Skip Navigation Links

NEREDESİNİZ EY HALKIM!

  Yıl 1978… Sağ- sol kavgalarının sıkça olduğu yıllar. Babanın oğluna, ağabeyin kardeşe kavgalı olduğu yıllar. H

Gazete Köşesi   A+a-


 

Yıl 1978… Sağ- sol kavgalarının sıkça olduğu yıllar. Babanın oğluna, ağabeyin kardeşe kavgalı olduğu yıllar. Hemen her gün silahlı çatışmaların yaşandığı, geceleri sokakların kurtarılmış bölgeleri dışına çıkılamadığı yıllar. O yılları yaşayanlar daha iyi bilirler… İşte öyle bir günün gecesinde evde oturmuş radyo dinleyip, sohbet ettiğimiz bir esnada aşağı sokaklarda sıkılan birkaç el silah sesi duyduk. Rahmetli babam hemen yerinden kalktı, eline kalınca bir sopa alıp dışarıya çıkmaya yöneldiğinde annem “bre herif sen nereye? Senin çocukların evde. Başkalarından sana ne?” diyerek engel olmak istedi. Babam ise “ hanım benim çocuklarım evde olabilir, ancak ya dışarıdaki çocukların yardıma ihtiyacı varsa?” diyerek dışarıya koştu. Babamın dışarıya çıktığını gören diğer komşularda dışarı çıktı. Hep birlikte sokakları dolaşıp yaralı var mı diye baktılar. Sonradan öğrendiğimize göre bizim mahallenin çocuklarını korkutmak için havaya ateş açıp kaçmışlar. Çok şükür ki yaralı filan yoktu.
Bu anımı neden anlattım? Babamın cesaretini övmek için değil… Toplumumuzda yok olan olaylar karşısında tepki verme güdüsünün nereye gittiğini sorgulamak için anlattım.
Gerek ulusal medyadan gerekse yerel medyadan aldığımız haberler karşısında tepkisiz ve duyarsız kalışımız niye? İsrail Filistin’e yardıma giden gemidekilere ateş açıp 9 vatandaşımızı öldürüyor. Başbakanımız hemen tepki koyuyor! “One Minute…One Minute…” BDP’liler demeçleri ile ülkeyi bölünmeye götürüyor. Hani “One Minute…One Minute…” yok. Halkımıza bakıyorum da bir tek şehit cenazelerinde sokaklardalar… Diğer olaylarda meydanlar bomboş.
Milli kutsallarımıza dil uzatılıyor. Bizler de çıt yok. Okullardan andımız okunmayacak deniyor. Zira ne mutlu Türk’üm demek diğer etnik kökenlere hakaretmiş. Ulusal medya Bazı bakanlıkların önündeki Milli kelimesinin kaldırılacağı söyleniyor. Bizim yine çıtımız çıkmıyor.
Oysa geçtiğimiz yıllarda ermeni soykırım tasarısına karşı ne güzel tepki vermiştik. Boykot kararları bile almıştık. Yine bir zamanlar demokratik ve aydınlık yarınlar için 1 dakika karanlık eylemleri yapmıştık. Sendikal haklar için sokakları doldurmuştuk. Başkaları değil yine bu halk yapmıştı bu eylemleri. Cumhuriyet Mitinglerinde meydanlardan taşmıştık. Bayrak mitinglerimizde yer gök kırmızı beyaz olmuştu. Bu mitingleri de bu halk yapmıştı.
Bakın bizler böyle tepkisiz kaldıkça bölücülerin talepleri artmaktadır. Bölücü başı, bebek katili terörist lideri ve yandaşları daha fazla sokakları savaş alanlarına çeviriyor.
Yerelde durum farklı mı? Hayır, yerelde de aynı. Önceki yazılarımın biri “cennete sahip çıkmak” da Cennet isimli kimsesize sahip çıkalım demiştim. Geçen gün dostum Muhsin Cerrahoğlu’da Pazartesi gazetesinde Cennet’i manşete taşımış. Halkımız ve bizi yönetenler demek ki sadece okumuşlar. Cennet hala sokakta. Geceleri fırınlardan aldığı bir teneke köz ile geceyi sabaha bağlıyor. Yakında sevgi evleri açılacak inşallah o günlere ulaşır Cennet…
Gelelim ilçemizin sorunlarına, Elektrik kesintileri karşısında TEDAŞ’IN vurdumduymazlığı devam ediyor. Halkımızın da… Feyezan kanal… Arsuz yolu halen bitecek… Kaç kere şu gün bitecek dediler???? Kazalar hala devam ediyor… Devlet Hastahanesi ??? Ne zaman bitecek?
Daha birçok sorunlarımız halen devam etmektedir. Halkımızın tepkisizliği ve yılgınlığı da devam etmektedir.
Bir de kurumlarımızın vurdumduymazlığı da devam etmektedir. Şanlı ay yıldızlı al bayrağımızı lütfen gelişi güzel asmayalım. Kaç defa yazdım. Bazı kurumlarımız ve kuruluşlar yırtık, solgun ve gelişi güzel bayrak asıyorlar. Bayrağımıza karşı biraz daha duyarlı olalım.…
Bakın önümüzde bir genel seçim var. Şimdi sıra siz de… Çalışan ile yan gelip yatanları ayırt etmeliyiz. Yeni seçilecek adayları ince eleyip sık dokuyarak seçelim. Herkes elini vicdanına koyup seçimini yapsın. Her ne kadar seçime daha 5 ay varsa da sizlere bir konuyu daha hatırlatayım. Seçimde mutlaka oy kullanalım. Geçerli oy sayılarını yükseltelim. Oylarınızı heba etmeyin. Tüm seçmenlerin sandığı gittiği ve tüm oyların geçerli olduğu bir seçim olsun… Bana necilikten kurtulalım. Birbirimize destek olalım…
“Çok söyleyen değil, çok iş yapan yöneticiye muhtaçsınız.” Hz Ömer (r.a.)
 

Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
makale kategorileri
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet