Skip Navigation Links

Seçimler,Suriye ve Aleviler..

Suriye’de emperyalistler eliyle yürütülen kirli savaş ve onların beslediği çetelerin yaptığı katliamlar Türkiye’de iki yönlü

ESER YANGIN

Gazete Köşesi   A+a-

istismar konusu olmaya devam ediyor. En son çıkan görüntülerle birlikte hükümetin Suriye’de çeteleri her açıdan destekleyip beslediği gerçeği tüm çıplaklığıyla ortaya serilmiş durumda. Bu, kendi gözünü kör etmemiş herkesin malumu zaten; bu nedenle konumuz tersinden gerçekleşen istismar.

Suriye Devleti, Filistin davasına ve Lübnan’a verdiği destek; aynı anlama gelmek üzere Siyonist İsrail Devletine cepheden karşı koyan tek Arap devleti olması dolayısıyla uzun süredir egemenlerin birinci hedefi konumunda. Yıllardır türlü oyunlar ve savaş denemeleriyle alt edemedikleri Suriye Devletini, dünyanın her yerinden toplayıp getirdikleri cihatçı katilleri her türlü teçhizatla donatıp Suriye halkının üstüne saldılar. Dört yıldır, Suriye halkları tam teçhizatlı bu çetelere karşı topyekün direniyor. Suriyeliler bunu “Suriye’nin var olma savaşı” olarak isimlendiriyor. Cepheden Alevi, Sünni, Dürzi, Ezidi, Hristiyan askerlerin birlikte omuz omuza savaştığı görüntüler bütün dünyaya savaşın gerçek niteliğini anlatmaya çalışıyor: Suriye’deki savaş etnisite veya mezhep savaşı değil, emperyalistlerin tekfirci çeteler eliyle yürüttüğü kirli savaşa karşı, Suriye’nin var olma savaşıdır.

Türkiye’de başta hükümet ve yandaş medya bunu başından beri bir Alevi-Sünni savaşı olarak lanse etmeye çalışıyor ve Devlet Başkanı Esad’ın Alevi olmasından dolayı, Sünnilerin Alevilere karşı savaşı olarak göstermeye çalışıyor. Bilinen bir gerçektir; Suriye’de Sünni nüfus çok büyük bir çoğunluğu oluşturur. Sünni nüfus da Esad’ı desteklemiyor olsa bu savaş çoktan Esad’ın düşmesiyle sonuçlanırdı. Bu gerçekler de gösteriyor ki, Suriye halkı Irak, Libya, Mısır ve Tunus halklarının başına gelenin ne olduğunun farkında ve sonuna kadar çetelere karşı direniyor.

Hükümetin ve yandaş medyanın Suriye savaşını neden Alevi-Sünni savaşı olarak gösterdiğini biliyoruz. Ama tekfirci çetelerin yaptığı Alevi katliamları dolayısıyla, bazı solcu ve Alevi çevrelerin meseleyi neden Alevi-Sünni meselesi olarak gördüğünü anlamak güç. Bu tersinden bir işlemle, hükümet ve yandaş medyanın yaptığı şeyle aynı anlama düşmüyor mu? Kesinlikle öyle. Bunun neden böyle olduğunu incelemeye çalışalım:

Başta tek çaresi Alevi oyları olan bazı kesimler, biraz daha fazla oy alabilmek için Alevi-Sünni ayrılığını derinleştirme pahasına propaganda yürütüyorlar. Suriye’de Alevi katliamının durması ancak Suriye’ye barış gelmesiyle mümkündür. Bunun da tek yolu Türkiye’de barışçıl bir Ortadoğu politikası yürütecek olan bir hükümetin başa gelmesidir. Bunun da günümüzde tek yolunun bir Kılıçdaroğlu hükümeti olduğu kör olmayan herkesçe açıktır. Alevi halkının hassas olduğu Suriye meselesinde, yapılabilecek tek şey radikal Alevici söylemli basın açıklamaları değildir. Bunun Suriye savaşının çözümüne hiçbir katkısı olmadığı gibi, Hatay’da birlik ruhunu zedeleyerek safların zayıflamasına neden olup, halkımızın hassasiyetlerini istismar etmekten başka bir anlam taşımadığı açıktır.

Mesele oy çekişmesi ve liste kırgınlıklarına feda edilemeyecek kadar kritik bir öneme sahip. Ortadoğu'ya barış getirmek için elimizde yeterince veri var: Birincisi, Ortadoğu'ya barışı dış politikasının temeli haline getiren Sayın Kılıçdaroğlu; ikincisi, başta Hatay vekil adayları  Hilmi Yarayıcı ve Riyat Kırmızıoglu olmak üzere, bu politikayı tesis edecek sol/sosyal demokrat adaylardan oluşan güçlü bir kadro var. Herkes durduğu yerden haklı olabilir belki ama Türkiye tarihinin en kritik seçimlerinden birinin ön gününde safları sıklaştırmak zorundayız.

Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
yazar'ın diğer yazıları
makale kategorileri
 
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet