Skip Navigation Links

‘Sektörde Kimsenin Kemiği Et Tutmuyor’

Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, ‘2016 CEO Sohbetleri’nde Dünya Gazetesi’ne, Türk Demir Çelik sektörünün yaşadığı

‘Sektörde Kimsenin Kemiği Et Tutmuyor’

Gündem   A+a-

Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, ‘2016 CEO Sohbetleri’nde Dünya Gazetesi’ne, Türk Demir Çelik sektörünün yaşadığı sorunlar hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Handan Sema Ceylan imzasıyla çıkan yazıda, Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, hurdadan cevhere dönüşümün şart olduğunu belirterek “Ancak kimse kazanamadığı için bu büyük dönüşüm yatırımlarını yapamıyor. Kimsenin kemiği et tutmuyor. Özel sektör dönüşüm yatırımı yapılamadığı için de hurda fiyatları düşmüyor” dedi.

‘DÖNÜŞÜME İHTİYAÇ VAR’

“Türkiye’de çelik kapasitesine ihtiyaç yok. Artık dönüşüme ihtiyaç var” diyen İşadamı Fuat Tosyalı, “Türkiye, dünyanın en büyük hurda alıcısı. 20 milyon ton kadar hurda ithalatı var. Kötü geçen 2015’te 15 milyon ton ithalat yapıldı. Demir çelik sektöründe özel sektör hurdadan üretim yapıyor. Bizim zaten iki ana girdimizden biri enerji diğeri de hurda. Cevherden sadece Erdemir, İsdemir, kardemir ürün üretiyor. Diyelim ki, ben hurdadan dönüş yaptım ve 2 milyon ton ihtiyacı cevherden sağladım. Bir anda hurda arzı artar, fiyatlar düşer, diğerleri de rahat eder. 3 demir çelikçi hurdadan çıkabilse, dengeler yerine gelir” şeklinde konuştu. Hurdada ana tedarikçinin Amerika olduğunu da belirten Tosyalı, Türkiye’ye ve Çin’e satılan hurdalar arasında 20 dolar fark olduğunu söyledi. Tosyalı, “Çinliler daha ucuz alırlar. Neden? Çünkü alsa da olur, almasa da.. Ama Türkiye almak zorunda. Ama dönüşüm sağlasak, Türkiye hurdayı Çin’den de ucuz alır” dedi. Demir çelik yatırımlarının üzerine çok ciddi yükler geldiğini ifade eden Tosyalı, “10 yıl önceye kadar TRT payı bile bizi zorluyordu. Çevre katkı payları gibi birçok kalem var. Bunlar ithalat nedeniyle çektiğimiz acıların yanında hiç kaldı. Yıllardır demir çelik para kazanamadı. Kazanamayan bir sektör, dönüşüm yatırımlarını nasıl yapsın? Korunaksız bir pazardasınız, hiçbir hesap tutmuyor. Ne olacağı belirsiz bir alana yatırım yapacaksınız. Kimsede böyle bir para yok zaten. Sektörün hali hazırda elindeki kaynaklar de eriyor” şeklinde konuştu. Tosyalı’nın verdiği bilgilere göre, Türkiye’de 40 milyon tonun üzerinde üretim kapasitesi var. Türkiye, 2014’te 38 milyon ton üretim yaptı, 2015’te de 30 milyon tona ulaşılamadı.

AŞAĞIDA BİR EKİP BUNUN YAPILMAMASI İÇİN ÇALIŞIYOR’

Sektörün elini, Türkiye’nin seneler önce yaptığı anlaşmaların bağladığını vurgulayan Tosyalı, “Mesela bir AKÇT, Gümrük Birliği anlaşmaları var. Türkiye’de çelik üretimini kısıtlayan, tamamen yasaklayan ikili taahhütler var. Bu Türkiye’nin elini ayağını bağlıyor. Bu konular müzakere edilebilir. Avrupa’da birçok demir çelik tesisi kapanıyor. Zaten AB’de bir kapasite sorunu yok. Ama bürokrasimiz, Avrupa’dan daha çok bu durumu takip ediyor. Türkiye gelişmekte olan bir ülke. Bu ülkede otomotivden tutun beyaz eşyaya, ihracat pazarlarımıza kadar ihtiyaç var. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, bakanlarımızın desteklerine rağmen, aşağıda ayrı bir ekip bu işin yapılmaması için çalışıyor” açıklamasında bulundu.

