Skip Navigation Links

İslam'la laiklik arasında tercih etmek zorunda bırakılıyor

. Türk halkının 'İslam ile laiklik arasında tercih yapılmaya zorlandığını' söyleyen Öztürk, İktidar ve muhalefet partilerine 'Çarşafladın, çarşafa dol

Politika   A+a-

Halkın Yükselişi Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk İskenderun’a bağlı Karaağaç Beldesi’nde gerçekleştirdiği mitingde halka seslendiği konuşmasında bazen iğneleyici sözleri ve kimi zaman da araya sıkıştırdığı esprileriyle binlerce kişinin gönlünde taht kurdu. Türk halkının “İslam ile laiklik arasında tercih yapılmaya zorlandığını” söyleyen Öztürk, İktidar ve muhalefet partilerine “Çarşafladın, çarşafa dolandın” diyerek göndermeler yaptı. Maun Suresi’ni ele alan ilahiyatçı profesör, “kamu malı talanı” ve “dinde riya” gibi konularla da gündeme damgasını vuran açıklamalar yaptı.
Başbakan Erdoğan ile CHP lideri Deniz Baykal’ın laf atışmalarına son noktayı koyan Öztürk, “Biz sizin efelik laflarınızı dinlemeyeceğiz. Siz iş yapın, hizmet yapın. Mücevherdeki KDV yi kaldırıyorsunuz. En küçük alışverişte birkaç milyarlık gelir elde ediyorsunuz. Peynirde, ekmekte, zeytinde ön önemlisi eğitim için kullanılan kitaplarda %8 KDV alıyorsunuz. Fakir fukara hesabı yapıyorsunuz ama vicdanınız yok. Ne varsa sattınız, Telekom’a kadar uzandınız. Şimdi sıra GAP Topraklarında. Şimdi bunlarımı satacaksınız?. Türkiye’de cami yaptırıyorsunuz. Ama cami sayısı çoğaldıkça istatistiklere göre hırsızlık sayısı artıyor.” şeklinde konuştu.
Dokunulmazlık olmasa hapishaneler milletvekili ile dolar!
Dokunulmazlık yüzünden bir çok milletvekilinin yaptığı yolsuzluk davalarının gün ışığına çıkmadığını da dile getiren Öztürk; “Kuranı Kerim’in sizi sakın Allah ile aldatmasınlar! Manasını anlıyormusunuz? Kuran-ı Kerim demiyor mu, toplumun haklarını, mülkünü talan eden insanlar, dini inkar etmiş sayılırlar. Bunlar isterlerse akşama kadar namaz kılsınlar! Bu sözlerim Maun suresinin sözleridir. Ben burada size bilgi veriyorum. Fetva vermiyorum. Burası hukuk ülkesi. 550 kişilik parlamentonun 250 vekilinin 10’ar, 20’şer yolsuzluk dosyaları var. Dokunulmazlık olmasa Parlamentoda 200 kişi kalmayacak. Hapishaneler dolacak. Türk siyasetinin öncüleri, siz bu parlamentoyu hırsızları için sığınak mı yaptınız? 22 Temmuzdan sonra parlamentodaki ilk toplantıya bakacaksınız. Eğer dokunulmazlığın sınırlandırılması ile ilgiliyse sevinin. Eğer bunu konuşmazlarsa bu parlamentodan hayır gelmez. Bu şaibelerle bir siyasi toplumun, heyetin bu ülkeye hizmet vermesi mümkün müdür? Dokunulmazlığı kaldırın rahatlayalım.”dedi.
Deniz, ananızın sütü gibi önemli!
Karaağaç’ın kıymetinin bilinmediğini, denize önem verilmesi gerektiğini belirten İlahiyatçı Profesör Öztürk, “Türkiye’nin iki önemli sorunu var, ben siyaseti onun için yapıyorum. Birincisi namuslu adam meselesi, ikincisi ise dürüstlük. Herkes neyin yapılacağını çok iyi biliyor. Karaağaçta deniz var. Burada gereken yapılacak. Antalya bitti. Ananızın aksütü gibi denizin kıymetini bilmelisiniz. Bunlar çocuklarınızın geleceğidir. AB bile Fırat ve Dicle havzasının kontrolünü kendisine istiyor. Su petrolden bile daha pahalı. Suyun anavatanı Türkiye’dir. Su gibi ucuz lafı bitti. Artık su gibi pahalı var. Deniz kirliliği kalmamalı, alt yapı yapılmalı, haram yenmemeli. Bu hizmetleri ertelemek marifet değil. Türkiye’nin 400 milyar dolar borcu var. Bu borç nerden geldi? En değerli kurumlar satıldı. Sormak lazım niçin çaldılar, talan ettiler? Türkiye’de sıkıntıların kaynağı bu diyorsak, çözüm istiyorsak Ankara’ya namuslu adamları göndermekle başlayacağız.” diye konuştu.
Muhammed Mustafa ve din istismarcıları…
Türkiye’de din ve Atatürk istismarcılığı yapıldığını belirten, Muhammed Mustafa kadar laik Mustafa Kemal kadar Müslüman olmak gerektiğinin altını çizen Öztürk, “Hükümette tezgah çok iyi kurulmuş. Bu tezgahı Türkiye’nin bir yerinden biri kıvılcım yakarak dağıtacak. Bu kıvılcımı sizler Karaağaç’ta Hasan Eker’le yakabilirsiniz. Temizliğe buradan başlayabilirsiniz. Bu tezgah emme basma tulumba gibi. Bir tarafında dini istismar eden dinciler, diğer tarafta Atatürk’ü istismar etme tezgahı. Biz diyoruz ki bunlar siyasetin üstünde gönüllerimizde dursun. Saadet ve mutluluk kaynağımız olsun. Bunları sokağa gezerek indirmeyelim. Atatürk’ün kurduğu partiyiz diyorlar. Atatürk partiye sığar mı? %8 alıp barajın dibine indiğin zaman Atatürk’te mi barajın dibine iniyor. Deniz feneri soygunu Türkiye’den dünyaya yayıldı. 90 yıldır milleti deliğine kadar soydular. Biri dini istismar istiyor, diğeri Atatürk’ü. Bu ortaklaşa kurulmuş bir tezgahtır. Sadece dinci iktidardan kurtulmak yetmez. Recep Tayip ile Baykal’dan aynı anda kurtulmak lazım. Atatürk her zaman gönüllerimizdeki yerini koruyacak. Dinimizle de birleşince Bu Muhammet Mustafa birleşimi olacak. Peygamberimiz ile Atatürk arasında hiçbir fark yoktur.” dedi.
İslamı ve Atatürk’ü çok iyi bilmek gerek!


