Artemis Marine Gemi Kumanyacılığı Şirketi Sahibi Mehmet Çetin:
“Dünya Ülkeleri İskenderun’u Örnek Gösterecek”
İskenderun Limanı’nın özelleşmesi körfezde büyük heyecana neden oldu ama kafalarda hala birçok soru işareti de bıraktı. Körfezde sosyal ve ticari altyapı konusunda sıkıntı olacağını düşünmediğini belirten Artemis Marine Gemi Kumanyacılığı Şirketi Sahibi Mehmet Çetin, Limak’ın doğru ve önemli bir yatırım yaptığını, yıllar sonra İskenderun’un dünyada örnek gösterilecek bir şehir olacağını söyledi. Ekonomiden siyasete birçok konuda görüşlerini açıklayan Mehmet Çetin, Artemis Marine olarak yatırımlarını sürdürdüklerini söyledi ve hükümetin çalışmalarını överek Türk İşadamları olarak uluslar arası arenada 2001 yılından bu yana başları dik yürüdüklerine dikkat çekti.

İskenderun Körfezi’nin gelecekte şu an Rotherdam’ın şöhretinden daha büyük bir şöhretle anılacağından kuşku duymadığını belirten Artemis Marine Gemi Kumanyacılığı Şirketi Sahibi Mehmet Çetin, İskenderun Limanı’nın birçok konuda altyapı eksiği bulunduğuna dikkat çekerek, yatırım sürecinin de zaman alacağına vurgu yaptı.

Açıklamasında birçok konuyu da ilk kez gündeme getiren Mehmet Çetin, “İskenderun limanını alan Limak Şirketine öncelikle hayırlı olsun diyorum. İskenderun Körfezini ilk aşamada bekleyen şey, konteynır trafiği olacağını tahmin ediyorum. “ İskenderun limanı özelleşti, hadi yarın konteynır gemisi gelsin de biz de tahliyeye başlayalım!!!” Bu ilk etapta mümkün değil. İskenderun limanının aşırı derecede altyapı eksiği var. Limanın vinç kapasitesi, elleçleme kapasitesi iyi ama konteynırda büyük bir yatırıma ihtiyacı var. Konteynır tahliyesini yapan araçlar, İskenderun limanında maalesef bulunmamakta. Satın alan firmanın bu tür yatırımlara öncelik vereceğini düşünüyorum. Bunun yanında İskenderun limanının yani denizi derinliği, draft dediğimiz olay daha büyük kapasitede, İskenderun limanına daha büyük drajlı gemilerin yanaşması için muhakkak draft taraması yapılması lazım. Yani deniz seviyesinin yükseltilmesi gerekiyor.”

İskenderun’un çeşitli turizm yatırımları yapılması gerekliliğine vurgu yapan Artemis Marine Gemi Kumanyacılığı Şirketi Sahibi Mehmet Çetin, özellikle yabancı misafirlerin ağırlanacağı kaliteli turizm yatırımlarının bir zorunluluk olduğunu söyledi ve şöyle konuştu:
“İskenderun’da şuanda eli taşın altına koyan bir belediye başkanı var. Medyadan takip ettiğim kadarıyla 5 yıldızlı bir otel yatırımıyla ilgili sorunlu bir meclis kararı aldılar. Bundan dolayı kendilerini tebrik ediyorum. Bu kararın bizim için aşırı derece de önemi vardır. Biz şuanda konuklarımızı İskenderun’da konaklatamıyoruz çünkü yeteri kadar lüks konaklama yerimiz yok. Yer olmadığı için misafirlerimizi Adana’da ağırlıyoruz. Herkesin Sayın Belediye Başkanımız gibi eli taşın altına koyup memlekete sahip çıkmaları lazım. Şuan elzem bir şekilde İskenderun’un 5 yıldızlı otellere ihtiyacı var. Şuan mevcut otellerle İskenderun’un konaklama altyapısı hazır değildir. Yani İskenderun limanıyla alakalı değil, İskenderun Körfeziyle ilgili çok büyük yatırımlar söz konusu, mesela rafineri yatırımı var Dörtyol, Erzin arasında rafineri demek ne demek? Bunun yanında Petrol Kimya Tesislerinin de bu körfeze geleceği demek. Bu kadar yatırım için gelecek mühendislerin, personelin veya yurtdışından gelecek misafirlerin muhakkak bu şehirde konaklaması lazım ki şehrin ekonomisine katkısı olsun.

 

Türkiye’de siyaset ve ekonomi açısından gelişmeleri değerlendiren Çetin, 2001 öncesi Türkiye ekonomisini batık gemi Titanik'e benzetti ve AK Parti Hükümetinin Titanik gibi Türkiye’yi suyun yüzüne çıkarıp yüzdürmeyi başardığını ifade etti ve ekledi:

“Türkiye’nin gelişimini 2001 yılı öncesi ve sonrası olarak değerlendiriyorum. Arada ki farkı Titanic gemisine benzetiyorum. 2001 yılı öncesi Türkiye’nin durumu Titanic’ten beterdi. Bizim bu batan gemimizi birileri geldi suyun yüzüne çıkardı, bütün onarımlarını yaptı ve yüzdürdü. Şuan Akdeniz’de gezen Cruz gemilerinden bile daha pırıl pırıl bir Cruz haline geldi. Bizim 2001 yılı öncesi de yabancılarla ticaretimiz vardı, 2001 yılı sonrası da ticaretimiz vardı. 2001 yılı öncesi yabancılar neslinde rezil durumdaydık, alay konusuyduk, 2001 sonrası bizler ise vezir durumundayız. Şuanda gerçekten Avrupa’nın içler acısı bir hali var. Avrupa dediğimiz o dev ülkeler, şuan hepsi iflasın eşiğinde, bunu en yakın biz görüyoruz. Avrupa’da ki firmalar bizim gibi firmalara satış yapmak için, her ay iki tanesi bizim şirketlerimizi ziyaret ediyor. Yani bizlerden mal alın diye, Avrupa şuan bacası tütmeyen bir ülke, bütün bacaları söndü, bütün üretim merkezleri Asya’ya kaydı. Bu bölgede de Asya’nın tek rakibi Türkiye ve bunu bu iktidar çok iyi görüyor. Şimdi Çin diyoruz, tekstilde en büyük rakiplerimizin arasına girdi sonrada, Avrupa bir ara bütün tekstil siparişlerini Çin’e kaydırdı. Ama sonra gördü ki Avrupa, Çin’de ilave sipariş dediğimiz RPT’ye Çin dönemiyor. Ama Türkiye’ye sipariş verdiği anda bir haftada, on günde Avrupa’nın istediğiniz ülkeye, istediğiniz şehrine Türk tekstilcisi ürünü sokabiliyor. Her konuda ben şuna eminim ki, Çin’e rakip olabilecek kapasitedeyiz. Güneydoğuda çok büyük bir potansiyelimiz var. bu potansiyeli biz, Çin’in üretip Avrupa’ya sattığı ürünleri devlet desteği ile üretim tesisleri kurarak, Avrupa’nın her noktasına, dünyanın her noktasına, Çin’den daha uygun fiyata ve daha iyi kalitede malları üretip gönderebiliriz.