Tosyalı, “Bu ülke demir çelik yatırımcısına sahip çıkmalı” diyor ve ekliyor; “Demir çelik yatırımları dünyanın en zor yatırımlarıdır. Sırf çelik beton döküyorsunuz, 1600 derecede çeliği çorba gibi kaynatıyorsunuz. 10 dakika çalıştırın bütün ekipmanınız yanar. Bu kadar ağır ve kontrolü zor bir iş. Bu ülkenin demir çelik hafızası, kültürü, insan kaynağı oluşmuş. Siz bunu kısmak için elinizden geleni yapıyorsunuz. Demik çelik dünyada bütün ülkelerin kalkınmasının motorudur. Yapılaşma yapacaksanız, ülkenizi modernleştirecekseniz, çeliğe ihtiyacınız var. Altyapıda ray için, gemiler için, otomotiv, beyaz eşya, havaalanı için çeliğe ihtiyacınız var. Bunu dışarıdan sağlayarak, kalkınamazsınız! Kalkınmış ülkelerin tamamına bakın, çelik endüstrisini korumuştur ve çelik endüstrisini geliştirmiştir.”

‘BİZDE ŞİRKETLERİN ‘SAHİP’LERİ VAR, KONSOLİDASYON OLMAZ’

Türkiye’de haddehaneler sayılmazsa, 20 çelik üreticisi olduğunu belirten Tosyalı, “Türkiye’de sektörün derinliği var” ifadeleriyle devam ederek, “Enerji maliyetimiz yüksek ama Türkiye’de bunu telafi edecek çelik üretim kültürü var. Irak’ta geçen sene yapılan yatırımlar bugün harabeye döndü. Türkiye’dekiler gelip geçici sermaye sahipleri değil. Onun için konsolidasyon beklemiyorum. Çin’de konsolidasyondan bahsediliyor. Oradaki fabrikalardan hangisi Çinli’nin? Hepsi devletin. Ama burada firmaların sahipleri var. Japonya’da verilen örnekler de bizim için doğru değil. Japonlarda firmaların tamamına yakını halka açık. Onlar birleşebilir. Ama bizde durum farklı” şeklinde konuştu.

‘SEKTÖRDE KİMSENİN KEMİĞİ ET TUTMUYOR’

“Türkiye’deki ithal sevdalılarına bir türlü anlatamıyoruz” diyen İşadamı Fuat Tosyalı, “Sanıyorlar ki, Çin’den alınca rekabet edebilecekler. Ama herkes Çin’den alıyor. Yerli üretici olmazsa rekabetin kimyası bozulur. Örneğin boruculuk! Sacı kes, kıvır, kaynat, birleştir ver. Çin’den de alsa, yerli de alsa kar marjı aynı. Zaten Dahilde İşleme Rejimi var. Yurtdışında rekabet etmek için o kapsamda mal alabiliyorlar. Ama iç piyasa için de bu olsa, Türkiye’nin ayağına kurşun sıkmış olur. Ülkede onun için kimse kaynak üretemiyor. Kimsenin kemiği et tutmuyor. Hepimiz bir deri bir kemik kaldık” açıklamasında bulundu. Tosyalı, ithalattaki sıkıntıyı “Geçenlerde 260 dolara İskenderun Limanı’na Çin’den sıcak sac inmiş. Biz hurdayı 250 dolara alıyoruz. Hurdadan 120 dolardan aşağı slapa, 150’den aşağı saca gelemem. 350 dolara karsız, amortismansız mal ettiğim malı, adam Çin’den yüklüyor gemiye İskenderun’a getiriyor, taşıttırıyor, 260 dolara veriyor. Bunun karşısında nasıl duracağız?” örneğiyle dile getiriyor.