Hizmet yapabilmek ve aklı kullanabilmek için biraz deli yürek olmak gerektiğini belirten Öztürk Konuşmasını şöyle sürdürdü: “Benim insanları cennete göndermek istediğimi bile söyleyenler var. Ben cennete gönderiyorum. Sen cehennememi göndereceksin. Allah’ın kullarının başına belamısın? Baykal ile Erdoğan bir yalıda anlaştılar. Mecliste Yaşar Nuri Öztürk’ü konuşturmayın biz onunla baş edemeyiz dediler. Bu yüzden ben CHP’den ayrılana kadar hiç bir konuşma yapmadım mecliste. İşte BOP projesinin esası da bu tezgahtır. Haklarını çaldığı vatandaşa birkaç torba kömür ile geri veren bir zihniyet var. Siyaset hizmetle yapılır. Hizmet yapacakların iki şeyi çok iyi bilmesi gerekir. Birincisi İslamı çok iyi bilecek. İkincisi Atatürk’ü iyi bilecek. Oda bizlerde var. Birde deli yürek olacak. Oda bizde Allahına kadar var. Türkiye bizi kaçırmasın sonra yakalayamaz. Yolu tam bilemeyebilirsiniz. Mevlana’nın bir sözü var. Eşeğin gittiği tarafa bakacaksın, ama doğru yol gittiği yolun tersidir.30 Martta Hasan Eker’i tebriğe geleceğim.”
 

Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
 
son gelişmeler
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet