Skip Navigation Links

'Yerel Basın Bilerek ve İstenerek İhmal Ediliyor!!!'

Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Aday Adayı Avukat Bülent Akbay, gazetecilerle kahvaltıda bir araya geldiği Cafe M'de, daha çok yerel basını

Politika   A+a-

“Yerel Basın Bilerek ve İstenerek İhmal Ediliyor!!!”

Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Aday Adayı Avukat Bülent Akbay, gazetecilerle kahvaltıda bir araya geldiği Cafe M'de, daha çok yerel basının önemine dikkat çekti ve Hatay’ın tanıtımı ve Türkiye’nin vitrininde yer alması için yerel basının güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Avukat Bülent Akbay açıklamasında, “Hatay’ın tanıtımının ana dinamiklerinden biri olan yerel basın, devletin desteğinden tamamen mahrum edilerek kaderine terk edilmiştir. Yerel basın konusunda AKP hükümetinin ne projesi ne de ufuk bulunmamaktadır. Tüm dünyada yerel basın saygın bir konuma sahiptir. Türkiye’de ise bu alana dair çalışmalar, yönetenlerin kontrol etme hastalığı nedeniyle, bilerek ve istenerek ihmal edilmektedir “ dedi.
Gazetecilerden gelen soruları da açık yüreklilikle yanıtlayan Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Aday Adayı Avukat Bülent Akbay, çalışmaları ve gündeme ilişkin bir çok konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.


Basın Özgürlüğü Saldırı Altında
Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Aday Adayı Avukat Bülent Akbay, açıklamasının devamında şöyle konuştu:
Hepinizin bildiği gibi 1789 Fransız Devriminin ana sloganı, Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşliktir. Batılı ülkeler ve demokratik kaygılar taşıyan tüm ülkeler üç sözcükle özetlenen toplumsal değerleri hayata geçirmeye çalıştı. Ülkemizde bu üç ana yönelime “adalet” eklendi. Cumhuriyet tarihimden bu yana demokratikleşme kaygısı taşıyan tüm hareketlerin aynı zamanda “adalet” için savaştıkları görülecektir. Bugün Türkiye’de en çok eksikliğini yaşadığımız şeylerden biri, ne yazık ki adalettir.

Oda TV’ye yapılan baskın ve baskın sonucu tutuklanan gazeteciler, AKP iktidarının “Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik ve Asalet” değerlerini adeta rafa kaldırdığının göstergesidir. Fransız devrimi öncesi dünya ortaçağ karanlığının altındaydı. AKP özgürlüklere karşı despotik uygulamaları adım adım örerek tercihini ortaçağ karanlığından yana yapmıştır. Basın özgürlüğü başta olmak üzere tüm özgürlükler, AKP iktidarının saldırısı altındadır.

RTE Diktatörlüğe Özeniyor

Çağdaş demokrasiler kuvvetler ayrılığı esası üzerine inşa edilmiştir. Yaşama, yürütme ve yargı eklerinin birbirine denetleyebileceği şekilde özerkliği, demokrasinin güvencesidir. TBMM yasama organıdır ve AKP çoğunluğuna sahiptir. TBMM’de AKP grubu RTE’nin emir ve talimatlarıyla hareket etmektedir. Yürütme organı da Tayyip Erdoğan’a biat anlayışıyla hareket etmektedir. Diğer bir ifade ile Yasama ve yürütme organları RTE’DE fiilen birleşmiştir. Anayasa referandumunda hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısının değiştirilmesiyle başlayan ve geçtiğimiz günlerde yüksek yargıda daire sayısı arttırılarak dizayn edilen yargı erkinin de RTE’nin güdümüne girmesi hedeflenmiştir. Demokrasinin temel dayanağı olan kuvvetler ayrılığı, RTE’de birleştirilmesi operasyonu ile tarihe karışmak üzeredir.

Demokratik yaşamın dördüncü kuvveti kabul edilen basın ise gerek mali gerekse hukuki bir saldırı ile sindirilmeye çalışıyor. Özetle RTE tüm erkleri kendinden birleştirerek ve muhalifleri bertaraf eden anlayışla hareket ederek, despotik yönetimlere özenmektedir. Her gün ancak dikta davranışları diktatörlüğe özendiğini işaret etmektedir. 12 Haziran genel seçimleri bu sebeple halkın demokrasi ile sınavı haline gelmiştir.

Hatay’a Pranga Vuruldu


Hatay cennetten bir parçadır. Tarihte dünyanın en gelişmiş şehirleri arasında yer almıştır. Ancak yönetenlerin bilerek ve isteyerek gündeme getirdiği icraatlarla Hatay geri bıraktırıldı. Hatay’ın geri bırakılmasından menfaati olanlar ülkeyi despotik yöntemlerle idare etmek isteyenlerdir. Çünkü Hatay’ın tarihsel birikimi çok kültürlü, çok inançlı ve çok sesli bir yapı üzerine şekillenmiştir. Demokrasi ve hoşgörü Hatay’ın ve Hataylıların karakteridir. 12 eylül cuntasının ana hedefleri arasında bu fiili ve doğal yapıyı tahrip vardı. Çünkü tüm despotik yönetimler gibi, darbe yönetimleri de tek sesli, tek inançlı ve tek kültürlü olur. Hatay’ın doğal demokratik karakteri despotik yönetimlerin otoritesini sarsıyordu. Bu sebeple Hatay’ı ve isteyerek geri bırakan uygulamalara tanık oldu.

AKP hükümetleri sırasında Hatay gerilemeye hızla devam etti. Gelişmişlik sırası AKP döneminde 22. sıradan 35. sıraya geriledi. Hatay’ı sahiplenmesi gerekenler yetersizlik girdabına kapıldı. Hatay halkını memnun etmek yerine, liderlerini memnun etmeye çalışan Hatay’ın seçilmişleri Hatay’ı öksüz bıraktılar. Siyasi partilerde lider sultalığı Hatay’ın sahipsiz bırakmasına yol açtı. AKP ‘nin baskıcı ve otoriter rejim tercihi, hükümet bazında Hatay’ı sahipsiz bırakmaya devam edeceğini göstermektedir. Hatay’ı engelleyenleri biliyoruz ve Hatay’ı geriletmeye çalışanların oyununu bozabiliriz.

Hatay Türkiye’nin Vitrini Olmalıdır.

Hatay, hem sosyal yaşam, hem bir yatırım, hem de bir turizm cennetidir. Hatay birçok alanda ihmal edilmiş durumdadır. Hatay’ın sorunlarının çözümü konusunda yerel basının rolü her zaman ihmal edildi. Bugün bu konu üzerinde durmayı tercih ediyorum.

Hatay’ın tanıtımı konusunda Hatay’ın dinamikleri yeterince devreye sokulmamaktadır. Türkiye’nin tanıtımı konusunda Hatay’ın iyi bir vitrin olacağı akıllara gelmemektedir. Türkiye’yi tanıtma fonlarından milyar dolarlar bazı güç odaklarına akmaktadır. Maddi imkanlara eş değerde bir performans sergilenmemektedir.

Hatay’ın tanıtımının ana dinamiklerinden biri olan yerel basın, devletin desteğinden tamamen mahrum edilerek kaderine terk edilmiştir. Yerel basın konusunda AKP hükümetinin ne projesi ne de ufuk bulunmamaktadır. Tüm dünyada yerel basın saygın bir konuma sahiptir. Türkiye’de ise bu alana dair çalışmalar, yönetenlerin kontrol etme hastalığı nedeniyle, bilerek ve istenerek ihmal edilmektedir.

Oysa yerel demokrasinin en önemli dinamiğinden kentler ve kentlerde yaşayanlar mahrum edilmektedir. İşbaşına gelen iktidarlar eliyle ulaşımdan iletişime, sosyal güvenlikten vergilere kadar basına olan her alandaki destekler, adım adım kaldırıldı. Yerel basının yerel iletişimi arttıracağı, bu iletişimin yerel yönetimleri etkileyeceği, bunun da yerel demokrasinin, yerel demokratik yönetimin güçlenmesine ve halk tarafından benimsenmesine yardımcı olacağı hiç dikkate alınmadı. Yerel basının sorunlarına çözüm üretecek hukuksal düzenlemeler yapılmadı.

Hatay’ın Türkiye’nin vitrininde yer alması, Hatay’ın sahipsizliğine son verecek önemli bir adım olacaktır. Yerel basının, gerek ulusal gerekse yerel bazda ki sorunlarına çözüm üretecek mekanizmaları devreye sokmak ise Hatay’ı Türkiye’nin vitrinine taşıyacaktır. Bu sebeple yerel basın kuruluşlarının Valilik makamından, yerel yönetim birimlerine kadar her alanda desteklenmesini sağlayacak ve Türkiye’ye örnek olacak şekilde düzenlemeler gündeme getirmeliyiz. Bu konuda ki çalışmaların her zaman yanında olacağımı belirtirim.

 

Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
 
son gelişmeler
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet