Skip Navigation Links

A. Merkel´in Türk Uyum Meleği Ebru Schick Ahmad

Ebru (Tüfek) Schick Ahmad İstanbul´dan Almanya´ya çalışmak üzere göçen gurbetçi bir ailenin kızı olarak 1975 yılında Reuthlingen kentinde doğdu. Daha

Spor   A+a-

Röportaj: Uzman Tarihçi – Türkolog / Hakan Gökpınar
Foto: Ali Boz / Euro İmaj

Ebru (Tüfek) Schick Ahmad İstanbul´dan Almanya´ya çalışmak üzere göçen gurbetçi bir ailenin kızı olarak 1975 yılında Reuthlingen kentinde doğdu. Daha yedi yaşındayken başında tülbentiyle Kur´an kursuna giden Ebru aynı yaşlarda spora Yüzücü olarak basladı.

Bikinili Yüzücülük´ten Kimonolu Karate´ye

Yüksek Teknik Öğretmen olan babası ileri görüşlü olmasına karşın çekindiği sosyal baskı sebebi ve inancı gereğiyle 14 yaşına gelip bir genç kız olan kızı Ebru´nun bikini giyerek erkeklerle aynı ortamda bulunmasını istememiş.
„Öğretmen olan babam aynı zamanda güresçiydi, şimdilerde Avukat olan ağabeyim ise Vücut geliştirme yapıyordu. Spor ailemizin genlerinde var...“ diyen Ebru yüzme yasağına üzülmüşse de ailesinin kararına saygı göstermiş. Bir Türk kız arkadaşının verdiği „Kimono “nun giyildiği Karate ´ye başlama fikri, aynı Karate salonunda hem ağabeyinin vücut geliştirme antrenmanı yapması hem de kız arkadaşının Karate ile meşgul olması ailesinin sosyal baskı endişesini ortadan kaldırmakla birlikte spora devam etmesine izin vermesini sağlamış.

Uyum Uzlaşmadır ve Ailede Başlar – Özverili Bir Türk Baba“

Karate´ye 14 yaşlarında gecikmeli olarak başlayan Ebru, İngiliz Dili ve Edebiyati bölümü mezunu ve „babam ailemizin bütün fertlerinin iyi bir eğitim alması için çabaladı ve hepimizi okuttu“ diyor ve ekliyor: “Ağabeyim hukukçu ve ablam modacı ! Türk ailelere tavsiyem çocuklarını okutmalarıdır. Geleceğe yapılabilecek en büyük yatırım eğitimdir!“. Öğretmen ve güreşçi babası, vücut geliştirmede dünya ikincisi ağabeyi Kenan Tüfenk ve İtalyan olan antrenörümün desteğiyle kısa sürede karate yeteneğini geliştiren Ebru hem tatlı hem de acı olan bir anısını şöyle aktarıyor:“1994 yılında Almanya Karate Şampıyonasına hazırlanmama babam da yardımcı oldu. Reuthlingen´deki Camii´nin bodrum katında birçok kez gizlice antrenman yaptık. Bu antrenmanlardan birinde babam bana ´kızım, elinin kenarıyla sapasağlam vur!´dedi. Babamın öğrettiği gibi vurdum, maalesef o vuruşumla babamın kaburga kemiği kazara kırıldı. İşte bu olaydan kısa süre sonra Almanya Şampiyonlugunu elde ederek avundum“.

