Türkiye`nin önde gelen işçi sendikalarından Hak-İş`in Genel Başkanı Salim Uslu, Demir-Çelik sektörüne genç işgücü yetiştirme projesine katılmak üzere İskenderun’a gelerek İskenderun Gazeteciler Cemiyeti binasını da ziyaret etti. Cemiyet Binasında kendisini en fazla etkileyen noktaların binanın orijinalliği, içerisinde bulunan hurufatlar, eski baskı makineleri, çalışma ortamı, içerisindeki atmosfer, samimi ve sıcak bir ortam olduğunu da ifade eden Uslu, binaya hayranlığını gizleyemedi.
Hak-İş konfederasyonu Genel başkanı Salim Uslu, Çelik-İş sendikası Genel başkanı Feridun Tankut, Şube Başkanı Cengiz Gül ve yönetim kurulu üyelerinin katıldığı ziyarette, Cemiyet Başkanı Şehmus Aslan binayı gezdirdi.
Basın Merkezi’nde kendini çok farklı bir ortamda hissettiğini ifade eden Hak-İş başkanı Uslu “Bugün İskenderun’da iki güzel olaya imza attık. Birincisi, 125 gencin meslek öğrenmesini sağlamak, her türlü işi yaparım anlayışını ortadan kaldırıp mesleğimi yaparım deyip özgüvenlerini artıracak olan işgücü projesini başlatmak, ikincisi de böylesi güzel ve mistik bir ortama sahip olan İskenderun Basın merkezi’ni ziyaret etmek oldu. İskenderun Gazeteciler Cemiyeti binası, çalışma ortamı, içerisindeki atmosfer, sıcak ilişkiler ve dışarıya yansıttığı duyarlılık ile basın olarak bağımsızlığı kabul ettiğiniz zaman her şeyi başarırsınız. Polyannacılığı hiç sevmiyorum ama hayata pozitif bakarım. Kanseri bile iyi motivasyon ve moralle aşmak mümkün. Toplumu aşırı iyimserliğe ve kötüye iterek, kötü bir fotoğraf sergilemek yerine, Türk Milleti iyimserlik ile kötüye gitmeden iyi olacak. İyimserlik bulaşıcıdır. Büyük Atatürk’ün “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur” derken bahsettiği kanın bileşeni veya kafatası bileşeni değil. Daha sonra Nutuk’ta “Türk Milleti çalışkandır, zekidir, akıllıdır.” sözü ile de muhtaç olduğun kudret akıldadır demiştir. Bu pahalı coğrafyada yaşıyor olmanın bedelini ağır ödemiştik. Biz bir medeniyet toplumuyuz. Sadece ırkı-kavmi-bölgesel bir coğrafyayı değil medeniyeti temsil ediyoruz. Bu medeniyetin mimarisi insan ve insana dair olan bir medeniyettir. Bu medeniyette esnaf anlayışı, hukuk anlayışı var en önemlisi çok kültürlü toplumda yaşamak, çok hoşgörülü yaşamak var. Bu yüzden çok kötü bir toplum olma gibi bir lüksümüz olamaz. Tarihteki başarılarla övünen değil, onlara yeni başarılar katan bir toplum olmalıyız. HAK-İŞ olarak ezberleri bozan, yeni arayışlar içerisinde olan, sosyalitedeki sosyal rejimi değişime ve gelişime yoran, birikimlerimizi paylaşan bir anlayışa sahibiz. Bu yeni anlayış, güçlü bir Türkiye’nin oluşmasında katkı sağlayacak.” dedi.
Vatanımızın toprağı, tüm halkları ve toplumlarıyla birlikte büyük bir sorumluluk üstlenmek bilinciyle hareket etmemiz gerektiğini ifade eden Uslu, “AB ilişkileri sürecinde bu coğrafyada ne kadar gelişmiş olursak olalım, ekonomik kalkınma, sosyal eğitim ve kültür düzeyi bizim düzeyimizde değilse orada yaşama şansımız yok. Dünyadaki dengesizlikler yüzünden, tehdit altında olan ülkeler gibi değil, kendi içimizdeki ve dışımızdaki toplumsal barışı ülkemizin ve komşu ülkelerin standardını yükseltme durumunda olan küresel bir aktör olmalıyız. Biz bu coğrafyada küresel lider olma yolunda emin adımlar atmalıyız. Eğer bu coğrafyada yer alan ülkeler, kendi benliklerine dönmeseler, bu toprak parçasında kan akış durmayacaktır. Hep birlikte mücadelemizi ve iyimserlik yönümüzü ortaya koyarak bu coğrafyayı yaşanabilir bir hale getirmemiz gerekiyor. İşte şu anda içinde bulunduğumuz Basın merkezi’nde yaşadığımız sıcaklığı, bu coğrafyada da yaşayabiliriz” şeklinde duygularını dile getirdi.