CHP Hatay Milletvekili Aday Adayı Kamil Turan: “ Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine “ diyerek de Nazım Hikmet’in sözüyle CHP’lilere birlik beraberlik çağrısında bulundu..

 

    Kamil Turan’dan Gümbür Gümbür Adaylık Açıklaması..

 

   Bir süredir CHP’den Milletvekilliğine aday adaylığı gündemde olan İnşaat Mühendisi Kamil Turan, coşkulu partililerin de katıldığı toplantıda aday adaylığını açıkladı.

   CHP İskenderun İlçe Örgütünde düzenlenen toplantıya İskenderun İlçe Başkanı Süleyman Uyar, milletvekili aday adayları, İskenderun ve Arsuz ilçelerinden mahalle muhtarları, belediye meclis üyeleri ile uzun yıllardır CHP’ye hizmet etmiş onlarca partili katıldı.

   Siyasette, iş yaşamı ve özel yaşamındaki asil duruşu ve istikrarlı yükselişi ile dikkat çeken Kamil Turan, bugüne kadar ektiği dostluk, kardeşlik ve birlik beraberlik tohumlarının meyvesini biçmeye başlıyor.

   Kalabalık partili grubun coşkusu ve desteğiyle karşılanan Kamil Turan açıklamasında, kendi içinde demokrat olamayanların demokrasiyi savunamayacakları vurgusunu yaparak, Cumhuriyet Halk Partisini iktidar yapmak bugün gerçek anlamda parti içi demokrasiyi hayata geçirmekle mümkündür. Ön seçim sadece parti içi demokrasinin üretimlerinden bir tanesidir. Mahallelerden başlayan tüm çalışma ve üretimlerin partinin en üst noktalarına taşınması asıl olandır” dedi ve Nazım Hikmet’in sözüyle de konuşmasının en etkili cümlesini ekledi: “ Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine .”

 

   Büyük beğeni toplayan konuşmasında AK Parti iktidarını da bombardımana tutan CHP Hatay Milletvekili Aday Adayı Kamil Turan, Bizim arkamızda yandaş medyamız, uluslar arası sermaye gruplarımız, karanlık şirketlerimiz ya da dış güçlerimiz yok.

   Bizim arkamızda bize inanan gönüllüler ordumuz yani örgütümüz var. Hedefimize olan inancımız ve ülke sevgimiz var.

   Umudumuzu yitirmeden çalışacağız.” Dedi.

   Kamil Turan konuşmasının devamında şöyle dedi:

   “Cumhuriyet Halk Partisi Cumhuriyetimizin temelindeki milli mücadele ruhunun, Mustafa Kemal Atatürk’ün tam bağımsız Türkiye idealinin ve devrimlerinin sahibidir. Bu anlayışla 91 yıldır emperyalizmle mücadele etmektedir.

 

   Cumhuriyet Halk Partisi devrimci geleneğiyle, sosyal demokrat kimliğiyle, siyasi ahlakıyla, dürüst ve güvenilir Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğiyle mazlumların, ezilmişlerin, alın teriyle evine helal ekmek götürmek isteyen herkesin umududur.

 

    12 yıldır iktidarda olan AKP ülkemizin yaşadığı ekonomik kriz sonrasında bir umut olarak iktidara gelmiş, ilk seçimde aldığı %33 oyla parlamentonun %67 çoğunluğunu elde etmiştir. O günden bu yana iktidarda olmanın gücüyle de merkez sağda lider parti haline gelmiştir. Programlarında siyaseti ahlaki bir çizgiye yerleştireceklerini, idarenin hiçbir eylem ve işlemini yargı denetimi dışında bırakmayacaklarını vaat edenler 12 yılda genelden yerele her noktada iktidarlarını siyasi bir rant şirketine dönüştürmüşlerdir.

   Yargı ise siyasi müdahalelerden tarafsızlığını ve güvenilirliğini yitirme noktasına gelmiştir. Ekonomiden dış politikaya, yargıdan eğitime, sağlıktan çevreye ülke barışından demokrasiye AKP’yi eleştirecek çok şey var. Bunun için bizler Cumhuriyet Halk Partisinde siyaset yapıyoruz. Ancak gün iktidarı kuru kuru eleştirme ve kendi tabanımıza şov yapma günü değildir.

   Ülkemizin gerçek demokrasiyi hayata geçirecek, bozulmakta olan toplumsal barışı bir an önce düzeltecek ve hukukun üstünlüğünü tekrar yerleştirecek Cumhuriyet Halk Partisi iktidarına her zamankinden daha çok ihtiyacı vardır. Sorumluluğumuz ilk genel seçimde Cumhuriyet Halk Partisini iktidara taşımaktır.

   Omuzlarımızdaki bu ağır sorumluluk sadece seçilmiş birkaç kişinin değişmesiyle olmaz. Çalışma anlayışının değişmesi ve yenilenmesi, Cumhuriyet Halk Partisi örgütünün en küçük birimlerinin dahi daha dinamik ve üretken olmasıyla mümkün olur.

 

 

   Bizim arkamızda yandaş medyamız, uluslar arası sermaye gruplarımız, karanlık şirketlerimiz ya da dış güçlerimiz yok.

