Skip Navigation Links

Bu Yasa Kabul Edilemez!!!

Türk Eğitim Sen Hatay 2 No’lu Şube Başkanı Ahmet Akça'dan açıklama.

Eğitim   A+a-

 

Türk Eğitim Sen Hatay 2 No’lu Şube Başkanı Ahmet Akça, Hükümetin TBMM’ye sevk ettiği Dershane Yasa Tasarısı’nın eğitim camiasında bomba etkisi yarattığını söyledi. Yasa tasarısını kapalı kapılar ardında hazırlandığını ileri süren Ahmet Akça, sendika olarak kabul etmeyecekleri hususlar bulunduğuna dikkat çekti ve aynı yasa tasarısı kapsamında müsteşar hariç tüm üst düzey yöneticilerin değiştirilmesinin gündemde olduğunu ekledi ve şöyle konuştu: “Her zaman olduğu gibi yine kapalı kapılar ardında hazırlanan bu tasarıda sendikamızın asla kabul edemeyeceği hususlar yer almaktadır.

TBMM’ye sevk edilen yasa tasarısında dershanelerin kapatılmasının yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı’nın Müsteşar hariç tüm üst düzey yönetiminin değişmesi de yer almaktadır. Daha önce de Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer Teşkilat Yasası çıkararak, Bakanlık Merkez Teşkilatını yerle yeksan etmişti. Şimdi de Hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda yeni bir hamle yapmıştır. Demek ki Ömer Dinçer’in Teşkilat Yasası, hükümet nazarında istenen etkiyi sağlamadı ve yeterli sayıda adam kayırılmadı ki, bununla ilgili bir düzenlemeye gidilmesi gündeme geldi. Peki bu ne demektir? Bu, Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki tüm bürokratların Hükümetin ve Bakanın isteğiyle değişmesi demektir. Yani tüm üst düzey isimler keyfi bir şekilde görevden alınacaktır. Görevden alınan üst düzey yönetimin kazanılmış hakları ne olacaktır? Tasarının bu şekliyle yasalaşması halinde Milli Eğitim Bakanlığı’na ard arda davalar açılacaktır. Zira bu, kazanılmış haklara vurulmuş bir darbedir. Bu, devletteki istikrarın zedelenmesidir. Bu, MEB’in hafızasının yok edilmesi demektir. Değişen bürokratların yerine kimler getirilecektir? Bu kişiler hangi vasıflara sahip olacaktır? Kariyer ve liyakat ilkeleri yine yerle yeksan mı edilecektir? Sırf yandaş diye iş bilmeyen bürokratlar ordusu mu Milli Eğitim Bakanlığı’nı yönetecektir? Bu insanlar hizmet etmek dışında ne yapmıştır? Suçları, günahları nedir?

 

 

Yasa tasarısında dikkat çeken bir başka husus da 4 yıl ve üzeri sürelerle okul müdür ve yardımcısı olanların, bu görevlerinin ‘hiçbir işleme gerek kalmaksızın’ sona ereceğidir. Bilindiği gibi okul müdür yardımcıları yazılı sınav, okul müdürleri de yazılı ve sözlü sınav sonucuna göre atanmaktaydı. Ayrıca 5 yıl aynı okulda bulunun okul müdür ve müdür yardımcıları rotasyona tabi tutulmaktaydı. Yasa tasarısında “Okul ve kurum müdürleri, İl milli Eğitim Müdürünün teklifi üzerine, Müdür Başyardımcısı ve Yardımcıları ise Okul kurum veya okul müdürünün inhası ve İl Milli Eğitim Müdürünün teklifi üzerine Vali tarafından dört yıllığına görevlendirilir. Bu görevlendirmelerin süre tamamlanmadan sonlandırılması, süresi dolanların yeniden görevlendirilmesi ile bu fıkranın uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. Bu fıkra kapsamındaki görevlendirmeler özlük hakları, atama ve terfi yönünden kazanılmış hak doğurmaz” denilmektedir. Yani bu şu anlama gelmektedir: Okul müdür ve müdür yardımcıları bundan sonra sınav sonuçlarına göre görevlendirilmeyecektir. Okul müdürleri İl Milli Eğitim Müdürlüğünün, Müdür Başyardımcısı ve Yardımcıları da okul/kurum müdürünün inhası ve İl Milli Eğitim Müdürünün teklifi ile Vali tarafından 4 yıllığına görevlendirilecektir. Görev süresi sona eren okul müdür ve müdür yardımcılarının keyfi bir şekilde ya görevleri sona erdirilerek, bu kişiler öğretmenliğe dönecek ya da görevlerine devam edeceklerdir. Burada da okul müdür ve müdür yardımcılarının kaderi İl Milli Eğitim Müdürlerinin ve Valilerin yani Hükümetin iki dudağı arasında olacaktır. Kendilerine biat edenler, yandaşlar, torpilliler okul müdür ve müdür yardımcısı olarak 4 yılın ardından bir dört yıl daha görev yapacak, ancak Hükümetin emir kulu olmayanların görevlerine son verilecektir. Böylece liyakatli, ehil okul müdür ve müdür yardımcıları devri son bulacak, torpili olanın sırtı yere gelmeyecek, yandaşlar padişah olacaktır. Bu madde ile birlikte 100 bin okul yöneticisinin görevi sona erdirilecektir. Bu durumda akıllara “AKP kendi devletini mi kurmaktadır?” sorusu gelmektedir. Bu insanların sosyal statülerini bir kanunla, bir kalemde nasıl ellerinden alabilirsiniz? Ne yazık ki üst yönetimlere, iktidara biat eden yönetici profili gelmektedir.

Bu minvalde Türk Eğitim-Sen, genel olarak olumsuz bulduğu bu rezalet yasa tasarısını protesto edecektir. Gerekirse 800 bin öğretmen ile birlikte her türlü eylemi meşru göreceğiz. ‘Bakan koltuğu’ bundan sonra Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya çivi gibi batacaktır. Bakan ve Müsteşar o koltuklarda rahat oturamayacak, sınırsız yetki ile Bakanlıkta istediği gibi at koşturamayacaktır. Hükümet bilmelidir ki; Milli Eğitim Bakanlığı kimsenin tekelinde değildir. Bakanlık ve Hükümet istişare yapmadan, kapalı kapılar ardında alelacele kanun ve yönetmelikler çıkaramaz. MEB’i, tüm eğitim çalışanları ile birlikte yönetemiyorsanız, o koltukları da bir an önce bırakmalısınız.”

 
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
ramazan bayrami 
son gelişmeler
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet