Skip Navigation Links

Ekonomiyle ilgili hesaplamalar doğru yapılmalı.

Hedeflerde sapma olduğunu belirten Prof.Dr.Kızılot: Ekonomiyle ilgili hesaplamalar doğru yapılmalı.

Ekonomi   A+a-

Bütçe ile ilgili yapılan hedeflemede sapma olduğuna dikkat çeken Gazi Üniversitesi Maliye Bölümü Başkanı Prof.Dr.Şükrü Kızılot, "Ekonomiyle ilgili hesaplamalar doğru yapılmalı. Yanlış yapandan hesabı sorulmalı" dedi.
İskenderun Ticaret ve Sanayi Odasınca düzenlenen 'Güncel ve mali konular' konulu konferansta, devletin en önemli gelirinin vergi olduğunu belirten Kızılot, en önemli sorunun ise işsizlik ve yüzde 50'yi bulan kayıtdışılık olduğunu söyledi.
İskenderun Belediye Meclis salonunda düzenlenen konferansa, İskenderun 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Gürsel Öztürk, İskenderun Belediye Başkanı Dr.Yusuf Civelek, İskenderun Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Halil Şahin, İTSO Başkanvekili Müfit Tennioğlu, işadamları, mali müvaşirler ve çeşitli kesimlerden konuk katıldı.
İTSO meclis başkanı Mehmet Binbay'ın başkanlık yaptığı konferansta, 2001 yılında yaşanan krizin yalnızca ülkemizde görüldüğünü, ancak 2008'deki krizin ülkemizi ve yabancı ülkeleri de zor durumda bıraktığına işaret eden Prof.Dr.Kızılot, büyüme için gerekli olan dış kaynak ve borcun da bugün itibariyle mümkün olamadığını belirtti. Kızılot, şöyle konuştu: "Yabancı ülkeler de krizin etkisi ile zor durumda. Kaynak ve borç para peşinde. Borç almamız imkansız. Büyüme için dış kaynak bulmalıyız. Bu gün itibariyle bu mümkün değil. İç borçlarımız yükseliyor. Son yedi ayda Türkiye'de iç borç artışı ondan önceki 37 aydaki iç borçlanma tutarından daha fazla. Niye borçlanıyoruz? Bir insan niye borçlanırsa Türkiye de onun için borçlanıyor. Gelir gideri karşılamadığı için borç alıyor. 2009'a girmeden önce bütçe açığı 10 milyar olacak diye açıklandı. Meclisten geçti. Bu iyimser rakamdır. 6 aylık bütçe açıklandı. 23 milyar açık vermiş, 10 milyar hedeflemiştik. Bütçe 50 milyar aşması bekleniyor. Devletin gelir ve gider yönüyle gelir düşer, masraf artarsa açık büyür. Şu anki durum bu."

'Vergi hedefinde sapma var'
Gelirimizin yüzde 80-85'ini oluşturan verginin önemine dikkat çektiği konuşmasında, vergi toplanmadığı takdirde borç alındığını belirten Kızılot, "Vergilerle ilgili hedefimizde sapma var. İthalde alınan KDV yüzde 30 artış öngörmüşüz. Sonuç? Yüzde 28 oranında azalma var. Dünkü rakamda 38.5 milyar lira gelir hedefi var. Bir yılda ilk altı ayda ne toplamışız. 11.5 milyar lira. Bir kalemde 15 milyar tahminde sapma var. Diğerlerinde de sıkıntı var. Bunlar devletin açıkladığı resmi veriler. Anonim şirketlerde 2009'da 20 milyar ödeyecek demiş. İlk altı ayda 7 milyar toplamışız. Özel tüketim vergisi ağırlıklı olarak akaryakıt, sigara, alkollü içkiler, otomotiv, beyaz eşyadan alınır. 49 milyar hedeflenmiş yıllık. Toplam rakam 19 milyar altı ayda. Niye borçlanıyoruz. Niye açık veriyoruz sorusunun yanıtı bu.