   Bizim arkamızda bize inanan gönüllüler ordumuz yani örgütümüz var. Hedefimize olan inancımız ve ülke sevgimiz var.

   Umudumuzu yitirmeden çalışacağız.

 

   Karanlıklar, mutlaka aydınlığa çıkar.

 

   Düzenden beslenenler düzeni değiştiremezler. Bizim düzenimiz hakça bölüşüm düzenidir. İktidarın düzeni bizim düzenimiz değildir.

   Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün dediği gibi “tek bir şeye ihtiyacımız var çalışkan olmak”.

 

   Demokrasiyi ve toplumsal barışı nasıl sağlayacağız.?

   Kendi içinde demokrat olmayanlar demokrasiyi savunamazlar. Cumhuriyet Halk Partisini iktidar yapmak bugün gerçek anlamda parti içi demokrasiyi hayata geçirmekle mümkündür. Ön seçim sadece parti içi demokrasinin üretimlerinden bir tanesidir. Mahallelerden başlayan tüm çalışma ve üretimlerin partinin en üst noktalarına taşınması asıl olandır.

 

   “ Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine “

    Evet ama halkımız için söylediğimiz Nazım Hikmet’in bu dizelerini partimizde partililerimize karşı ne kadar yaşatıyoruz?

   Parti içerisinde her üye birbiriyle barışık olmalıdır. Her partilinin gönlünde ve düşüncesinde daha rahat çalışabileceği birileri olabilir. O saflarda yer alabilir. Bunlar bizim zenginliklerimizdir.

   Parti içerisinde partili olmanın sorumluluğunu taşıyan, partiye inanan, partinin çizgisinden sapmayan ve en önemlisi partiye ihanet etmeyen herkes ötekileştirilmeden parti yapısında yer almalıdır.

   Ancak parti içi demokrasi ve çok seslilik, başıbozukluk ve keyfiyet demek de değildir. Parti içi demokrasinin olmazsa olmazı da parti içi disiplindir. Düzensiz ve disiplinsiz bir orduyla savaş kazanılmaz.

 

   Sevgili dostlar, ülkemizi aydınlığa çıkarma yolunda ülke refahı ve barışı için halkımıza olan sorumluluğumuzu hiçbir zaman unutmadan hep birlikte el ele çalışacağız. Hedefimiz ilk seçimde tek başına iktidardır.

   Bugün zincirlerimizi kırma ve partimize daha çok sahip çıkma günüdür.

   Solun ve sola gönül verenlerin, çağdaş birikimlerin, demokratların üzerlerine korkunun, umutsuzluğun serptiği ölü toprağını silkinip atmalarının zamanıdır. Sol bir başkaldırıdır.

   Kimliğimizden asla uzaklaşmamalıyız. Yenileşmeye ihtiyacımız var doğru ama asıl olan kendi ilkelerimizi hayata geçirecek yöntemlerde yenileşmektir. Ülke refahı için ekonomik programlarımızı, sosyolojik tahlillerimizi ve siyaset yöntemlerini yenilemektir. Halkımızın büyük sorunlarına çözüm üretmek ve başta toplumun dar gelirli kesimleri olmak üzere tüm katmanlarına heyecan, umut ve güven vermektir.

   Özgürlüğün, eşitliğin ve insan haklarının gerçek savunucusu olmalıyız.

 

   Bütün dünyada solun başlıca desteği olan gençlikle ve onun sorunlarıyla, çözümleriyle uğraşmalıyız. Türkiye de 18-24 yaş arası 12 milyon genç seçmen var. Gezi ruhunu yarattılar. Onları anlamalı onları aramıza katmalı sadece gençlik kolu olarak değil, bu koltukların asıl sahipleri olarak onlarla birlikte çalışmalıyız.

   Yaşanan sorunlar her ne olursa olsun geleceğin yöneticileri olarak gençlerimiz her koşulda demokrasiye inançlarını korumalı, hukuka saygılı, bakış açısı geniş, ulusal değerleri özümseyen, bu değerleri evrensel değerlerle birleştirebilen, çevreye duyarlı, uzlaşmayı ve evrensel barışı her şeyin üzerinde tutan, insanlığa yararlı olmayı ve üretmeyi temel alan bir anlayışa sahip olmalıdır. Gençlerimizi böyle yetiştirmeliyiz.

   Ülkemizin her alanda ve sosyal demokrat eksende yenileşmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Bunun için de hizmet yarışı olarak gördüğümüz siyaseti de bu çerçevede yenileştirme amacındayız.

   Bu nedenle 2015 genel seçimlerinde milletvekilliğine aday adayı olduğumu sizlerin, partililerin, dostlarımın yanında, aile ocağımızda açıklamak istedim.

Filozof demiş ki ‘...bana bir destek noktası verin, dünyayı yerinden oynatayım’. Bu desteği sizlerden istiyorum.

 

   Bizler büyük bir aileyiz. Bu ailenin bir parçası olarak rozetini gururla taşıdığım ve hiçbir zaman çıkarmayacağım Cumhuriyet Halk Partisi’nin sade bir üyesi olmaktan onur duyuyorum. Diğer aday adayı arkadaşlarımın da dün olduğu gibi yarın da yanlarındayım. Çalışmalarıyla partimize güç katıyorlar. Çıktıkları yolda onlara da başarılar diliyorum. “