Karate Şampiyonlugundan Uyum Elçiligine

1994 ´te Türk Milli takımı elemelerini kazanarak ilk milli takım tecrübesini anavatanı Türkiye´de yaşayan Ebru sonraki yillarda bir Türk kızı olarak Alman Milli Takım´nda Karate´ye devam etmiş. Birçok kez Almanya Karate Şampiyonasını ve üç defa da Avrupa Karate Sampiyonasını kazanmış. Spora yüzücülükle başlayan Ebru gibi Dünya Karate Şampiyonu olan eşi İsmael Salah da spora Karate´den cok farklı bir dalda, Atletizm ile baslamış spora. Henüz 17 yaşındayken 100 m. Sıçramada Müslüman bir Arap olarak İsrail Şampiyonu olmuş. Daha küçük yaşlarda hafta sonları calışarak cep harçlıgını kazanmış İsmail, 15 çocuklu düşük gelirli bir ailede. Lise eğitimini Israil´de 1, 3 not ortalamasıyla tamamlayan İsmail, İsrail´den Almanya´ya göç etme rüyasını 21 yaşında cebinde sadece 1000 dolarlık parayla gerekleştirmiş. 1996 ´da Milano´daki İtalyan Şampiyonası´nda Ebru ile tanışmış. İsmael Salah ile İtalya´daki 1996 Karate Şampiyonası´ndaki tanışmasını ve yıldırım aşkını tebessümle anlatıyor Ebru:“İsmail ile tanışmamızdan 10 dakika sonra bana evlenme teklif etti ! Ben de ona ´eğitimimi tamamlayıp diplomamı almadan evlenmem!´ diye yanıt verdim ...“. Ebru´nun ailesi Arap bir damat istemese de Ebru´nun ve İsmail ´in büyüklerine gösterdikleri saygı, uzlaşmacı tavırları, mücadeleci ruhları sorunları kaldırıvermiş ortadan..

„Catismaya Hayir, Uzlasmaya Evet!“

„Beni o zamanlar tanımayan şimdiki Kayınbabam bir Arap damat istemiyordu, Ebru´nun Kıbrıs´ta okumasını, bir Türk genciyle evlenmesini istiyordu. Ebru´yu evden kaçırmak zorunda kalmıştım. Hatta gizlice imam nikahı bile kıydırdık. Ailesinin şerefini lekelediğimi düşünmüş ki beni öldürmek istediğini başkalarından duydum. Ben de kendisi beni bulmadan kendisinin evine gittim ve kendisiyle konuştum. Beni bulmak için benzin harcamasını istemediğimden ve kendisine duyduğum saygıdan bizzat kendisinin ayağına geldiğimi söylediğimde şaşırdı ve duygulandı. Beni o günden sonra öz oğlu gibi bağrına bastı“ diyor. „Babam cesur erkekleri severdi“ diye ekliyor Ebru ve evlenirken de ailesinin onayını alıp uzlaşmış olmaktan mutluluk duyduğunu belirtiyor. . Ebru´nun hem spor hayatındaki gıpta edilecek başarıları hem de özel hayatında ailesiyle olan uzlaşmacı tavırları Federal Almanya Başbakanı A. Merkel´i derinden etkilemiş: “ Temmuz 2006 ´da sayin Angela Merkel beni Alman Olimpiyati Uyum Elçisi olarak atamak istediği zaman kendileriyle ilk defa bir araya geldik. Ailemin bana yüzücülüğü yasaklamasına kızıp kızmadığımı, aileme rest çekip çekmediğimi sordu. Ben de ailemin bu yasağı koymasına üzüldüğümü fakat bir Müslüman Türk ailenin kızı olarak ailemin kararına saygı duyduğumu, ailemden asla vazgeçmediğimi, karate sporunda ailemin de beni aktif olarak desteklediğini söyledim. Sayın Başbakan Merkel´in yanıtı şöyleydi: Bu davranışinıza şapka çıkartılır Ebru hanım! İşte bu gerekçelerle sizi Uyum Elçim olarak atıyorum!“. Bir Türk gurbetçi ailenin kızı olarak Federal Almanya Basbakanı A. Merkel´e Uyum Elçiliği yapmaktan da gurur duyduğunu ifade ediyor Ebru.

