Hatay milletvekili aday adayı Bozdoğan:
“CHP, Özgür ve bağımsız hareket eden insanların partisi”
Türkiye’nin her geçen gün demokrasiden uzaklaştığını, ileri süren CHP milletvekili Aday Adayı Bülent Bozdoğan, “Tabiri caize ülke raydan çıkmış durumda” diyerek Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerinden uzaklaşılmaması gerektiğini ifade etti. Haziran 2011’deki genel seçimin önem arz ettiğini söyleyen Bozdoğan, Bu seçim bundan önceki dönemlerde yapılan genel seçimlerden belli oranlarda farklılık arz ediyor. Bu farklılar; Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ilkeleri olan CHP’nin altı okla özetlediği ilkelerimizin T.C.’nin yönetimsel ve kuruluş ilkelerini rayından çıkarma çalışmaları içinde olan bu günkü AKP hükümeti ülkenin gidiş hattını bozmuş hatta tabiri caize rayından çıkarmış durumda. Bu nedenle demokrasiden uzaklaşmış bir yönetim içine giriyoruz” dedi.
CHP’nin özgür ve bağımsız hareket edebilen insanların partisi olduğuna dikkat çeken CHP’li Bozdoğan, CHP’de aday adayların çokluğunu da şöyle yorumladı ;“CHP’de çok aday olmakla beraber diğer partilerde de geçtiğimiz yıllara oranla aday sayılarının daha çok olduğunu görüyoruz Adayların çok olması, ülkenin gidişatından duyulan rahatsızlıkların çok olması ve partimizde özgür ve bağımsız hareket edebilme özelliğindedir. CHP sol bir parti. Düşünen ve bağımsız hareket edilebilen insan sol partide daha çoktur. Sağ partiler, daha çok radikal anlayışla hareket ederler. Bunlarda biat etme kültürü, üst yöneticilerinin söylediklerine harfiyen uyma fikri hâkimdir. Dolayısıyla aday sayıları bize göre daha az olabilir. Buna rağmen onlarda da aday sayısı CHP kadar olmasa bile aday sayısı artıyor. Bugün CHP ana muhalefet olarak iktidar partisinin uygulamalarına tepkili olduğunu her gün vurgulamasına rağmen sağ partilerde de ülkenin yönetim rayından çıkması nedeniyle aynı şekilde sağ partilerde de yükselen itirazlar ve muhalefet sesleri artmakta. Bu partiler içerisinde MHP zaten vardı. SP aynı tepkiyi veriyor. Hatta diğer dine dayalı radikal partilerin bir kısmında da AKP’nin uygulamaları karşısında tepkiler çoğalmakta” diye konuştu.
“KİT’lerden elde edilen gelir yatırıma dönüşmedi”
AKP hükümetinin ekonomiyi çıkmaza çekmeye başladığını savunan CHP milletvekili aday adayı Bozdoğan, gazetemiz eko gündem’e yaptığı açıklamada “AKP ülke yönetim şeklini değiştirmeye çalışmasının yanı sıra ekonomiyi de çıkmaza çekmeye başladı. Dokuz yıl içerisinde iktidardalar. Bu dokuz yıl içinde AKP, Cumhuriyetin ilk dönemlerinde kurulan ve ekonomimize yön veren tüm kurumların satışlarını, KİT’leri zarar ediyor düşüncesiyle KİT’lerin satışlarını gerçekleştirdi. Elde ettiği geliri de ülke için yatırıma dönüştürmeyip sarf olarak harcadığı ve parayı de nereye gittiği belli olmayacak şekilde yok edildi” dedi.
“Türkiye, susturulan vatandaşa doğru yol alıyor”
Gelinen noktada yargıya güven kalmadığını savunan CHP Milletvekili Aday Adayı Bülent Bozdoğan, ülkenin geleceğine dair sıkıntıların varlığına işaret etti. Bozdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülke üretimden daha çok ithal eden, dışa bağımlığını artıran bir şekle dönüştürüldü. Bu da iş camiasında da sıkıntılar yaratmaya başladı. Susturulan vatandaşa doğru yol alıyor. Ama iş camiası içerisinde geçtiğimiz seçimlerde de gördüğümüz gibi susturulan işadamları, susturulan gazeteciler, şimdi yavaş yavaş susturulan vatandaşa doğru gelmeye başladı. Yargıya güven kalmadı. Susturulan gazeteciler, vatandaşlar derken hukuk sistemi de çözümsüzlüğe doğru gitmeye başladı. İnsanlar artık mahkemelere, savcılıklara güvenmez, şikâyet etmez hale gelebilir ki bu da ülkenin geleceği ile ilgili büyük sıkıntılar var demektir. Yargı tamamıyla direktiflerle yönetilir hale geldi. Üniversiteler eğitim yuvaları olmaktan çıktı. Paralı eğitim adeta üniversitelere yerleşti. Öğrenciler sığınma evleri, yurtlardan gittikçe yararlanamaz hale geldi, geçim sıkıntısı olan insanlar evlerine gelen kömürle, erzak poşetlerle geçimlerini sağlayama çalışan insanlar, çocuklarını okutamaz konuma getirildi. Eğitim görmeyen okumayan bir toplumu da yönetmek çok kolay, bu anlayışla hareket eden AKP’de eğitimi bozarak o yöne doğru götürüyor. Ama eğitim belki insanları isyan ettirmez ama açlık çok tehlikeli boyutlarda yaşanabilir.”
