Tasarım bilimsel olmalı..
www.cagriaytas.com
Zeki Aytaş’ın gözbebekleri..
Bölgemizde emlak sektörünün uzman ismi Zeki Emlak Danışmanlığın Sahibi, CHP’li İskenderun Belediye Meclis Üyesi Zeki Aytaş’ın iki oğlu da babalarının yolunda ilerliyor. İnşaat ve emlak konularını küçük yaşlardan itibaren aile içinde öğrenen iki kardeşten Aytaç Aytaş inşaat mühendisliğini tercih ederken, küçük kardeş Çağrı Aytaş, iç mimarlık bölümünü seçerek geleceğe yatırım yapmış oldular.
Çağrı Aytaş iddalı..
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü Dördüncü Sınıf öğrencisi Çağrı Aytaş, sınırları zorlayan, hayal gücünün gidebileceği son noktaya varana dek, yapılara hayat veren proje ve tasarımlarıyla ilgi topluyor.
Üniversite yaşamının ilk yılından itibaren mesleğinin inceliklerini kavrayarak önce babası Zeki Aytaş’ın yakın iş çevresine, daha sonra da mimarlık sektörüne kendini kabul ettirmeyi başaran Çağrı Aytaş, İskenderun’da kalıplaşmış bilgileri yıkmak ve bilimsel anlamda yapılara can suyu vermek için uğraş vereceğini söyledi.
Komşu fikriyle tasarım zarara neden olur..
Binalara komşu fikirleriyle yapılan tasarımların büyük oranda zarara da neden olabildiğini belirten Çağrı Aytaş, bir iç mimarın uygulayacağı tasarımın huzurlu ve mutlu bir yapı oluşturmanın dışında, aynı zamanda binanın değerine değer katacağına dikkat çekerek, yapılan harcamanın çok daha fazlasının binadaki değer artışıyla karşılanabileceğine vurgu yaptı.
Belediye sosyal tesisi özel bir tasarım..
İskenderun Belediyesi Sosyal Tesisi (Doğan Gazinosu)’nun restorasyon çalışmalarında bizzat rol aldığını belirten İç Mimar Çağrı Aytaş, İskenderun halkının konforlu bir ortamda dinlenmesi ve ihtiyaçlarını en rahat bir şekilde temin ettikleri, sorunlardan uzaklaştıran, huzurlu ve ferah bir ortam yaratmayı amaçladıkları restorasyon çalışmalarında başarılı olduklarını ifade etti.
Restorasyon çalışmaları sonrası ortaya çıkan yapının çok beğenilmesinin kendisini de fazlasıyla memnun etiğini ifade eden Aytaş, “ Beni en çok mutlu eden, restorasyon çalışmaları sırasında gördüğüm eksikliklerin projede yer bulması, fikirlerime değer verilmesi oldu. Gazinoda iç mekandan kıyı tarafına geçerken üst tarafta kalan boşluğun estetik bir çatıyla kapatılması istemiştim. Bu düşüncem yerinde bulundu ve uygulandı. Zaman geçtikçe haklılığım ortaya çıktı ve mimarlık sektöründeki üstadlarımdan takdir gördü. Mesleğimizin farklılık yaratmayı amaçlaması ve insan odaklı olması nedeniyle günümüz mimarisinde özel bir yeri var. Bu bakımdan mesleğimi ve ortaya çıkardığım iç mimarlık tasarımlarımı çok seviyorum” dedi.
Mezun olduktan sonra inşaat sektörüne hızlı bir giriş yapmayı planlayan İç Mimar Çağrı Aytaş, “Gelişmiş ülkelerde kaba inşaatı bitmiş binaları, iç mimarlar teslim alırlar ve de baştan yaratırlar. İç mimarlar, özel tasarımlarla dıştaki hareketliliği içe yansıtarak binada fonksiyonel ve estetik bütünlüğünü sağlarlar.
Bir iç mimar olarak, sanıyorum iç mimarlığı, biraz da mimarlık kelimesi yüzünden maruz kaldığı muameleden, meslek şövenizminden, çıkar çatışması/pasta paylaşımından ve kompleks ve aşağılama ilişkilerinden kurtararak değerlendirip, hakkını vermek ve çerçevesini de belirlemek lazım. Şehir bölge planlamadan endüstriyel ürün tasarımına kadar uzanan geniş bir skalada, bahsettiğimiz konular tasarım üst şemsiyesi altında birleşen ve fiziksel çevreyi oluşturan profesyonel disiplinler. Dolayısıyla, mimarlık kelimesini bir süre unutursak, kentsel tasarım, yapı tasarımı, iç mekan tasarımı (ki yabancı dillerde karşılığı bu şekildedir) birbirini tamamlayarak fiziksel çevremizi belirleyen mimari yapılaşmayı tasarlamaya yarayan bilgileri içeren ayrılmaz, farklı ölçek ve uzmanlık alanlarıdır. Nasıl tasarım bir fikir olarak başlayıp evrilme aşamalarında çeşitli uzmanlara devroluyorsa, günümüzde artan ve genişleyen devasa bilgi ortamında uzmanlaşmanın kaçınılmazlığı da gözönüne alındığında, yapının içinin; iç çeperinin, iç kabuğunun, malzemelerinin, detaylarının, bitişlerinin, aydınlatmasının, bir alt uzman elinden çıkması, bunun da mimari ekibin doğal bir parçası olmasında kötü birşey olduğunu sanmıyorum. Böyle bir çerçevede bakıldığında ve tanımlandığında, bilginin nereden gelip nereye aktarılacağı üzerinde uzlaştığında bu disiplinler uyumlu bir şekilde çalışabilir” dedi.