Demokratik Sol Parti 1.Sıra İl Genel Meclisi Adayı İsmail Bıkmaz, vatandaşın il genel meclisini seçerken çok önem vermesi gerektiğini söyledi.
İl Genel Meclis Üyeliği’nin sıradan bir konum olmadığını hatırlatan İsmail Bıkmaz, en az milletvekilliği ve belediye başkanlığı kadar önemli bir mevki olduğuna da dikkat çekti. İl genel meclis üyeliğinin ehil ellerde olmasının önemli olduğuna vurgu yapan Bıkmaz, halkın bu konuda bilinçlenmesi ve doğru karar vermesi için bir açıklama yaptı.
Demokratik Sol Parti 1.Sıra İl Genel Meclisi Adayı İsmail Bıkmaz’ın açıklaması şöyle; “Milletvekilleri kadar önem taşıyan il genel meclisi üyelerimizi seçerken başta öğrenim durumu olmak üzere her türlü kriterleri aramalıdır.
Genel seçimlerde bizler, Türkiye Büyük Meclisinde temsil etmek üzere milletvekillerimizi seçiyoruz. Yerel seçimlerde tabiri caizse yerel milletvekillerimizi seçmek için 29 Mart 2009 da hepimiz sandık başına gideceğiz.Bence millet vekilliği kadar önem taşıyan il genel meclisi üyelerimizi seçmek için hatırı sayılan, komşum, akrabam, dostum ahbabım diyerek il genel meclisi üyelerimizi seçmemeliyiz. Seçecek olduğumuz kişiler ilimize, ilçemize,beldemize en iyi hizmetleri götürmek için gayret sarf edebilecek kişiler olmasına dikkat etmeliyiz.
Toplum olarak genellikle beş yılda bir sandık başına giderek yerel idarecilerimizi seçeriz. Yerel seçimlerin genel seçimlerden en önemli farkı artan seçim pusula sayısıdır. Genel seçimlerde sadece tek oy pusulası kullanılır. Ancak yerel seçimler farklıdır. Belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi, muhtarlıklarla ilgili olarak ayrı oy pusulaları kullanırız. Seçmenler olarak belediye, belediye meclisi ve muhtarlıklar hakkında az da olsa bilgimiz vardır ama sanırım il genel meclisinin ne olduğunu, ne işe yaradığını, ne yaptığını çok az kişi bilmektedir.
İl genel meclisi, il özel idaresinin karar organıdır ve ilgili kanunda gösterilen esas ve usullere göre ildeki seçmenler tarafından seçilmiş üyelerden oluşur. Ancak bu tanım da çok bilgilendirici değildir. Çünkü il özel idaresinin ne olduğunu, ne yaptığını kaç kişi bilmektedir? Yasadaki tanımına göre il özel idaresi, ''İlin ve il sınırları içindeki halkın mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi''dir. İl özel idaresinin tanımı belediye idaresinin tanımına benzemektedir. Çünkü belediye idaresinin yasadaki tanımı da şu şekildedir: ''Belediye: Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi''dir. İki tanım arasındaki tek fark bu idarelerin muhatabıdır. İl özel idareleri ''İlin ve il sınırları içindeki halkın'', belediyeler ise ''Belde sakinlerinin'' mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan kurumlardır.
Yukarıdaki açıklamalar da göstermektedir ki, il özel idaresi, il sınırları içinde faaliyet gösteren yerel yönetim kuruluşudur. Belediyelerin yetki alanı belediye sınırlar iken, il özel idaresinin yetki alanı il sınırlarıdır. Tabii burada da bir sorun karşımıza çıkmaktadır ki o sorun da şudur: Beldeler, il içerisinde yer aldığına göre, her belde il özel idaresinin yetki alanına girmekte değil midir? Bu durumda belediye ile il özel idaresi arasında yetki çakışması yaşanmaz mı? Elbette yaşanabilir. Bu sebeple de 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu'nda il özel idaresinin görevleri iki ayrı kategoride düzenlenmiştir. Birincisi tüm il sınırları içerisinde geçerli olan yetkiler, diğeri ise il sınırları içerisinde ama belediye sınırları dışındaki yerlerde geçerli olan yetkilerdir.”