Skip Navigation Links

Sonuç Alıcı Bir Yapı Üretim Sistemi Oluşturulmalı!

SEKÜÇOĞLU yaptığı yazılı açıklama ile Van depremini örnek göstererek yerel düzeydeki yöneticilerin, gerekse merkezi hükümet ve ilgili kuruluşların; pl

Gündem   A+a-

 
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İskenderun Temsilciliği Başkanı Bülent SEKÜÇOĞLU yaptığı yazılı açıklama ile Van depremini örnek göstererek yerel düzeydeki yöneticilerin, gerekse merkezi hükümet ve ilgili kuruluşların; planlama, denetleme ve uygulama alanında ortak çalışma yapmayı hedeflemeleri gerektiğini belirtti.
Van-Erciş depremi nedeniyle, kısa ve günlük politik kazançların üzerine çıkarak;uzun,erimli, kalıcı, sonuç alıcı bir yapı üretim sisteminin oluşturulmasına önemli ölçüde ihtiyacın olduğuna dikkat çeken Seküçoğlu’nun açıklaması şöyle: “Ülkemiz, özelikle 1950 sonrası dönemde göçe dayalı sağlıksız hızlı ve afetlere açık olarak plansız ve denetimsiz olarak yapılaşmıştır. Topraklarımızın neredeyse tamamına yakın bir kısmı deprem tehlikesi altında bulunmaktadır. Ne yazık ki 1999 yılının 17 Ağustos’unda yaşadığımız deprem de ortaya çıkan can ve mal kayıplarına rağmen, güvenli bir yapılaşma için şu ana kadar kalıcı bir çözüm getirilememiştir. Bugün başta İstanbul olmak üzere, mevcut yapı stokumuz olduğu gibi varlığını sürdürüyor. Bu yapıların deprem güvenliklerinin olmadığını, yapmış olduğumuz çeşitli çalışmalardan biliyoruz.
17 Ağustos 1999 yılında yaşadığımız Gölcük Merkezli depremde, var olan yapı stokunun %6’sı yerle bir oldu. %7’si ağır hasar aldı, %12’si de orta ölçekte hasarlı hale geldi. Açıkçası mevcut yapı stokunun %25’i oturulamaz hale geldi.
Bugün ülkemizin yaşayacağı 7 ve üzeri büyüklükte bir depremde, aynı hasar oranından yola çıkarsak, büyük bir can ve mal kaybının oluşacağı da açıkça söylenebilir.
Birçok şehrimizin 2000 sonrası dönemde boş ve yeşil alan olan yerlerinin, imar değişiklikleri ile çok katlı yapılaşmaya açılması ve toplanma alanlarının azalması, Bu bölgelerimizin yaşayacağı deprem zararlarının oranını ne yazık ki çok daha arttıracaktır. Yaşamış olduğumuz depremlerden önemli ölçüde ders almak gerekirken, plan ve planlama anlayışından uzaklaşıp, proje ölçeğinde dere yataklarının, boş alanların, kıyı ve dolgu alanlarının yapılaşmaya açılması, Ülkemizin birçok bölgelerini daha da riskli bir hale getirmiştir.
Van’da yaşadığımız deprem sonrası sağlık hizmetlerinin yürütülmesi boş alanlarda yapılmaktadır. Bu tür kentlerde boş alanların olması büyük bir şans olarak düşünülebilir.
Ülkemiz hastanelerinin önemli ölçüde hizmet dışı kalması, boş alanlarda çadır kurularak
sağlık hizmeti verilememesi gibi bir şansızlığı da gündeme getirecektir. Hastanelerle birlikte, içinde oturduğumuz yapıların, okulların ve diğer kamu binalarının da acil olarak bir plan dahilinde depreme güvenlikli hale getirilmeleri bir zorunluluktur.
Geleneksel bir anlayışın devamı olan “yara sarma” yaklaşımı yerine, depremle karşılaşmadan önce “risklerin azaltılmasına” yönelik “toplumsal bir seferberliğe” de her zaman olduğu gibi bugün önemli ölçüde ihtiyaç vardır.
Van depremi bir kez daha göstermiştir ki, gerek yerel düzeydeki yöneticilerin, gerekse
merkezi hükümet ve ilgili kuruluşların; planlama, denetleme ve uygulama alanında ortak çalışma yapmayı hedeflemeleri gerekmektedir.
İnşaat mühendisleri Odası İskenderun Temsilciliği olarak katılımcı, kapsayıcı, planlayıcı, güvenli ve sonuç alıcı bir yapı üretim sisteminin oluşturulması bizim de görevimizdir. Bizi yönetenlerin çok daha acil bir görevidir.
Yaşadığımız Van-Erciş depremi nedeniyle, kısa ve günlük politik kazançların üzerine çıkarak; uzun, erimli, kalıcı, sonuç alıcı bir yapı üretim sisteminin oluşturulmasına önemli ölçüde ihtiyaç vardır.

 

Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
son gelişmeler
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet