Skip Navigation Links
Enerjisa-Toroslar

Unutmadık Unutturmayacağız

Hatay'ın İskenderun ilçesinde meslek odaları bir araya gelerek, 17 Ağustos depreminin 17. yılında ortak basın açıklaması yaptılar.

Unutmadık UnutturmayacağızWeb
TV

Gündem   A+a-

17 Ağustos felaketinin üstünden 17 yıl geçmesine rağmen hala izleri silinemedi. İskenderun'da bir araya gelen İskenderun İnşaat Mühendisleri Odası başkanı Selahattin Gündüz,İskenderun Elektrik Mühendisleri Odası başkanı Bülent Bozdoğan, İskenderun Mimarlar Odası başkanı Koray Tanın ve yönetim kurulları hazır bulundu.
Yaptıkları ortak basın toplantısında 17 Ağustos'un önemine ve ülkede bıraktığı ize değinen İskenderun İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Selahattin Gündüz, 17. Yılda 17 Ağustos depremini unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını söyledi. 
İskenderun İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Selahattin Gündüz yaptığı açıklamada şunları söyledi, "17 Ağustos 1999 tarihinde, son yüzyılın en büyük felaketlerinden birini yaşadık.Doğu Marmara’da büyüklüğü 7.4 olan ve yaklaşık olarak 45-50 saniye devam eden bir deprem oldu.
Merkez üssü GÖLCÜK olan bu deprem büyük bir afet ortaya çıkardı .En doğusundan en batısına, en kuzeyinden en güneyine kadar ülkemizde yaşayan uzak veya yakın her aileyi bir ölçüde etkiledi, herkesi ayağa kaldırdı.Depremin yol açtığı yıkımlar Kocaeli,Yalova,Bolu,Düzce illeri başta olmak üzere İstanbul,Bursa,Tekirdağ,Eskişehir,Zonguldak illerinde de çok büyük ölçüde can kaybına ve yapı hasarlarına neden oldu.Ayrıca, yapılarda meydana gelen yangın ve kimyasal madde sızıntıları nedeniyle insanlar zehirlendi,bir çevre felaketi ortaya çıktı.
Daha önce de ülkemiz büyük depremlere tanık olmasına rağmen 1999 depremleri, ülke için önemli bir dönüm noktası olarak düşünüldü.17 Ağustos 1999 Gölcük Merkezli deprem bir MİLAT olarak kabul edildi.
Elbette, deprem bir doğa olayıdır. Bir doğa olayının afete dönüşmesi insan kaynaklı eksiklikler ve hatalar zincirinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde 6 ve üzeri büyüklükteki her deprem önemli ölçüde can ve mal kayıplarına neden oluyor.
Sorun bir doğa olayı olan depremin kendisinde değil, depreme dayanıklı yapı üretilmemiş olmasında yatmaktadır.Gerekli önlemleri almamaktan ya da denetimsizlikten kaynaklanan olumsuzlukları “kader”olarak değerlendirmemek gerekir. Bunun yerine mühendislik bilimine uygun hareket edilmeli, deprem büyüklükleri dikkate alınarak yapı üretim yerleri ve yapı üretim süreci bilime ve bilgiye dayalı olarak yönetilmelidir.
Doğa olaylarının doğal afet halini almasına neden olan ihmaller, hatalar ve eksikliklerin giderilmesi,akla ve bilime dayalı bir yol izlenmesiyle mümkündür.
Doğa olaylarını başta deprem olmak üzere afete dönüştürenler biz mühendisleryöneticiler ve yöneticilerin hatalarına göz yuman insanlardır.
Bilimi,planlamayı ve denetimi dışlayan,planlı bir üretim ekonomisi yerine ranta ve spekülasyona dayalı bir ekonomiyi egemen kılan  anlayışın sonucunda kentlerimiz; sağlıksız, deprem güvenliği olmayan, kaçak ve mühendislik hizmeti almayan bir yapı stoku ile karşı karşıya kalmıştır.
Gerek 17 Ağustos Depreminin ortaya çıkardığı gerçekler gerekse diğer depremlerde karşılaştığımız durumlar yapı stokumuzun büyük ölçüde risk taşıdığını, yani deprem güvenliklerinin olmadığını, açıklıkla ortaya koymuştur.
İnşaat Mühendisleri Odasının deprem gerçeği ile ilgili hazırlamış olduğu rapor TBMM Deprem İnceleme ve Araştırma Komisyonuna sunulmuştur.Bu raporla yapı denetimi ve mühendislik eğitiminin eksikliğine, plan kavramı ve kentsel planlamanın nasıl olması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
17 Ağustos 1999 Depreminden sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi İTÜ,ODTÜ,YTÜ ve BOĞAZİÇİ Üniversitesine,“İstanbul Deprem Master Planı”adı altında oldukçakapsamlı bir çalışma yaptırmıştır.2004 yılında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı,“1.Deprem Şurası”adı altında ülkemizin bilim ve bilgi insanlarını bir araya getirerek önemli bir çalışma yaptırmıştır.Yine Bayındırlık ve İskân Bakanlığı 2009 yılında çok sayıda bilim insanı ve uzmanın katıldığı “Kentleşme Şurası”nı toplamış, çok değerli raporların ortaya çıkmasını sağlamıştır.Odamız da bu çalışmalara katılarak bilgi ve deneyimini tüm katılımcılarla paylaşmış, depreme ve deprem zararlarının azaltılmasına ilişkin çok sayıda panel, sempozyum ve konferans düzenlemiştir. Bu çalışmalar şu sonuçları ortaya çıkarmıştır.
-Mevcut yapı stokunun deprem güvenliği yoktur.Bu yapıların güçlendirilmesi gerekir.
-Onarım ve güçlendirme çalışmaları rasyonel değilse yapının yıkılıp yeniden yapılmasgerekir.
-Yeni yapılan yapılarınyeterli ölçüde mühendislik hizmeti alması ve denetlenmesi gerekir.
-Çıkarılan yasalarla meslek odalarının denetim yetkisi ellerinden alınmış ve denetimsiz bir ortam oluşturulmuştur.
-Meslek odaları yapı üretim sürecinin dışına itilmiştir.
-Kentleşme süreci ile ilgili olarak ya sağlıklı planlar üretilmemiş ya da üretilmiş olsalar bile uygulama dışı bırakılmıştır.
Ne yazık ki yapılmış olan bu çalışma ve ortaya çıkarılan raporlarda bulunan değerli bilgiler dikkate alınmamış ve bu çalışmaların yapılmasına öncülük eden kadrolar da ilgili bakanlıklardan ve yerel yönetimlerden tasfiye edilmişlerdir.
Bütün bu süreçler yaşanırken. Güvenli ve sağlıklı kentleşmenin olmazsa olmazı diye düşündüğümüz 6306 sayılı halk arasında kentsel dönüşüm olarak bilinen AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ KANUNU çıkarılmıştır. 
Kentsel dönüşümün sosyal boyutu,kentsel boyutu,finansal boyutu,yasal boyutu,yıkım ve geri dönüşüm boyutu son derece önemli konulardır.
 
 Kent yaşamına sadece mekânsal ölçekte bakmamak gerekir. Kentsel Dönüşüme ”fiziksel mekanın dönüşümünün yanında sosyal adalet ve sosyal gelişim,sosyal bütünleşme; tarihi ve kültürel mirasın korunmasıyla birlikte zarar azaltma, risk yönetimi çerçevesinde kapsamlı ve bütünleşik bir planlama şeklinde bakılmalıdır.
Oysa bugün kentsel dönüşüm bir müteahhidin YIK-YAP anlayışı ile ele alınmakta ve rantı yüksek olan yerlerde yapılmaktadır.Kentsel dönüşüm bütünlüklü bir planlamanın sonucu olarak değil, kent planlamasının kendisi olarak ele alınmakta ve ayrıca konuyu daha ilgi çekici kılabilmek için “deprem odaklı kentsel dönüşüm”adıyla sunulmaktadır.
Bugün özellikle rantı yüksek olan yerlerde yapılan kentsel dönüşüm uygulamalarıyla yıkılmaması gereken yapılar yıkılmaktadır.Daire alanları küçülmekte,daire sayısı artmakta, bu bağlamda nüfus oranı da %30 mertebesinde artmaktadır. Kentin fiziksel eşiklerinin aşılmış olmasının yanında demografik yapıda bozulmaktadır.Aynı alt yapının,aynı yolların olduğu yerlerde artan daire sayısı nüfusu artırmakta,nüfus artışı da otomobil sayısında artışlara neden olmaktadır. 
Sonuç olarak:
17 Ağustos Depreminin üzerinden 17 yıl geçmiş olmasına rağmen İstanbul başta olmak üzere, kentlerimiz depreme hazır değil.
Odamız, bugüne kadar mühendislik eğitiminden yapı üretim sürecine kadar geniş bir yelpazede görüş ve önerilerini defalarca kamuoyuyla, ilgili idari ve siyasi birimlerle paylaşmıştır. Odamız tarafından bu konuya ilişkin çeşitli raporlar hazırlanmış, ilgili bakanlıkların düzenlediği bilimsel içerikli etkinliklere katılarak değerlendirmelerde bulunulmuş, deprem ve ilgili konularda çok sayıda bilimsel-mesleki etkinlikler, meslek içi eğitimler düzenlenmiş, depremin unutulmaması ve depreme yönelik duyarlılığın artırılması amacıyla kitlesel eylemler, yürüyüşler organize edilmiştir.
Ancak son yıllarda yapılan kanun değişiklikleri ile; meslek odalarının üyelerini denetlemesi, sicillerini tutması, mesleki faaliyetlerini kayıt altına alması engellenmiş, meslek odalarının üyeleriyle olan ilişkileri zayıflatılmıştır.“İmzacılık” ve sahte mühendisler mesleğimizin güvenirliğini aşağılara çekmiştir. Bu durum haksız bir rekabeti gündeme getirdiği için mühendislik hizmetlerinde kalite düşmüştür. Mevzuat ve uygulamaya ilişkin yapılan değişiklikler,  yapı üretim sürecini denetimsizliğe mahkûm etmiştir. 
İnşaat Mühendisleri Odası, yapı üretim süreci tüm eksiklerinden arındırılıncaya kadar, yapı stoku iyileştirilinceye, güvenli ve sağlıklı yapı üretilinceye ve mühendislik hizmeti almadan üretilmiş tek bir yapı kalmayıncaya kadar çalışmalarını sürdürecektir.
İnşaat Mühendisleri Odası depremi unutmama, unutturmama ısrarını sürdürmektedir. Güvenli ve sağlıklı yapı üretimi sağlanana kadar da depremi unutmamaya ve unutturmamaya çaba gösterecektir." 
Unutmadık Unutturmayacağız videosunu izlemek için tıklayın.
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
son gelişmeler
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş