Skip Navigation Links

Ergenekon Davası, Silivri ve bölücü başı

Ergenekon Davası’nın görüldüğü Silivri’de dün yine gergin saatler yaşandı.

Gazete Köşesi   A+a-

Ergenekon Davası, Silivri ve bölücü başı 
Ergenekon Davası’nın görüldüğü Silivri’de dün yine gergin saatler yaşandı. Ülkenin dört bir yanından gelen yurtseverlere, güvenlik güçleri biber gazı ve su sıktılar. Halkla, asker ve polisi karşı karşıya getiren iktidar, özel yetkili mahkemeleri n faaliyetini durdururken Silivri Mahkemesi’ni görmezden gelmiş ve adeta “sen işine devam et demiştir…” Bugün Silivri Mahkeme Yerleşkesinin kapısına dayananların istedikleri tek şey adil yargılamalıdır. Ancak hukukun işe geldiği gibi kullanıldığı, savunma hakkının kısıtlandığı iddialarını bugün artık bilmeyen yoktur. 
Adil yargılanmanın önü açılmalıdır
Ergenekon Davası’nda görev yapan savcı ve hakimlere de günü geldiğinde hukuk lazım olacaktır. Gün gelecek devran dönecek ve hukuksuzluğa kıyıdan köşeden bulaşanlarla, göbekten bulaşanlar, bu kez meslektaşları karşısında yargılanan olacaklardır. Bu nedenle Silivri’de süren dava için adil yargılamanın önü açılmalı, zararın neresinden dönülse kardır, mantığıyla gerçek hukuk tesis edilmelidir. İlaveten, bugün Ergenekon Davası’ndan tutuklu bulunan pek çok isim içeride yattıkları süre göz önüne alınarak derhal tahliye edilmeli, yargılamaları ise tutuksuz yargılama olarak devam etmelidir… 
Hukuk, hak ve adalet 
Bugün bölücü örgüt mensuplarına, hükümet tarafından verilen tavizler, pek çok yurttaşımızın canını sıkmaktadır. 21 Mart’ta Diyarbakır’daki nevruz kutlamalarında bölücü başının posterlerinin açılmasını, alanda Türk Bayrağı olmamasını görmezden gelen zihniyet nedense , Silivri’de adil yargılama isteyen vatandaşlarımızı görmekte, onlara aynı hoşgörüyle yaklaşmamaktadır. Yine ülke genelinde KCK tutukluları birer ikişer tahliye edilirken, yurtseverlerin ısrarla içeride tutulmak istenmesi ne hukuka, ne hakka ne de adalete sığmamaktadır… 
Akil insanlar, çiçek ve yumurta 
Önümüzdeki günlerde akil insanlarımız bölücü örgütle sürdürülen Barış sürecini anlatmak üzere yurt geneline yayılacaklardır. Akillerimiz mutlaka gittikleri il ve ilçelerde çiçeklerle karşılandıkları gibi kimi yerlerde de protesto ve yumurtalarla karşılanacaklardır. İktidara yakın isimlerden oluşturulan akil insanların bölücülerle sürdürülen görüşmelerde hangi tavizlerin verileceğini bilmeden, yetkisiz yetkili misali sadece insanları ikna etmeye çalışacakları bugünden bellidir. Dolayısıyla akil insanlarımızın işi zordur ve içlerinden bazıları daha birkaç ziyaretinden ardından görevden aflarını isteyeceklerdir… 
Sosyal medya, yandaş medyayı solladı 
Bu arada hükümetin yandaş medya aracılığıyla sürdürmek istediği iyimser hava, sosyal medya aracılığıyla yerle bir olacak, yurtseverler için sosyal medya alternatif medya olacaktır. Bugün artık hükümet karşıtı pek çok birliktelik, organizasyon, eylem ve protesto sanal alemde sosyal medya araçlığıyla yürütülür olmuştur. İnternet ortamında vatanseverlerin, Türkiye için Türkiye Cumhuriyeti için seferber olmaları, iktidarın kimi dayatmalarına sanal ortamda direnip, tepki vermeleri giderek olağan hale gelmiştir. Sosyal medyanın giderek yandaş medyadan baskın çıkması hem hükümeti hem de yandaş medya patronlarını ürkütür olmuştur. Giderek güven ve tiraj kaybeden yandaş medya da aslına bir arayış, kurtuluş ve çıkış peşindedir… 
Silah bırakan bölücü, emekli olmayacak! 
Açılım ve İmralı Sürecini savunmak hükümeti zora sokmuş, iktidar bölücü örgüte verdiği eli sonrası kolunu kaptırmaktan kurtulamamıştır. İmralı seferleriyle bölücü başının her dediği yapılır olmuş, bölücüler had safhada şımartılmıştır. Bölücü örgütün sözde Kandil temsilcisi soyadı gibi bir karayılan olan M. Karayılan küstah ve şımarık bir edayla Başkan Erdoğan’ın ‘silahlarınızı gömün ve öyle sınır dışına çekilin’ sözlerini şöyle değerlendirmiştir “Saldırı olmayacağına garanti verilmeli. Garanti verilene kadar sınır dışına çekilmeyeceğiz. Başbakan, atın önüne araba koymak istiyor. Bir anda silah bırakıp gitmenin imkânsız olduğunu söylüyoruz. Silah bırakan teröristler de emekli olmayacak. Bir hakikat ve uzlaşma komisyonu kurulmalıdır. Biz çok Türk askeri öldürdük., onlar da gerilla öldürdü. Böyle bir komisyon olursa iki taraf karşılıklı olarak bir birleriyle helalleşir” 
Hükümet yanılgı içindedir 
Kandil’deki bölücü hain aynen bunları ifade ediyor. Sevgili okurlar. Böyle bir açıklama yapmaktan çekinmeyen söz konusu hainlere nasıl güvenilir? Bunlarla nasıl devlet adına masaya oturulur? İşin açığı benim aklım almıyor. Hükümet büyük bir yanılgı içindedir. Bölücü örgüt asla ve asla güvenilecek ve muhatap alınacak bir merci değildir. Barışın yolu hainlere taviz üstüne taviz vermekten değil onları etkisiz, çaresiz ve Türkiye Cumhuriyeti’nin her dediğini kabullenecek hale getirmekten geçmektedir. İmralı’da el üstünde tutulan vatan haini yerine Silivri’de ve diğer bazı cezaevlerinde çile çeken vatanseverler el üstünde tutulmalı, tutuklu yurtseverlerin, kahramanların halkla kucaklaşmaları sağlanmalıdır. İmralı ve Barış Süreci oyalamalıdır, yanılgıdır ve sonu hepimiz adına hüsrandır…
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!

Etiketler // ,

Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
yazar'ın diğer yazıları
makale kategorileri
 
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet