İskenderun Belediye Kültür sarayında düzenlenen ödül töreninde bir konuşma yapan İskenderun Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper konuşmasında bir anlamda mevcut yargı sistemi ile ilgili öz eleştiri yaparak “ Düzenlediğimiz kompozisyon yarışması Adalet bakanlığının çok alışık olduğu bir durum değildi. Bakanlığımızın ilgili birimlerine konuyu aktardığımızda çok ilgi gösterdiler. Türkiye’de bir ilk uygulamayı başlattık bu yarışma ile katılım oldukça fazla oldu ve jürimiz dereceye girenleri tespitte zorlandı.

Bir haziran 2005 yılından itibaren yeni bir yasalaşma sürecinin içinde bulduk kendimizi mesleğe ilk başladığımız günlerde komik cezalar verirdik bir milyon beş yüz yirmi bin lira ağır para cezası bazen duruşmadan çıkarken vatandaş derdiki bir milyon beş yüz yirmi bin mi ben çıkarken ödüyorum bir daha işleyeceğim bu suçu, bu adalet açısından son derece tehlikeli bir durumdur. Eğer toplumun beklentilerine cevap veremiyorsanız siz adil olduğunuzu kimseye kanıtlayamassınız. Bu yasalaşma sürecinde denetimde serbestlik kurumu yeni yeni anlatma toplumda benimsetmeye çalıştırıyoruz.

Halbuki İngilterede 1800 lü yıllarda bu bir teori olarak geliştirilmiş ve ilk uygulamalarını ABD’de verdikten sonra kıta avrupası hukuk sistemine girmiş ve son derecede başarılı olmuştur. Ama bizim yasal dayanağımız bulunmadığı için ne yazıkki yargı organları buna el atamamışlardır. Türkiye’de 2005 yılında kurulan bu sistem oturmaya başladı. Ormandan ağaç kesen adama para cezası verseniz tatmin edici değil , hapis cezası verseniz ilk kez suç işliyorsa onada yazık. Mahkememiz ne ceza veriyor ormana yaktığının iki misli ağaç dikme cezası veriyor. İlk defe suç işleyenlerle suç işlemeyi ihtiyat haline getirenler arasındaki farkıda bulmamız gerekmektedir.

Basit bir trafik kazası kardeşler arası bir kavga basit yaralama gibi suç işleyenler ile sürekli suç işlemeyi ihtiyat haline getirmiş ve artık ceza evlerimizin müdavimleri olanları da ayırmamız lazım. Dolayısı ile hem ekonomik hemde yerindelik anlamı taşıyan bir ceza sistemi ortaya çıkmıştır belki inanmayacaksınız ama bir hükümlünün bize bir yıllık maliyeti on beş bin beş yüz lira. Şu anda İskenderun M tipi kapalı ceza evimizin kapasitesi 318 kişi olmasına rağmen bir saat önce aldığım toplam rakamda ceza evinde 614 hükümlü ve tutuklu bulunduğunu öğrendim.Son zamanlarda ise son derece sevindirici bir hadiseyle karşılaştık denetimde serbestlikle ilgili verilen kararların sonuçlarını öğreniyoruz örneğin bazı tutuklu ve hükümlülerimiz okullarda temizlik yapıyorlar bazıları bahçıvanlık yapıyorlar. Ceza evinde sadece tespih taneleri dizecek olan bu insanlar bilgi birikim ve yeteneklerini kullanaraktan verimli ve yararlı hale geliyorlar. Aynı zamanda işledikleri suçun karşılığınıda tam anlamıyla bulmuş olacaklar. Suç işleyen özellikle çocuklara Devletin güçlü adil olduğunu inandırmak için bu merkezlerde başvurusu halinde yardım edilmektedir. Biz ABD yi yeniden keşfetmek niyetinde değiliz böyle bir iddiamızda yok hatta suçu tamamen bitireceğizde demiyoruz bu mümkün değil ama görev yaptığımız yerde suçu en aza indirmek Atatürk’ün söylediği gibi Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır sözüne layık olmak için çalışıyoruz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. İskenderun Kaymakamı Cengiz Horozoğlu ise toplumun huzur ve güvenini sağlama noktasında en yetkili olarak vicdan ve hukuken büyük bir sorumluluk altında olduğunun bilincinde olduğunu belirterek “ kanunlarımıza göre toplumun güven içinde yaşayabilmesi için ilçede kaymakam bir numaralı sorumludur. Denedimde serbestlik konusunda baş savcımız gerekenleri söylediler. Türkiye’de kangren olmuş bir takım sorunlar var çevre ve trafik sorunu gibi örnekleri arttırabiliriz. Hukuken bir kuruma verilen bu sorunların tek başına üstesinden gelmek mümkün değildir. Bu gibi sorunları mutlaka toplumun gayretleri ile aşmamız mümkündür. Bu bakımdan denetimde serbestlik kurumunu önemsiyoruz eğer Cumhuriyet Baş savcılğının başarılı olabilmesi için mutlaka toplumun bütün kesimlerinin bu kuruma destek olmasının şart olduğunu belirtmek istiyorum. Eğer o kurum başarılı olursa bu başarı hem o kurumun hem ona destek olanların olacaktır. Eğer bir aşarısızlık söz konusu olursa o bizlerinde başarısızlığıdır. Bu bakımdan denedimte serbestlikte başta üniversiteler olmak üzere sivil toplum örgütleri ve toplumun bütün kesimlerinin denetimde serbestliği destek vermesi gerekmektedir. Biz kaymakamlık ve sosyal yardımlaşma vakfından şu anda gençlerimizin çok büyük tehlikesi olarak gördğümüz uyuşturucu konusunda gençlerimizin bataklığa batmaması için elimizden geleni yapıyoruz. Özellikle Ekrem Tok ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin yatak sayısının sınırlı olması nedeniyle İskenderun ve Antakya’da ruh ve sinir hastalıkları hastanesi açılması konusunda çok ciddi çalışmalarımız var. Bu bakımdan denedimli serbestliği önemsiyoruz. Toplumun güven içinde olması için toplumun bütün kesimlerinin bu kuruma destek vermesini istiyoruz. Konuşmaların ardından Denetimde Serbestlik kurumunun çalışmalarına destek veren İskenderun Kaymakamı Cengiz Horozoğlu başta olmak üzere emeği geçen kurum müdürlerine ve kompozisyon yarışmasında İskenderun genelinde dereceye giren Peyin Yücel, Hamit Polat, Yavuz Selim Yanık ve Milli eğitim müdürlüğüne bağlı okullar dalında dereceye giren İlayda Çaylı Merve Kayan ve Başak Kemali’yi ödülleri Cumhuriyet Baş savcısı Mustafa Alper ve protokol tarafından verildi.
Düzenlenen törene İskenderun Kaymakamı Cengiz Horozoğlu Belediye Başkanı Yusuf Civelek, CHP Hatay Milletvekili Aziz Yazar, İlçe Jandarma komutanı bin başı Zafer Durukan, Emniyet Müdürü Yusuf Cinel, Çelik iş sendikası Başkanı Cengiz Gül, İSSİAD Başkanı Recep Atakaş ve davetliler katıldı.