‘ÇİN NEDENİYLE ÇOK ORANSIZ BİR REKABETLE KARŞI KARŞIYAYIZ’

Dünyadaki demir çelik üretimi ile rakamsal bilgiler de paylaşan Fuat Tosyalı, toplam kapasitenin 2 milyar ton olduğunun bilgisini vererek, kullanılan kapasiteyi ise 1.5 milyar ton diye açıklıyor. Türkiye’nin dünya sıralamasında 8’inci olduğunu da anlatan Tosyalı, “Çin hariç, sıralamada önümüzdeki ülkeler kapasitelerini artıramıyor. Demir çelik yatırımları çok zor yatırımlardır. Geçmişte o yatırımları devletler yapmış, daha sonra özelleştirilmiş. Türkiye yıllardır çelik yatırımına teşvik vermiyor. Çin hala hem yatırıma hem üretime oransız teşvikler veriyor. Onun için Çin çelik ürünleri her yeri istila etti. Amerika kendi üreticisini korumak için Çin çelik ürünlerine yüzde 300’lere varan damping uyguluyor. Çin açık ara çelik üretiminde birinci. Tek başına üretimi 800 milyon tonu geçti. Bizim 25 katımız! Kapasitesi 1.2 milyar ton. Sektörünü yılda, yüzde 5 büyütse, Türkiye’deki çelik üreticilerinin toplamından fazla yeni kapasiteyi devreye alıyor. Çok acımasız, orantısız bir rekabetle karşı karşıyayız” diye konuştu.

‘KATMA DEĞERLİ ÜRÜNLE GİRDAPTAN KURTULUYORUZ’

Tosyalı Holding’i, “Türkiye’nin global çelikçisi” olarak tanımladıklarını anlatan Fuat Tosyalı, “2014’te 500 milyon doların üzerinde ihracatımız vardı. Bu yıl rakam daha düşük, ancak miktarsal olarak daha iyiyiz. 2015’teki ihracatımız 400 milyon dolar civarında. Bizim birçok ürünümüz var. Ondan dolayı bizim pazardaki yerimiz daha iyi. Hammadde tarafından çok acımasız bir rekabetle karşı karşıyayız. Katma değerli ürünler ürettiğimiz için o girdaptan kendimizi kurtarabiliyoruz” dedi.

‘2017’DE MECALİ OLANLAR İÇİN İŞ AÇILACAK’

Fuat Tosyalı ayrıca, “2016’da görülen bir iyileşme yok. Yara henüz ameliyatlık değil. Bu sene çok şirket zarar etti. Bilançolarını martta, nisanda çıkartırlar. Bankalar bir ara bilanço ister, 9’uncu ayda durumları belli olur. Kırmızı bilanço! Batacaklar batacak. Siyasetçiler, hükümetler bu batanlar nedeniyle bunalmış olur. Anlaşırlar aralarında... Üretimleri destekleyici kararlar alırlar. 2017’de mecali olanlar için iş açılacak” değerlendirmesinde bulundu.

‘NE KAZANDIYSAM ONU YATIRDIM’

Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı son olarak, “Biz başka birşey bilmiyoruz. Hayatımız bu. Sabah ezanıyla işe geliyoruz, akşam ezanıyla gidiyoruz. Domates, biber, turizm sorun, anlamam. Hayatım demir çelik! 47 yıl başka hiçbir iş yapmadım. Ne kazandıysak, içeri yatırdık. Hayatımızı da içeri koyduk. Böyle yürüyoruz. Demir kutsal bir materyal. Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen tek element demirdir. İnsanlar var olduğundan beri demir, bütün medeniyetlerin itici motorudur. Biz de kutsallığına inanıyoruz, onun için ayrı bir şeye dönüp bakmadık. Yanımızda altın çıksa, dönüp bakmayız. Demirle yoğrulduk, demirin tozunu yuttuk!” diyerek, sektörde tutunmak için gösterilen çabaya dikkat çekti. 

Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
 
son gelişmeler
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet