Yasaklara Paydos!

   “Topluluk Önünde Konuşmanın Zorlukları ve Başa Çıkma Yöntemleri Konferansı” Verildi

   Psikolojik Danışman Daniela Mursaloğlu tarafından Atatürk Konferans Salonunda 11 Aralık Çarşamba günü öğrencilere, “Topluluk Önünde Konuşmanın Zorlukları ve Başa Çıkma Yöntemleri Konferansı” verildi.

   Psikolojik Danışma ve Rehberlik Birimin gerçekleştirdiği seminer zincirine bir tanesi daha ekledi. Akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldığı konferansta Psikolojik Danışman Daniela Mursaloğlu kötü hava şartlarına rağmen konuya ilgi duyan ve katılım sağlayan öğrencilere “Topluluk Önünde Konuşmanın Zorlukları ve Başa Çıkma Yolları “konusunda bilgi verdi.

   Topluluk önünde konuşmaktan aşırı heyecan duymak sosyal anksiyete bozukluğunun bir alt türü olduğunu vurgulayan Mursaloğlu, topluluk önünde konuşmaktan duyulan heyecanın genel sosyal fobiden ayırt edilmesi gerektiğini belirtip, sosyal anksiyete bozukluğunu tanıyabilmek için belirtilerini açıklayıp, bu rahatsızlığın mutlaka profesyonel yardım gerektiren bir durum olduğunun altını çizdi.

   Topluluk önünde bir konuşmayı gerçekleştirmekten korkan bireyin gösterebildiği düşünsel, duygusal, bedensel ve davranışsal belirtilerini izah ettikten sonra konuşmacı bu sıkıntıyı yaşayan insanların ortak olarak “hata yapmaktan”, “utanç verici bir duruma düşmekten” korktuğunu ifade etti.

   Konuşmacı bu sıkıntının sebebi yetersiz hazırlık yapmış olmak gibi somut nedenlerin olabildiği gibi, sıkıntın nedenleri kalıtsallık, görerek öğrenmek, çocukluk döneminde yoğun eleştirilere maruz kalmak, utandırılmak ve bireyin “ her şeyi eksiksiz yapmak” isteği (mükemmeliyetçilik) olarak açıklandı.

   Kaygının sebebini bilmek, iç görüyü artırmak kendimizde bazı değişiklikleri gerçekleştirmek için önemli olduğunu belirtti.

   Mursaloğlu kaygıyla başa çıkmak için “şimdi ve burada” kaygıyla başa çıkmak önemli olduğunu ileriye sürdü.

   Konuşmacı, duyguların oluşumunda düşüncelerin önemini çeşitli örneklerle izah ettikten sonra, performans gerektiren durumlarda da performans durumuyla ilgili pozitif ve gerçekçi düşüncelerin benimsenmesi gerektiğini vurguladı.

   Bireyin, düşünce değişimiyle beraber heyecan belirtilerini felaketeştirmemesi gerektiğini, hata, onları en azında bir müddet daha kabul etmesi gerektiğine değindi.

   Konuşmacı topluluk önünde aktif olabilmek için bir müddet kaygı belirtilerine ”evet” demek gerektiğini, onlarla beraber harekete geçmek gerektiğini savundu.

   Topluluk önünde konuşabilmek için bugüne kadar kaçınılan durumlarla en kolayından başlayıp zor olanlara doğru yüzleşmek gerektiğini vurgulandı.

   “Yasaklara Paydos! Kaygılarıma rağmen, kaygılarımla beraber konuşuyorum!”

   Kaygılandığımız sırasında vücudumuzda oluşan “kaygı-kimyası’nı etkilemek amacıyla konuşmacı çok kolay uygulanabilen derin ve rahatlatıcı nefes yöntemini öğretti, ardından 20 dakikalık progresif gevşeme uygulaması gerçekleştirildi.

   Konuşmanın sonunda, toplantıda aktarılan “kendine yardım yöntemleri” disiplinli bir şekilde uygulandığı halde yeterli yardım sağlanamıyorsa veya kişi sosyal anksiyete bozukluğunu taşıdığını düşünüyorsa psikiyatrist ve psikolog, psikolojik danışmanlık yardımına başvurmak uygun olacağını vurgulandı.

   Büyük bir dikkat ve ilgiyle dinlenen konferanstan ayrılan dinleyiciler memnuniyetlerini ifade ettiler.