Hem de kalabalık basın ordusuyla..
Uzun süredir sabrımı zorluyor, Başkan Dingil’e güvenimi korumaya çalışıyorum…
İddalara ilişkin “Derler!” fıkrasını hatırlatmak istiyorum..
-Görevden alınıyor!
-Yetkileri alındı!
-Tutuklanacak!
Yok daha neler…
Derler mi derler..
Ortada yapılan ciddi bir icraat var mı?
O da yok!
Asfalt istiyoruz ..
Kaldırımlarda rahat yürümek istiyoruz..
Çukur kent İskenderun’da bir şeylerin düzelmesini istiyoruz..
Dedim de, O da asfalt, kaldırım, parke taşı ihalalerinin yakında yapılacağını ve İskenderun’un sorunlarından kurtulacağını açıkladı.
Oh beeeeeee dedim içimden..  Yüzüne dümdük demedim yani.. (hani o meşhur harika Turkceel reklamındaki gibi)
Yüzüne dümdük diyemedim sevgili dostum Seyfi Dingil’in..
Çünkü biraz da mahçuptu..
Bir çok soruya, hem de tutuklanacağı ve yetkilerinin alınacağı yönündeki iddalara yanıtını da gülerek verdi..
Çok iddalı bir seçim dönemi geçirmiş, mega projelerle İskenderun’u uçuracağını vaat etmişti..
Bürokrasiden bahsetti, bir çok gecikmenin de prosedür gereği olduğunu anlattı..
Başkan Dingil’in yıldızsız bayrak açıklaması da bir hayli ilginçti..
Fabrika hatası ve bayrağı asanlar da kontrol etmeden göndere çekmişler..
Satın alma müdürü veya memurları, bir malı teslim alırken kusur ve hata kontrolü yapmıyorlar mı?
Yapmamışlar!!!
Yıldızsız bayrak skandalı da bu durumda Başkan Dingil’e patlamış oldu..
Haberi ajanslara geçen gazeteci arkadaşımız Cuma Keseroğlu’na sert çıktı, İskenderun’un adını lekelemekle itham etti.
Haksızdı..
Cuma Keseroğlu arkadaşımız sorumlu gazetecilik mesleğinin gereğini yapmıştı..
Başkan Dingil’in bir çok konuda danışmanlarına ve yardımcılarına dönerek yanıt vermesi beni biraz düşündürdü..
Hala kafası karışık ve daha bir çok konuya vakıf değildi..
İddalı giriş yaptı ve belki de daha nereden başlayacağını da bilmiyordu..
Büyük bir mega proje patlaması yapacağı günleri bekliyor ve o günlerde de kendisini eleştirenlere tokat gibi yanıt vereceği anı bekliyordu..
Tecrübeliydi..
Meclis üyeliği yapmış, belediyecilği harfiyyen biliyordu ama o kadar çok danışman ve yardımcı söz konusuydu ki, kendisi nerede duruyordu?
Ben bunu anlayamadım..
Kadim dostum, samimiyetinden kesinlikle hiç şüphe etmediğim, yürekli ve kararlı Seyfi Dingil ağabeyimin biraz daha işleri sıkı tutması ve dizginleri eline alması gerekiyor.
İskenderun’da büyük hizmetlerin geleceği günleri iple çekiyor ve sabretmeye devam ediyorum.

Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!