1990 yılından bu yana atıl vaziyette olan İskenderun Limanı’nın özelleşmesi için 2010 yılı umutları yeşerdi.
İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Özler Lojistik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Bedrettin Öz, özelleşme sürecine kadar limanın işletmesinin İskenderunlu işadamlarına verilmesi önerisini ortaya attı. Bence de mümkün.Yasalar da müsaade ediyorsa, ki böyle hassas bir kuruluşun devri için özel bir durum olması gereklidir herhalde.
Görüştüğüm İTSO Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Bedrettin Öz, limanda yeterli vinç olmadığını ve ihracatçıların da limana güvenmediklerini söyledi. En azından özelleşene kadar limanın İskenderunlu işadamlarının kontrolünde en rantabl hale gelebileceğini belirten Öz, en azından İskenderun’un özelleşme sürecine kadar kaybetmemesi gerektiğine dikkat çekti.
Ortaya güzel bir düşünce attığı için de Sayın Bedrettin Öz’ü tebrik ediyorum..
Artık birilerinin bu işe ciddi bir şekilde eğilmesi lazım.
Yoksa akıllara çok ürkütücü düşünceler geliyor.
Yoksa İskenderun Limanı’nın özelleşmesindeki en büyük engel ABD mi? Soruları daha çok sorulacak gibi görünüyor. Ne zaman özelleştirme gündeme gelse İskenderun Limanı en son sıralarda veya bir sonraki bahara bırakılıyor.
Türkiye’nin en işler konumundaki, doğunun batıya bakan penceresi, GAP’ın gözü kulağı can damarı bir limanın özelleşmemesi ve de devlet yatırımlarından da mahrum kalması yine güzel kentimiz İskenderun’a zarar veriyor.
O zaman bu önerilere kulak verin:
Özelleştirin.
İskenderunlu işadamlarının işletmesine verin.
Devlet yatırım yapsın özelleşmesin, cazibe merkezi olsun.
ABD’nin kontrolünde bir üs olarak kalsın!!!
Son ihtimal daha güçlü geliyor bana.. Hatırlarsanız, Amerikalı subaylar limanda inceleme ve ölçüm yaparlarken CHP’li Milletvekili Gökhan Durgun limana alınmamıştı. O günden bu güne bu ihtimaller daha ağır basıyor.
O zaman birisi çıkıp da açıklasın bunu!
Kimsenin zaten itiraz edeceği yok.
Hükümet ne yaparsa, neye karar verir uygularsa kimseden çıt çıkmıyor zaten..
Amma velakin İskenderun’un geleceğiyle ilgili umutlarımızı, kaygılarımızı netleştirelim artık.
Ufkumuzu görelim, umutları limana bağlamayalım.
Hele bir dönelim 1990 yılı öncesine..
Yani ABD’nin Irak’ı bombalamadan önceki İskenderun’a ve bölge ekonomisine.. Herkes hayatından memnun.. Esnaflar para kazanıyor.. İskenderun’da 400’ün üzerinde nakliye firması var. Türkiye’nin gözde kentlerinden birisi İskenderun.. Hala da gözde kentlerinden birisi ama, eskisi kadar değil.. İskenderun’da akşam 20.00’dan sonra hayat bitiyor.. Caddeler bomboş.. Gündüz canlı olan bir kent akşamları ölü toprağa serilmiş görünümü veriyor. Türkiye’nin en fazla vergi veren, kendi öz kaynaklarıyla büyüyen bir kenti İskenderun’a 24 saat canlılık lazım..
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!