„Bir Barış Elçisi : İsmael Salah“

Yakın zamanda T. C. Devleti Vatandaslığı´na geçerek Türk ve İsrail çifte vatandaslığı hakkı kazanacak olan Dünya Karate Şampiyonu İsmail Türkiye´de ve özellikle Izmir´de kendini öz vatanında hissediyor. İsrail´de iken Karate´de çok başarılı olmasına rağmen „bir Arabın kazandıracağı Madalya olmaz olsun“ sözleriyle asağılanmaya çalısılmışsa da yılmamış İsmail. Filistin ve İsrail halkını sportif aktivilerle yakınlaştırmaya gayret etmiş. Karate hocalığını yaptığı bir yahudi çocuğun ailesine tepkisini şöyle anlatıyor: „ Çocuk babasının yanına giderek `baba, sen neden Araplar ´in hepsi pisliktir diyorsun?´dediğinde araya İsmail giriveriyor ve küçük Yahudi çocuğun saçlarını okşayarak:“Baban bu sözleri söylemeden önce bir Arap´tan sıcak bir selam almamış olabilir...“ . Yahudi çocuğun ailesine tepkisi ve İsmail´in sözleriyle mahçup olan Yahudi aile İsmail´i evlerinde ağırlamak üzere davet ediyorlar ve bir medeniyetler ittifaki modeli daha ortaya çıkıyor. Spor alanındaki başarıları ve insani değerlerini ön plana çıkarmasıyla Filistinli Araplar kadar İsraillilerin´de kalbini fetheden İsmail iki halk arasında gönüllü bir barış elçisi: „Dini siyasete alet etmek kolaydır, sporu asla! Bunu Çin ´deki Pekin olimpiyatlarında da gözlemledik. Birçok ülke silahına sarılmaya hazırlandıysa da Sporun evrenselliği, dostluk ve barış mesajları politikaya üstün geldi. Almanya´daki uyum çalışmalarında sportif yatırımlara daha cok ağırlık verilmesi gerekiyor. Spor´un milliyeti, dini olmaz; spor evrenseldir, barışçıldır, uzlaştırıcıdır“ diyor Ebru ve Ismail çifti. Almanya´daki okullarda spor derslerine katılması aileleri tarafından istenmeyen kızlar spor dersine katılmaya zorlanmadan orta bir yol bulunabileceğine, kızların ve erkeklerin farklı sınıflarda spor dersi gördükleri grupların oluşturulabileceğine dikkat çekiyor. Bu şekilde tutucu ailelerin endişelerinin ortadan kaldırılabileceğini ve genç kızların spora kazandırılabileceklerini ifade eden Ebru Scick Ahmad, insanları kadın ve erkek olarak değil önce insan olarak görmek gerektiğine de vurgu yapiyor.

„7´den 70´ye Karate -İdeal Uyum Merkezi“

Hemhofen´da 300. 000 Euro yatırımla kurdukları Karate okulu´nda ikisi Türk 300 öğrenciye
ders vermekte. Bunlar arasında yetmişine merdiven dayamış henüz birkac yıl önce karateye başlamış yaşlı bayanlar, beyler, ilkokul cağında cocuklar var: „Biz sadece bedenleri değil beyinleri de eğitiyoruz. Sevgiyi, saygıyı - şefkati vermeye ve geliştirmeye çalışıyoruz. Karate sert bir dövüş sanatıdır, fakat karatenin özü kendi kendini kontrol etmeyi gerektiren bir savunma sporudur. Dövüşü kazanmak güzel olsa da centilmence dövüşmek, insani yaklaşımlar cok daha önemli. Bizim okulmuzda çocuklar yenildikleri veya yanlış yaptıkları zaman küfürle azarlanmazlar. Sevgiyle, sıcak bir tebessümle ve psikolojik ikna yöntemleriyle başarıya teşvik edilirler. Sıcak atmosferde din ve milliyet yerine evrensel insani değerlerin ön plana çıktığı bayanlarn ve erkeklerin birlikte ders gördükleri Ebru ve İsmail´in Almanya - Hemhofen´daki Uluslararası Karate Okulu ideal bir Uyum Merkezi olarak kayda değer.

 

Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
ramazan bayrami 
son gelişmeler
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet