Skip Navigation Links

Sağlık Çalışanları 12 Eylül'ün En Önemli Mağdurlarıdır‏

Erözgün, 12 Eylül’ün en önemli mağdurları arasında Sağlık Çalışanlarının olduğunu belirterek sağlık çalışanlarının mağduriyetlerinin giderilmesini ist

Sağlık   A+a-

 
  Tüm Sağlık Sen Genel Başkanı Okay Erözgün, 12 Eylül’ün en önemli mağdurları arasında Sağlık Çalışanlarının olduğunu belirterek sağlık çalışanlarının mağduriyetlerinin giderilmesini istedi.
 
  12 Eylül ile birlikte Tam Gün Yasası kaldırılarak Sağlık çalışanlarının üç yıl süreyle maaşlarının dondurulduğunu belirten Erözgün, 24 Ocak Ekonomik Kararlarının en ağır faturası sağlık çalışanlarının üzerine kesilmiş kamuda ki tüm çalışanlara zam yapılırken sağlık çalışanları üç yıl boyunca aynı maaşla çalıştırılmıştır. 12 Eylül’ün sağlık çalışanlarına uyguladığı cezalandırma bu günde hala devam etmekte ve maalesef sağlık çalışanları en az maaş alan kamu personeli pozisyonuna düşürülmeye devam etmekte olduğunu belirtti.
 
 
 
  Erözgün,12 Eylül rejimi sağlık çalışanları üzerinde psikolojik baskıda oluşturarak zorunlu hizmet getirildi, sağlık çalışanlarının sivil toplum örgütleri kapatıldı ve Hekimler, hemşireler ve ebeler yüksek maaş alıyorlar diye halka şikâyet edildi dedi.
 
 
 
  Sağlık hizmetinin ücretsiz olarak halka götürülmesi güvencesi 12 Eylül rejimi ile kaldırıldığını belirten Erözgün, sağlık hizmetleri 1982 Anayasası ile ticarileştirildi ve taşeronlaştırıldı. Son yirmi yıldır sağlıkta uygulanan politikaların temeli 12 Eylül rejimi ile ortaya konuldu. ABD nin Alma Ata Dünya sağlık örgütleri toplantısında sağlık hizmetlerine müdahalesi ile başlayan süreci, sağlık çalışanları üzerinde kurulan yoğun baskı ile en iyi şekilde uygulayan sağlığa katılım payı adı altında sağlıkta toplanan ekonomik rantın çok uluslu tekeller tarafından bölüşülmesi gerçekleştirildiğini iddia etti.
 
 
 
  12 Eylül rejimi ile kaliteli Tıp eğitiminin terk edildiğini belirten Erözgün, Tıp Fakültesi ve Tıp Fakültelerine alınan öğrenci kontenjanlarının artırılarak hekim ihtiyacının karşılanması yine Sağlık Meslek Liselerinin sayılarının artırılarak hekim dışı sağlık personeli sayısının arttırılması ile kamuda çalışan hekimlerin ve hekim dışı sağlık çalışanlarının ücretlerinin düşük tutulması neticesinde, sağlık alanında kamu kurumlarının çökertilmesi ve sağlığın ticarileştirilmesi ile birleştiğini belirtti.
 
  Türkiye’nin sağlığı ve sağlık çalışanlarını önemseyen bir anlayışa ihtiyacı bulunmaktadır diyen Erözgün. 12 Eylül’den sonra kurulmuş olan bütün hükümetler 12 Eylül çizgisinden beslenerek sağlık politikaları oluşturmuşlardır. Bu politikalar derhal terk edilmeli ve sağlık hizmeti halka ücretsiz olarak ve Devlet güvencesinde sunulmalıdır. Katılım payları cep yakmaya devam ettiğinde şu an için yüksek olan halk memnuniyeti giderek azalacak ve memnuniyetsizliğe dönüşecektir. 12 Eylül rejiminden beslenen bir anlayışla sağlık politikaları oluşturmak ancak çalışanları cezalandırmak mağdur etmek mantığına oturabilir halk memnuniyeti sağlayamaz dedi
 
 
 
  12 Eylül’ün 24 Ocak Kararlarını uygulamak üzere görevlendirilmiş zinde güçlerin rejimi olduğunu iddia eden Erözgün, Kuşkusuz 12 Eylül emir komuta zinciri içerisinde, 24 Ocak 1980 ile Türkiye'ye çizilen yeni ekonomik modelin gerçekleştirilebilmesi için bir "görevdi". Klasik ifadesiyle "ithal ikameci modelden ihracata yönelik" bir sisteme geçme sürecinde modelin yol alabilmesi için gerek duyulan istikrar ortamının tamamlayıcısı olarak tarihe kara bir leke olarak geçti dedi.
 
 
 
  12 Eylül darbesinin sağlık alanında yaptıklarını irdeleyen Erözgün, MGK ilk olarak 2162 sayılı Tam Gün Yasası'nın "hizmet ihtiyaçlarını karşılamaması ve devleti gereksiz mali külfete sokması" gerekçesiyle kaldırılmasıdır. Tam süre 2368 sayılı yasa ile değiştirilirken, yasanın sağlık çalışanlarına getirdiği avantajlar kaldırılmış, fakat diğer memurlara göre 1 saat fazla çalışma hükmü devam ettirilmiştir. 1982 Anayasası ile birlikte Sağlık hizmetindeki ücretsiz sağlık hizmeti sağlama görevi terkedilmiş ve bu günkü katılım paylı sağlık hizmetine dönüştürülmesi özelleştirme ve taşeronlaştırma politikalarının önü açılarak sağlık hizmetleri ticarileştirilmiştir. Bu politikayla eş zamanlı atılan adımlarla 1980'de 17 olan tıp fakültesi sayısı 2000'de 48'e çıkarılmış alınan öğrenci sayıları kontenjanları iki katına çıkarılmış böylece düşük ücretle sağlık çalışanlarının istihdam edilmesinin önü açılmış ve böylece 24 Ocak kararlarının en ağır faturasını sağlık çalışanları hala ödemek zorunda bırakılmışlardır dedi.
 
 
 
  Şimdi 12 Eylül rejiminden beslenen politikalarda araştırılmalı ve bu politikaların sağlık çalışanları üzerinde oluşturduğu cezalandırma terk edilmeli diyen Erözgün, Türk Tıbbı dünya tıbbı içinde layık olduğu yere çıkaracak ve en iyi seviyelere ulaştıracak doğru politikalarla Sağlık sistemi yeniden dizayn edilerek sağlık çalışanları üzerindeki baskı politikaları terk edilmeli dedi.
 
 
 
  12 Eylül ile birlikte tutuklananlar soruşturulup kovuşturulanlar işkence görenler 1402 lik diye mesleklerinden atılan tıp mensupları elbette ki mağdurdurlar diyen Erözgün, ama asıl mağdur hala üzerlerindeki baskı ve yıldırma politikaları hala 12 Eylül rejimiyle birlikte cezalandırılmaya devam edilen sağlık çalışanları 12 Eylül’ün en önemli mağdurlarıdır dedi.

Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
 
son gelişmeler
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet