Mini Mini Paketler Yaşasın Tayyipler
AKDENİZ KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ YÖN. KUR.ÜYE. MEVLÜD ORUÇ yaptığı açıklamada şöyle dedi: “
Demokratikleşme paketi zayıf, küçük, eksik ve yetersizdir. Bu pakette bazı olumlu adımlar var. Ama söylendiği gibi bir devrim falan değildir. Bu zayıf paket toplumsal barışı sağlamaya yetmez. Çünkü toplumumuzun acil ihtiyaçlarının ancak küçük bir bölümünü karşılıyor. Devasa sorunları mini mini paketler eşliğinde yaşasın Tayyipler sloganları ile çözemeyiz. AKP’nin bu minicik paketçikle getirdiği olumlu olumsuz maddeleri tek tek ele almakta fayda var. İlkokullardan öğrenci andının kaldırılması doğrudur. Ülkemiz bu adımı atmakta geç bile kaldı. Allahın Türkiyeli Arap anne babaya emanet ettiği kendi çocuklarıma benim iradem dışında yeminler ettirilmesi yanlıştı, günahtı, doğaya saygısızlıktı. Kaldırılması iyi oldu. Bence sadece Türkiyeli Araplar, Türkiyeli Kürtler için değil Türkiyeli Türk kardeşlerimiz, arkadaşlarımızın çocukları içinde aynı gerekçelerle andımızın kaldırılması iyi oldu. Köy ve yer isimlerinin değiştirilebilecek olması olumludur ve orijinal isimlerine dönmelidir. Hatay da benim ilçemin adı Samandağ değil sveydi’dir. Yeni ilçemiz Defne suni bir isimdir, Armutlu da katledilenler adına bu ilçemizin adını Armutlu olarak yapmayı öneriyorum. Tekebaşı, Koyunoğlu, Kuşalanı, koçören vb hakaret eder gibi samanlı, hayvanlı isimler yerine orijinal adlarımızı alalım. İlimizin orijinal adı Hatay değildir. İlimizin adı Antakya’dır. Hatay isminin Atatürk’e dayandırılması yanlıştır. Bu tür şeyleri Atatürk’e dayandırıp bir tür dokunulmazlık kazandırmaya çalışmak daha da büyük yanlıştır. Antakya ilimizin adı kutsal kitaplarda geçiyor. İncil de Antakya’dan bahsediyor. Ülkemizin kutsal kitaplarda adı geçen kaç il’i var ki biz Antakya ismini rahatlıkla arka plana atabiliyoruz. Anadil konusunda ise özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim hakkı sorunu çözmez. Ortaokullarda anadillerde haftada 2 saatlik ders hakkı da sorunu çözmedi. Bu küçük adımlar sorunun içine girmeye korkarak sorunun çevresinde dolanmaktır. AB ülkeleri bu sorunu nasıl çözmüşse bizde aynı şekilde çözeceğiz. Anadilde eğitim her çocuğun hakkıdır. Bu hakkı gasp etmek ülkemize yakışmıyor ve artık bu sorunu uygarca çözelim. Bize tanınan haftada iki saatlik ders hakkını kullanamıyoruz. Okullarımız maalesef norm kadro derdine bizim Arapça dersini yiyor. Öğrenci velilerinin ve öğrencilerin bu konudaki talepleri dikkate alınmamıştır. Milli eğitim bakanlığının kararı ve genelgesi uygulanmamıştır. Bizim Anadillerimiz yine bizim ortak dilimiz olan Türkçemizin yaşam alanındaki arkadaşları, dostları, destekçileridir. Ben şimdiden iş adamlarımızdan rica ediyorum. Lütfen okul işine girin. Karlı bir iş olduğu gibi çocuklarıma anadilimde eğitim olanağına kavuşturun. Ülkemiz anadilde eğitim sorununa köklü bir çözüm bulana kadar başka bir çaremiz yok gibi. Nevşehir üniversitesinin adının Hacı Bektaşi Veli olarak değiştirilmesi olumludur. Fakat bu olumluluk 3. Köprüye Yavuz Sultan Selim adı vermeyi haklı kılmaz. Tarihten başka İslam büyüğü, Selçuklu, Osmanlı büyüğü veya bütün insanlık büyüğü bulalım. Barış içinde bir arada yaşamın başkenti olarak tanıtımını yaptığımız Antakya’mıza Yavuz Sultan Selim Caddesi adı uymuyor. Bu isim ortak bir isim değil. Birleştirici, uzlaştırıcı bir isim değil. Barışı çağrıştıran bir isim değil. Antakya belediyesi bu konuda gerekeni yapmalıdır. Ayrımcılıkla etkili mücadele ve eşitlik kurulu oluşuyor. Nefret saikiyle işlenmesi durumunda belirli suçların cezası artıyor. Dini ibadeti engelleyene ceza geliyor. Ama benim ibadethanemin hala yasal statüsü yok. Alevilerin ibadethanelerini red etmek ayrımcılık suçudur. Dini ibadeti engellemedir. Hiç bir ibadethane diğerinden daha az değerli değildir. Benim şeyhim veya dedem başka din adamlarından daha az değerli değildir. Benim ibadethanem niye yasal olmuyor. Benim din adamım niye her türlü sosyal güvenceden yoksun, bir ekmek bir hırka yaşamak zorunda kalıyor. Devlet bütçesi AKP nin bütçesi değildir. Bu bütçede herkes gibi biz Alevilerin de payı var. Bütçeden Alevilerin ibadethanelerinin ve din adamlarımızın payı gasp ediliyor. Ülkemiz Alevi sorununu adaletli bir şekilde çözmelidir. Mor Gabriel Manastırının arazisinin manastır vakfına devredilmesi olumludur. Destekliyoruz. Fakat ülkemiz de azınlıklar olarak nitelenen Hıristiyanların
sorunlarının büyük bir kısmı hala olduğu gibi duruyor. Özellikle bölgemizde yaşayan Hıristiyan kardeşlerimizin din adamı yetiştirmesine olanak tanınmalıdır. Antakyalı Hıristiyanların Kendi ruhban okulları olmalıdır. Bütün Ortodoks âlemi için önemli bir konu olan heybeli ada ruhban okulu açılmalıdır. Bölgemizde yaşayan Arap Hıristiyan kardeşlerimizin de Süryaniler gibi kendi okullarını açma hakları olmalıdır. Ortodoks vakıflarının hala iade edilmeyen malları iade edilmelidir. Antakya Ortodoks kilisesi cemaat vakfı başkanı Fadi Hurigil’in açıklamalarını hükümetin ciddiye almasını ve Hıristiyan komşularımızın sorunlarının çözülmesini talep ediyoruz. Kıyafet yönetmeliğinde yapılan değişiklik ile kamuda kılık kıyafetinden dolayı kadın veya erkeklere uygulanan ayrımcılığın kaldırılmasını olumlu buluyorum. Bu konuda önemli olan husus herkesin başkalarının haklarına saygı duymasıdır. Bu konuda okullarda ve bütün alanlarda ister başı açık ister kapalı hiç kimse mahalle baskısına maruz kalmamalıdır. Gizli, açık, zımni vb hiçbir şekli baskı olmamalıdır.