'Faiz belimizi kırıyor'
Gelir toplamı yüzde 20 artacak diye hesap yapılırken, geçen yılki cironun yakalanamadığını, 2008 ylında toplam gelirler yüzde 4.4 gerisinde kaldığını anlatan Kızılot, "Bunlar Gelirler İdaresi sitesinde yer alan resmi rakamlar. Gelir artmıyorsa giderleri kısarız. Belki çözüm olur. Türkiye yüzde 18 fakirleşti. Kişi başı gelir de azaldı, esnaf, tüccar, şirket kar edecek devlete verecek. Ama kar ederse veriyor. Ciro düşmüş giderinizin başında ne geliyor. Bir nolu gideri kısamayız bu nedir? 57.5 milyar lira faiz gideri. Türkiye'nin bu yıl ödeyeceği faiz. Faiz dışı fazla 4 milyar lira. Bizim belimizi kıran faiz. Altı ayda 25 milyar yıl sonu hedefi, 50 milyarı aşabilirde. İkincisi personel giderleri yani memur maaşları. 57.2 milyar da o. Onu da kısmanın vermemenin imkanı yok. Üçüncüsü sosyal güvenlik ve sağlık transfer ödemesi diyorlar. Devlet o kadar prim topluyor diyorsunuz. Sosyal güvenlik ekonomide karadelik diyorlar ya. Devletin ödediği şeyler var. 47 milyar 2009'da açık öngörülmüştü. 50'yi aşacağa benziyor. Son bir yılda devletin resmi rakamları 10 milyon 097 bin 779 sigoralı varmış. En son açıklanan resmi rakamlara göre 2009 Nisan ayında 8 milyon 073 bine düşmüş. Bu azalma 1 milyon 705 bin. Son bir yıl rakamı bu. Mayısta emeklilik yaşı 65'e çıkmıştı. Bunun 4-500 bini oradan geliyor ama bir milyon üzerinde sigortalı sayısında azalma var. Emekli sayısı artmış. Emekliler zaten öyle ahım şahım rakam da almıyor. Emekliler, yapılan zammın sıkınısı içindeler. Emeklilerin aylıklarından da kısamayız. Sağlık giderimiz en fazla erteleniyor. Gider azaltma çok büyük ışık yok. En fazla yatırımlarla ilgili kısıyorlar o da çok büyük rakam değil. Bütçede 50 milyar açık verme ve iç borç artması söz konusu."

'Prim ve vergi borç faizi aşağı çekilmeli'
Tahsil edilemeyen SSK, Bağ-Kur, vergi borcunun 130 milyar lirayı bulduğunu ve ödenmeyen borçlara yüzde 30 oranında uygulanan faizin de çok yüksek olduğuna dikkat çeken Kızılot, "Bunun acilen aşağı çekilmesi lazım. Devletin kaynağı yaratması amacıyla ödeme kolaylığı getirilmeli. Af değil, ama bu yüzde 30 çok büyük rakam" dedi.
Futbolculara çok büyük paralar ödendiğini, sigorta ve vergi ödenmediğini ifade eden Kızılot, bazı şeylerden de muaf tutulduklarını anlatarak, "Devlet bunlara bir kanun çıkarttı. Futbolcular prim borcu donduruldu. Ardından size 10 yıl süre 120 taksitte ödeyin. Bir yandan istiham yaratan zor durumda olan kesim var. Sivil toplum örgütleri, borsalar, destek gerekiyor. Esnaf ve sanatkarın nefes alması için af değil birikmiş faizler var çok yüksek oranda enflasyona göre düşürüp futbol takımlara yaptıklarının dörtte biri kadar nefes aldırır. Hem devlete ciddi kaynak olur. 'vergi sanatı onu bağırtmadan tüy almaktır" demişler. Bunlar olağanüstü rakamlar. Biz IMF'den borç alacağız diye dokuz takla attırırlardı. Bu kaynak ama iş dünyasının desteği gerekiyor."

'Devleti soymanın cazibesi yürürlükte'
1960'da çıkan ve halen yürürlükte olan yasayla, devleti soyan, zimmetine para geçirenin tesbitinde yüzde on faiz uygulanmasının yanlış olduğunu dile getiren Kızılot, "Mamkum edilen kişi 10 yıl önceki 10 milyon dediler. Bunun faizi yıllık yüzde 10'u aşamaz diye kanun var. İnanılacak gibi değil. 1960'da çıkan yasa. Hala yazıyorum bunu 'Devleti dolandırmanın cazibesi' diye. Bu yasa hala yürürlükte ve nedense bir türlü değişmiyor" dedi.
Banka mevduat faizleri 2000'li yıllarda daha yüksek olduğunu ve çelişkili bu durumun kaldırılması gerektiğini ifade eden Kızılot, ülke sorunlarına sahip çıkılması gerektiğini söyledi.
AB ülkelerine yüzde 50'den fazla ihracat yapılırken, onun da kısıldığını, 2004'de 132 milyar dolarken, 2009 için 149 milyar hedef konduğunu anlatan Kızılot, "Ben bu hedef tutmaz dedim. Martta rakamlar netleşti 100 milyarı bulsun başınıza koyun dedim. Yüzde 65 sapma var hedefde. Bu ülkede yanlış yapandan hesap sorulmalı. Ekonomiyle ilgili hesaplamalar doğru yapılmalı."

Pırlantadan vergi almayan tek ülkeyiz
İğneden ipliğe herşeyde vergi alındığını, ancak pırlanta ve mücevheratta olmadığına dikkat çeken Kızılot, "Dünyada elmas ve pırlantadan vergi almayan tek ülkeyiz. Üstelik bunu bir bakana anlattığımda, "Çok kötü hangi hükümet uyguladı?" diye sordu. Kendi bakanlığında yapılan uygulamadan haberi yok" deyince salondan alkış sesleri yükseldi.

'Benzin bedava verilse yine 2 lira'
Benzindeki yüksek miktardaki vergiye dikkat çeken ve bunu rakamlarla açıklayan Kızılot, "Benzinde ÖTV'nin de KDV'si var. Geçen yıl Tüpraş verilerine göre rafine çıkış fiyatı bir lira 13 kuruşmuş, şimdi 0,74 kuruş ciddi anlamda düşmüş. Bu durumda benzin fiyatı artar mı düşer mi? Buğday un fiyatı düşerse ekmek pahalanıyor mu düşüyor mu? Rafineri düşünce zam yapılır. Bizde böyle ilginç tabloyla karşı karşıyayız. Benzinde vergi toplamı yüzde 293. Satış fiyatıyla rafineri fiyat arasında yüzde 500'e tırmanıyor. Litresini 3,16 sattığımız benzini yurtdışına 74 kuruşa satıyoruz. Niye? Niyesi şu Türkiye'de üretilen benzinin yarısını tüketemiyoruz, mecburen satıyoruz Akaryakıtta en pahalı olan yabancılarda motorindir. Bizde de motorin düşüktür, benzin pahalıdır. Benzin motorinde daha düşük olsa 2 liraya satılsa yine benzin alınır. Dışarıdan daha az motorin ithal ederiz. Bakın hesap ne kadar basit. Ama bu hesaplar bu kadar basit yapılamıyor. Benzin bedava olsa 2 lira. Bunun bir lira 69 kuruşu ÖTV, ÖTV'nin yüzde 18 KDV'si var iki lira ediyor toplam. Benzinde dünya rekoru vergi yönünden bize ait. Biz böyle rekor istemyoruz."

En büyük sorun kayıtdışılık'
Devletin en önemli geliri vergi, en önemli sorunun ise işsizlik, cari açık ve kayıtdışılık olduğunu söyleyen kızılot, "Kayıtdışılık yüzde 50'yle ifade ediliyor. Ücretlilere vergi iadesi verilmeyince KDV'si satıcıya gidiyor. Fiş toplama önce emeklilerde kalktı İMF istedi diye. Fiş kalkınca KDV cebe kalıyor. Çin'de piyango bileti veriliyor. Çok da başarılı olunuyor. Hiçbirşey çıkmazsa 'hazineye sunduğunuz katkı nedeniyle teşekkür ediyoruz' deniliyor. Formül bu. Bizim halkımız bilete piyangoya meraklı.

'Kira gelirine yönelme tehlikeli'
Mükellef sayısının azaldığını, buna karşın kira gelirlerinin tehlikeli bir oranda arttığına dikkat çeken Kızılot, şöyle konuştu: "Devletin dolaysız vergi geliri düşük. Vergi mükellefi sayısı 7 yıl önceyle bugünü kıyasladım yüzde 7 azalma olmuş, vergi mükellefi azalmış. Buna karşı bir gelir artmış yüzde 103 oranda. Bu kira geliri elde edenlerde artış olmuş yüzde 103, diğerleriyse azalmış. Bu tehlikeli görüntü. Demek insanlar vergi, ssk, çalışanların aylığı ile uğraşmaktansa bir dükkan, ev alırım değerlendireyim demiş. Buna yönelme var. Çalışan ve üreten de azalma var. Bir de varlık barışı yasası çıktı. Varlık barışında varlığı olmayanda düşünsün."

'Yanıltıcı belgeye hapis yolu'
Vergi kaçakçılığı suçlarında rötüş yapıldığını, bu konuda yaygın olanın naylon fatura ve yanıltıcı belge olduğunu belirterek, bir personelin yaptığı bir yanlışın işletme sahibine hapis yolunu açtığına dikkat çeken Kızılot, bu konuda mümkün olduğunca hassas davranılması uyarısında da bulundu. Başından geçen bir olayı 'ihracatçının gözyaşı' diye köşesinde yazdığını anlatarak, büyük oranda vergi katkısı olan bir yakınının yanında çalışan bir şoförün verdiği naylon fatura nedeniyle 36 ay hapis cezası aldığını söyleyen Kızılot, şu ifadelere yer verdi: "Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge, gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belgedir. Bu durumda 18 ay-3 yıl ağır hapis cezası uygulanır. Aradaki fark bir yıla kadar olanlar paraya çevrilebiliyordu. 18 ay olunca paraya çevrilemiyor. Ödenen ücretle bordrodaki aynı olmuyorsa, buna yanıltıcı belge düzenleme deniyor. Türk Ticaret Kanunu 319. maddesi var. Şirket ana sözleşmesine dikkat edilmeli. Naylon fatura olayını ciddiye almalısınız."
 

Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
 
son gelişmeler
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet