İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Halil Şahin, aylık olağan meclis toplantısında yaptığı konuşmada, ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi. İTSO Meclis Üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, müteşebbislerin mevcut gelişmeleri en iyi bilenler olduklarına dikkat çeken Halil Şahin, küresel kriz öncesi Türkiye ekonomisinin baş aşağı düşmeğe başladığını söyledi.
Halil Şahin konuşmasında şöyle dedi: “Zira her gün halkımızın içinde, halkı en iyi bilen, ülkemizdeki sıkıntıları en iyi takip edenler müteşebbislerimizdir.
Ekonomik sorunları, sıkıntıları en iyi bilen insanlar buradadırlar. Ekonomimizin nabzını tutmak için en doğru yerdeyiz.
2007’nin başından bu yana her platformda ısrarla şunu söyledik. Vadesi dolan ekonomi programının yerine yenisi hazırlanmalı ve uygulamaya konmalıdır. Türkiye’nin yeni bir iktisadi programa ihtiyacı vardır dedik.
Bakınız son iki yılda yapılması gerekenler göz ardı edilirken , problemler artmaya devam etti.
Sonuçta,2002 ile 2006 arasına büyüme ortalaması % 7’nin üzerindeyken , 2007 de ne yazık ki % 4.5 a kadar düştük.
2008 in ilk 9 ayındaysa bu rakam % 3 e geriledi. Yani daha ortada küresel kriz yokken, Türkiye Ekonomisi baş aşağı düşmeye başlamıştı.
Ortadaki olumsuz tabloyu sadece küresel krize bağlayamayız bir kere bu tespiti yapmamız lazım.
Açıkça görülüyor ki: 2008 de,yaşanan küresel kriz,geciken kriz tahlili ve geciken tedbirler, sorunları daha da büyüttü ve ekonomi ancak % 1.1 büyüyebildi.
Bugüne baktığımızda net bir tablo görüyoruz.Dünyanın her tarafında, iktisadi krizin etkileri her gün daha da belirginleşiyor.Hemen her ülke, olağan dışı bir dönemden geçtiğinin farkında olarak hareket ediyor.
Ama sadece bizim ülkemizde, ortada bir anormallik olmadığı kanaatı uzun süredir hakim idi.Ancak birkaç ay önce küresel krizin varlığı hükümetimizce kabul edildi ve krizle ilgili ekonomik paket açıklamaları yapıldı.
Küresel kriz doğru okunamadığından 2008-ekim ayı ile 2009-Nisan arasındaki 6 ay ,ne yazık ki iyi değerlendirilememiştir.
Krizi görmezden gelmek ,küçümsemek problemin daha da büyümesine neden olmuştur.
Dolayısıyla bugüne kadar açıklanan olumsuz rakamların hiçbiri sürpriz değildir, istisnada değildir.
2009 un ilk çeyreğinde büyük çapta bir küçülme yaşanacaktır.
Bakınız bu güne kadar sanayi üretim hacmimizin 4 te 1 ini kaybettik.Türk sanayisi Mart 2009 itibariyle 7 ay üst üste küçülmeye devam etti.
Mart ayında Sanayi Üretimi Mart ta geçen yılın aynı ayına göre % 20.9 düştü.
Buradaki olumlu noktayı da söylemem lazım Mart’taki düşüş 7 ay aradan sonra ilke kez bir önce ki aydan daha az oldu.Şubattaki düşüş % 23.7 idi.
Sanayi üretim endeksi Mart’ta, Şubata göre 13.4 arttı.
Buna bile sevinir hale geldik, acaba tünelin ucundaki ışık göründü mü?
Değerli Arkadaşlarım,
En temel sorunumuz hep söylüyorum işsizlik iç piyasada ve yatırımlardaki daralma , işsizlik problemini büyütüyor.İşsizlik oranı 16.1 e yüselmiş,işsiz sayısı 3.6 milyona dayanmıştır.
Üstelik bu rakama, iş arama umudunu kaybeden ve iş bulsa çalışmaya hazır milyonlar dahil değil !
Son bir yılda sanayi sektöründeki toplam istihdam , 313 bin kişi azaldı.
Krizi önemsemeyerek, görmezden gelmek , krizden dolayı canı yananların feryatlarını başka yönlere çekmeye çalışmanın, hiçbirşey yokmuş gibi davranmanın , reel sektör ve tüketici güvenini korumadığı görülmüştür.
Tersine krizi konuşmalı, önlemleri tartışmalıydık ki,ekonomideki güveni arttıralım.Mahellenizde komşu bir evde yangın çıkarsa ve hızla yayılırsa ne yaparsınız? Herhalde bu yangını ben çıkarmadım, o halde bana dokunmaz diye beklemezsiniz hemen tedbiri alırsınız.
Ne yazık ki biz tedbir almayı unuttuk ve 2008 eylül den sonra ,son derece kritik 6 ayı kaybettik Oysa 2008 ekiminden itibaren pek çok ülke olağan üstü önlemler aldılar .
Hükümetimiz ekonomik krizle ilgili olarak önlem paketleri açıklamıştır.Bunu sevindirici buluyoruz.Ancak Sayın Başkanımız tarafından açıklanan ve ekonomik paket çerçevesinde olmasına rağmen elektrikte uygulanması düşünülen tatil günleri ve hafta tatilinde gece tarifesi uygulaması henüz başlatılmamıştır.sanayi maliyetinde önemli girdi olan elektrik fiyatlarının , doğal gaz indirimleri gibi bir an evvel uygulamaya konulmalıdır.Bu sanayinin rekabet gücünü arttıracaktır.
Bir tek biz ezberimizi bozmadık.Kamuoyunu oyaladık.Dünyada bizden başka hangi ülke makro hedeflerini değiştirmek için bile 6 ay bekledi?
Sonuçta ne oldu.Krizin kaynaklandığı ülkelerden bile daha ağır bir ekonomik gerileme ile yüzyüzeyiz.
Toplumun ve piyasanın moralini düzeltmenin yolu, dünyada ne olduğunun kavradığını, Türkiye ye olası etkilerini hesapladığını ve bütün bunları gögüslemek içinde ikna edici bir plan olduğunu göstermektir.
Kabine değişikliğini ekonomi bakanının kuvvetlendirilmesini, bu yönde atılmış olumlu bir adım olarak görüyorum.
Ekonomi bakanımız Sn.Babacan , derhal kapsamlı bir planlama ile ekonomiye güven pompalamalıdır.
IMF ile yürütülen müzakereler bir netlik kazanmamıştır.Bu süreç hızlandırılmalıır.
Bugün,şirketlerimizin krediye erişimi zorlaşmıştır.bankalar kredi musluklarını kapatmışlardır Neden? Çünkü bankaların,şirketlerin geleceğine olan güvenleri sınırlıdır.
Bankacılar , ekonomisi kötü yönetilen bir ülkenin şirketlerine kredi vermemeyi tercih etmektedir.Güven bunalımını ortadan kaldırmak için devletin şirketlere kefil olması gerekmektedir.
Bir kredi garanti sistemi inşa edilmelidir.Bu iş elzemdir,kaybedilen her dakika sanayicimiz için hayati öneme sahiptir.Ama ne yazık ki bu işte sürüncemede kalmıştır.
Türkiye ekonomisi iç talebi güçlendirmeden yeniden büyüme sürecine başlayamaz.Bunun için azalan tüketici güvenini toparlayacak önlemler gereklidir.
Piyasanın yeniden işlemeye başlaması için bu gereklidir.Atılacak en öncelikli adım tüketicilere gelir desteği vermektir.Devletin kaynağı vardır.İşsizlik sigortası fonu bunu için vardır.

Soruyorum size neden insanlarımızın paralarını toparladık,kötü günlerde onlar için kullanmayacaksak??

Zamankaybetmeden tedbirleri hayata geçirmeliyiz. Kaybedilen her dakika, 70 milyon dakikadır.”