Skip Navigation Links

Halil Şahin Reçetesini Açıkladı

İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Halil Şahin reçeteyi açıkladı:

Ekonomi   A+a-

İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Halil Şahin reçeteyi açıkladı:

Türkiye ne zaman büyüme trendine girse çok büyük açıklar veriyor yani ancak borçlanarak büyüyoruz. Yapılması gereken 2 temel politika var. Birincisi ara malı üretimini teşvik edecek bir sanayi stratejisi hazırlamak ikincisi ülkemizdeki tasarruf oranını artırmaktır.
 

Türkiye 2010 İlk Çeyrekte % 11,7’lik Yüksek Bir Büyüme Gerçekleştirmiştir.
Ekonomideki olumlu gelişmeleri ve düzelme döneminde yapılması gerekenleri İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası’nın Temmuz ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada dikkat çeken Başkan Halil Şahin, reçeteyi açıkladı. Piyasalara ve yatırımcılara pusula niteliğindeki Halil Şahin’in konuşmasını aynen yayınlıyoruz:

Bu yüksek büyüme oranında baz etkisinin de payı olmakla birlikte, Türkiye ekonomisinin hızla kendini toparlama kapasitesi olduğu da görülmektedir.
2010 yılının tamamı için yüzde 6 civarında büyüme gerçekleşecek gibi gözüküyor.


Ekonomideki büyüme istihdama da olumlu yansımaktadır. İstihdamdaki sorunun çözümü ekonominin büyümesidir.

2010 mart ayı itibariyle son 1 yılda TOBB’un temsil ettiği özel sektördeki kayıtlı istihdam artışı 726 bin kişiye ulaşmıştır.

Nisanda işsizlik oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 2,9 puanlık belirgin bir düşüş gösterdi ve %12’ye geriledi. Tarım dışı işsizlik oranındaki gerileme ise 3,3 puanla daha da belirgindi. Burada işsizlik oranı %14,9’a indi. Her ne kadar bu olumlu tabloda zayıf baz etkisinin rolü büyük olsa da mevsimsellikten arındırılmış veriler de istihdam piyasasında yavaş ancak kesintisiz düzelmenin nisan ayında devam ettiğini gösterdi.

Mevsimsellikten arındırıldığında, işsizlik oranı önceki aya göre 0,5 puanlık önemli bir düşüşle %12’ye geriledi, ki bu ekim 2008’den beri kaydedilen en düşük oran oldu. İstihdam edilenlerin sayısı ise nisan ayında da artmaya devam etti. Buradaki 119 bin kişilik artış son 12 aydaki ortalama 150 bin kişilik artışın altında kalsa da, mayıs 2009’dan beri devam eden yükseliş eğiliminin korunması işgücü piyasası açısından olumlu bir gelişme oldu.

Öte yandan ekonominin büyüme sürecinde en büyük sorun dış ticaret alanında yaşanmaktadır. Dış ticaret ekonomide büyüme ivmesine yeterli desteği vermemektedir.

Hükümetimiz ve Merkez Bankası aşırı değerli TL’ye çözüm bulmalıdır. Aşırı değerli TL, iç piyasa üretimlerini olumsuz etkilemekte ve ithalatı arttırmaktadır.

Buda cari dengeler açığının artmasına neden olmakta, ayrıca da ara malı üreten KOBİ’lerimiz üretim yapamamaktadır. Dolayısıyla ara malı da arttırmakta, aşırı değerli TL ihracatımızı da olumsuz yönde etkilemektedir.

Yüksek büyüme sürecini 2010 yılında devam ettirmek ve özellikle de Yunanistan’da başlayan ve sonrasında AB’nin geneline yayılan olumsuz dalganın Türkiye’ye olan etkilerini hafifletmek için, tüketici ve yatırımcı güvenini arttırıcı önlemlere ve yapısal reformlara devam edilmesi gerekmektedir.

2010 İKİNCİ YARISI NASIL SEYREDER?

2010 ikinci çeyrekte yüksek büyüme devam edecekmiş gibi gözüküyor.

Mayıs ayı sanayi üretiminde önceki yıla göre %15,6 artış gerçekleşti.

Büyümenin istikrarlı bir şekilde devam edeceği noktasında sevindirici bir gelişme

Her ne kadar yüksek büyüme devam edecek gibi gözükse de dış ticaret dengesinde sorunlar devam etmektedir.

Türkiye’nin cari işlemler hesabı mayıs ayında, geçen yılın aynı ayına göre %84,5 oranında artarak 2 milyar 997 milyon dolar açık verdi.

Bu iyimser tablolardan sonra bankalarımıza bir göz atalım.

Son 6 aylık dönemde mevduatın özel sektöre kredi olarak dönme oranı %68,7 den %75’lere çıkmıştır. Ayrıca tasarruf mevduat ve vadeli mevduatlarda ciddi bir artış gözlenmektedir. Buda güven duygusunun oluştuğunun göstergesidir.

Ayrıca bankalarımız, Balkanlarda ve komşularımızda banka satın alma veya banka ortaklıkları konusunda çalışmaları vardır. Halk bank, İşbankası gibi. Buda bankacılık sektörünün iyi bir yerde olduğunun göstergesidir.

Türkiye ne zaman büyüme trendine girse çok büyük açıklar veriyor yani ancak borçlanarak büyüyoruz.

Yapılması gereken 2 temel politika var. Birincisi ara malı üretimini teşvik edecek bir sanayi stratejisi hazırlamak ikincisi ülkemizdeki tasarruf oranını artırmaktır.

Aksi takdirde uzun vadeli istikrarlı büyümeyi sürdüremeyiz.

Önümüzdeki 2 ay bütün ülke referanduma kilitlenecek ekonomi yine gündemin arka sıralarında olacak gibi gözüküyor. Son 3 yıldır bu bizim kaderimiz haline geldi.
Oysaki ülkenin çözülmesi gereken o kadar ciddi problemleri var !
BİZLER EKMEK YERİNE BİRBİRİMİZİ YİYORUZ. !

Umarım ülke bir an evvel referandum sürecini sağlıklı bir şekilde tamamlar ve en azından seçimlere kadar ekonomi temel mesele haline gelir.”



 

Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
 
son gelişmeler
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet