MKÜ’de Cumhuriyetin 90. Yılı Anısına “Atatürk ve Cumhuriyet” Temalı Rölyef Çalışması
Mustafa Kemal Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zakir Mehtiyev Cumhuriyetin 90. Yıl anısına “Atatürk ve Cumhuriyet” temalı rölyef çalışmasına imza attı.
Doç. Dr. Zakir Mehtiyev MKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder’in teklifiyle Tayfur Sökmen Kampüsü’nün sanat eserleriyle zenginleşmesi için Cumhuriyetimizin 90. Yılı anısına yaptığı bir yıllık çalışmasını basına tanıttı. 65 yıllık hayatının özeti diye tabir ettiği çalışmasıyla ilgili açıklamalarda bulunan Zakir Hoca, ortaya çıkarmış olduğu eseri genç nesillerin iyi anlayıp Cumhuriyet’e ve Atatürk’e çok iyi sahip çıkmalarını tavsiye etti.
Sanatçılar düşüncelerini hayata aktarmalı
Bu çalışmanın Rektör Güder’in teklifiyle hayat bulduğunu dile getiren Zakir Hoca, kampüsün çağdaş bir görünüm kazanması ve Mustafa Kemal Üniversitesi’nin sanatsal faaliyetlere yer vererek çağdaş Türkiye’nin inşasında öncü rol oynamasını arzuladığını belirtti. Sanatın genelde o yerin, memleketin, kültürünü yansıttığını ifade eden Mehtiyev, kendisinin bir sanatçı olduğunu ve sahip olduğu birikimleri ve düşünceleri hayata yansıtmak istediğini aktardı.
Rengârenk çiçeklerin açtığı bir bahar düşü
Çalışmasının Cumhuriyet’le bağlantılı olmasını isteyen Zakir Hoca, Cumhuriyet’i bir bayram, bir zafer aynı zamanda rengârenk çiçeklerin açtığı bir bahar düşü olarak görüyor. Cumhuriyet’in kendisine hissettirdikleri bu duygu atmosferini eserinde yansıtmaya çalıştığını söyleyen Mehtiyev, tasarladıklarını milletin görmesini ve gelecek neslin sanata düşkün bir düşünceye sahip olmasını ümit ediyor. Zira Cumhuriyetin olmadığı bir Türkiye’de insanların sanat ve bilim adına ne kadar üretken olacağının da sorusunu her zaman kendisine yönelttiğini belirtiyor ve bundan dolayı sanat adına büyük uğraşlar verdiğini ifade ediyor.
“İnsan her zaman yükseklerde uçmak için can atmalı”
Rölyef çalışmasıyla ilgili ne düşündüğü de aktaran Doç. Dr. Zakir Mehtiyev, çalışmasıyla ilgili şöyle konuştu: “ Bu çalışma 5x2.5 metre boyutlara sahip. Yaptığım tasarıyı rölyefe yerleştirmek lazım ki etkileyici bir sanat eseri olsun. Bu rölyefin tasarımını ben düşündüm. İstedim ki zor bir tasarım olsun. Çünkü zor olan her zaman cazip gelmiştir bana. İnsan her zaman yükseklerde uçmak için can atmalı. Yüksekte uçmalı. Ben de böyle bir ruh hali içerisinde eser vermeye çalışıyorum. Dünya tasarımında böylesine zor bir çalışmayı öncesinde görmüştüm. Beni çok etkilemişti. Şimdi ‘Atatürk ve Cumhuriyet’ temalı bu çalışmayla etkilendiğim şeyi hayatımda ilk defa uyguluyor olmaktan büyük keyif alıyorum.”
Atatürk elinde kitabıyla sanat ve bilime çağrı yapıyor
Çalışmanın içeriği hakkında da konuşan Mehtiyev, bir çiftçi ailesinin Cumhuriyet coşkusunu yaşadığını, bir Türk askerinin elinde bayrağıyla bu coşkuya ortak olduğunu, bu bayrağın altında ise milletin mutluluğunun bulunduğunu dile getirdi. Mehtiyev, milletin geleceğe dair fikirler ürettiğini, ortada yer alan Atatürk’ün elinde kitabı havaya kaldırmış sanat ve bilime çağrı yaptığını sanat ve bilimin ise bağımsızlığı resmettiğini kaydetti.
“Adem peygamberi de Allah kilden yaratmış”
Açıklamasında çalışmasında ne tür malzemeler kullandığının ve kaç kişilik bir ekiple çalıştığının bilgisini de veren Doç. Dr. Zakir Mehtiyev şunları aktardı: “Burada genel olarak önce birinci aşamada kille şekiller verildi. Âdem peygamberide Allah kilden yaratmış. Sonra ona can vermiş, ruh vermiş. İşte burada biz de eserimizin ölümsüzleşmesi için yoğun bir çaba harcadık. Önce çalışmanın alçıdan kalıbı alındı. Sonra o kalıbın üzerinde jelkod ve polyester kullanıldı. Onun da içine demirler kullanıldı ki dayanıklı olsun diye. Bir de elyaf kullanıldı bunun içine. Elyafı da yapılan çalışmayı sertleştirmesi için kullandık.
Çalışma sadece üç kişilik bir ekiple hayat buldu
Bu çalışmanın fikri bana ait olduğu için yorumunu ben tasarladım. Ama bu malzemelerin sürekli sulanması gerektiği için yardımcılara da ihtiyaç duydum. Çünkü kil kuruduğu zaman şekil almıyor ve dökülüyor. Bunu günlük sulamak gerekiyor. Dünyanın en ünlü heykeltıraşı Rodin bile yapmış olduğu çalışma için 4 yıl boyunca uğraş vermiş. Yapılan çalışma çok farklı aşamalardan geçiyor ve yoğun emek harcanıyor. Yani ben bu işi üç kişilik bir ekiple yaptım diyebilirim.”
Çalışmaya uzunca bir zaman ara verildi
Bu çalışmaya geçen yıl başladığını belirten Zakir Hoca, bu çalışmanın haricinde farklı çalışmalarında araya girmesiyle “20 Bilim Öncüsü gibi” çalışmasını askıya almak zorunda kaldığını ifade etti. Yine de ara sıra çalışma yaptığını söyleyen Mehtiyev, kabartmanın kolay bir iş olmadığını dile getirdi.
Farklı meslek dallarından kişilerin de yer aldığı toplantıda “Atatürk ve Cumhuriyet” temalı çalışma fikri beğenildi
“Atatürk ve Cumhuriyet” temalı çalışmasını Güzel Sanatlar Fakültesinin atölyelerinde yaptığını ifade eden Zakir Hoca, bu çalışmaya niçin ihtiyaç duyulduğunu kısaca özetleyerek şunları aktardı: “Rektör hoca 2012 yılında kampüsün düzenlenmesi ile ilgili bir toplantı yapmıştı. Farklı meslek kollarından insanlar da toplantı da yer almıştı. Yeni rektörlük binası açılmadan önce kampüsün içinde neler olabilir diye görüşler öne sürüldü. Ben de orada böyle bir fikrim olduğunu ve bunun da Mustafa Kemal Üniversitesi için önemli bir kazanç olacağını söyledim. Sağ olsun Rektör Hoca da fikirlerime değer verdiğini ve çalışmayı onayladığını aktardı. Ben de o günden itibaren çok büyük bir emek harcayarak böyle bir eser verdim. Yaptığım çalışmayı gururla genç nesillere hediye ediyorum.”
65 yıllık hayatın özeti ve son şarkısı
Cumhuriyetten önce Türkiye’nin dünya ülkeleri seviyesinde olmadığını söyleyen Mehtiyev, Cumhuriyet ile birlikte okuyan ve araştıran nesillerin yetiştiğini bunun da Türkiye’yi muasır milletler seviyesine çıkardığının altını çizdi. Atatürk’ün kitapla birlikte bilim ve sanatı elinde tuttuğunu tekrarlayan Mehtiyev, Cumhuriyet’in özünün bilim ve sanat olduğunu vurguladı. Her sanatçının bir başyapıtı olduğunu söyleyen Mehtiyev, Cumhuriyet’in 90. Yıl anısına yapmış olduğu bu çalışmanın da kendisinin başyapıtı olduğunu, 65 yıllık hayatının özetini resmettiğini ve birazda hüzünlenerek bu çalışmanın hayatının son şarkısı olduğunu dile getirerek açıklamalarını noktaladı.