“Tüm Halkımızdan CHP’ye Destek İstiyoruz”
Açlık ve yoksulluğun ülkeyi kaosa sürüklememesi için CHP içinde mücadele etmeye ve ülkenin yeniden demokratik bir şekilde yönetilmesinin zemini hazırlamaya çalıştıklarını kaydeden Bozdoğan, “Bu nedenle de tüm halkımızdan CHP’ye destek istiyoruz” dedi ve Türkiye’nin kuzey Afrika’daki ülkelerin yaşadığı isyanları yaşamamasını istediklerini ifade etti. Bozdoğan, “Aynı yollardan geçmek ve aynı yaşanan olayları ülkemiz olarak yaşamayı hiçbir zaman tasvip etmiyoruz. Bu yüzden de o noktaya gitmekte olan bu günkü yönetime dur deyip ülkeyi tekrar kendi rayına oturtmak istiyoruz” dedi.
“Küçük partilerin ortak hareket etmesi olumlu”
Eylül 1980 İhtilalından sonra çıkan yasalarla, seçim barajı olarak uygulanan yüzde 10 barajı ile insanların TBMM’de temsil hakkına imkan tanımadığını dikkat çeken Bozdoğan, “İnsanların mecliste temsil edilmesi, isteklerini meclisten duyurabilmesi için yüzde on barajının düşürülmesi ve temsil hakkının verilmesi gerekir. Duyumlarımıza göre bazı küçük partilerin ittifaka giderek seçime gitmek istiyorlar. Bu doğru bir harekettir. Küçük partilerin kendi tabanlarını temsil edebilmeleri için ittifak yapmaları normaldir. Çok partili meclislerden ve ittifaklardan korkmamak lazımdır. En demokratik yasalar geçmişte ülkemizde koalisyon hükümetleri zamanında alınmıştır. Unutmayalım 2001 krizinde bir koalisyon hükümeti vardı. Koalisyon hükümetinin aldığı tedbirlerle biz 2008 krizini adeta aşılı hastanın hastalığı atlatması gibi özellikle finans sektöründe daha hazırlıklı bir şekilde atlattık. Krizden mutlaka etkilendik. Ama bizim bağışıklığımız vardı” şeklinde konuştu.
“Demokrasiden vazgeçilmemeli”
Demokrasiden vazgeçilmemesi gerektiğine işaret eden Bozdoğan, Türkiye’de de diktatörlük yönetiminin hâkim olduğunu savunarak, “Bu nedenle demokrasiden ve çok partili sistemden vazgeçmemek lazım. Bir ülkede diktatörlüklerin en tehlikelisi çoğunluğun azınlığın üzerindeki baskısına dayalı olan diktatörlüktür. Ülkemiz son sekiz yılda bunu yaşamıştır. Çoğunluğu temsil ettiğini düşünür ve der ki halkımız bunu istiyor. Demek ki demokratik olan budur. Demokratik olan insan haklarıdır. İnsan haklarına saygıdır. Çoğunluğun isteği her zaman haklı değildir. Demokrasi diğer insanların haklarına saygı göstermektir. Ki bunun içerisinde Türkiye’de en basit örneği basın örnek ise basın özgürlüğü demokrasinin gereğidir. En tehlikeli diktatörlük çoğunluğun azıklık üzerindeki diktatörlüğüdür” dedi. Kuzey Afrika’daki isyanlara NATO’nun müdahale etmesini de doğru bulmayan Bozdoğan, bölgedeki kaosun petrol rezervlerini kullanılmak istenilmesinden dolayı çıktığını kaydetti.
Bölge ABD’nin müdahale girişimini de değerlendiren Bozdoğan, “Bölgedeki Petrolu ele geçirmek için eskiden olduğu gibi önce Kuveyt’i sonra Irak’ı ele geçirmek, tüm kuzey Afrika’da petrol rezervlerine hakim olmak istemesinden dolayı bir çalışmasıdır. ABD her zaman kendi çıkarları uğruna NATO’yu kullanmıştır. Bu ülkeler kendi petrolünü satıyor. Kendi halklarıyla çelişkili oldukları için halk isyan etmiş olabilir. Bu isyan o halkın sonuna kadar hakkıdır. Ama kendilerini yönetme haklarından da vazgeçilmemesi gerekir. Biz T.C’nin hangi şartta olursa olsun Amerika’nın emellerine hizmet verecek şekilde NATO’nun müdahalesi içerisinde olmaması gerektiğini düşünüyorum. Oradaki insanların özgürce yaşama haklarına saygı gösterilmeli. Müdahaleyi doğru bulmuyorum” dedi. Milletvekili aday adaylığı çalışmalarını sivil toplum örgütlerini ziyaretlerle sürdürdüğünü kaydeden Bozdoğan, seçildiği takdirde “STÖ’lerin demokrasi içinde yer alabilmesi için mücadele edeceğiz” dedi. Adayların belirlenmesinde ön seçim ya da merkez yoklaması mı belli değil. Bu yarış içerisinde önseçim ya da merkez yoklaması mı olacak netleşen bir durum yok. Her türlü kararda en iyisi olacağına olan inançla çalışmalarımı sürdürüyorum” diye konuştu.