utanmazlıktan, arsızlıktan, organize işlerden, çeyrek mafya olmaktan ve kravatlı hırsızlıktan vazgeçecekler. “Vazgeçecekler” sözcüğünü bir temenni olarak yazıyorum. Huylu huyundan vazgeçmez. Onlar yine usulsüzlük ve ahlaksızlık yapacaklar, ben ve biz gazeteciler de yazacağız. Özetle, kötü insanlar ya çirkinlik yapmayacaklar ya da çirkinliklerinin sonucuna katlanacaklar. Bakalım önümüzdeki günler de Doğan Süslü neler yazacak, Medyatik Bakış hangi konuları irdeleyecek? Bekleyelim ve hep birlikte görelim…

Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
yazar'ın diğer yazıları
makale kategorileri
 
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet