Skip Navigation Links

Emperyalist Savaşa Hayır Diyoruz!

Emekli-Sen İskenderun Şube yönetimi adına Halit Katkat 1 Eylül Dünya Barış günü ile ilgili AKP’nin Suriye’ye savaş açmasına karşı olduklarını ve empe

Gündem   A+a-

 

 EMPERYALİST SAVAŞA HAYIR DİYORUZ.

 Emekli-Sen İskenderun Şube yönetimi adına Halit Katkat 1 Eylül Dünya Barış günü ile ilgili AKP’nin Suriye’ye savaş açmasına karşı olduklarını ve emperyalizmin uğruna savaşa halkın sürüklenmesini doğru bulmadıklarını belirten bir açıklama yaptı.

 Katkat, bu savaşın Suriye’nin Büyük Ortadoğu Projesinin uygulanmasına karşı direndiği için Suriye’ye saldırıldığını ifade etti.

 

 “Emperyalist merkezler ile içinde Türkiye’nin de bulunduğu bölgedeki işbirlikçileri, katliamı aydınlatmak ve gerçek faillerini ortaya çıkarmak için, uluslar arası hukuk mekanizmaları işletilip, kimin yaptığı belirlenmeden, peşin hükümle Suriye yönetimini sanık ilan ettiler ve Suriye’ye saldırı planlarını yüksek sesle seslendirmeye başladılar. Kimseyi kandıramazsınız, amacı Büyük Ortadoğu Projesinin uygulanmasına engel çıkaran Suriye yönetimini bertaraf etmek ve yerine kukla yönetim kurmak olan bu saldırı, yıllar önce planlamış bir saldırıdır. Bu planın bir parçası da Suriye’yi dış zorlamalarla iç savaşa sürüklemek askeri gücünü zayıflatmaktı. Bu nedenle besleme çetelerin, barbar yöntemlerle yaptıkları katliamlara bu güne kadar seyirci kaldınız.

 Şam’ın Doğu Guta bölgesinde meydana gelen katliamın, şifreleri 2,5 yıllık iç savaş sürencinde yapılan açıklamalarda ve sözde Özgür Suriye Ordusunun uluslararası müdahale çağrılarına verilen cevaplarda saklıdır. Şüphesiz bu cevapların en önemlisi ABD Başkanı Barack Obama’nın bizim kırımızı çizgimiz Kimyasal silahlardır şeklindeki açıklamasıdır. Bu açıklama ister istemez, insanın aklına kimyasal saldırıyı, emperyalist batının müdahalesine zemin hazırlamak isteyen, sözde muhalefet ile destekçilerinin yapmış olabileceği ihtimalini getiriyor.”

 Katkat, savaşın ABD ve AKP hükümetinin kışkırtmalarından kaynaklandığını belirten konuşmasında “Suriye’de çatışan tarafların çeşitli gerekçelerle birbirlerini suçladığı, inceleme ve araştırma için bölgeye giden BM heyetinin çalışmaları devam ederken savaş senaryolarının ortaya dökülmesi ve BM kararına gerek yok diyerek, uluslar arası hukuk’un bile yok sayılması, asıl derdin insanlık suçlarından hesap sormak olmadığını açıkça ortaya koyuyor.

 Son günlerde yaşanan gelişmeler ışığında görünen odur ki emperyalist güçler ile AKP hükümeti kışkırttıkları ve aktif olarak destekleri savaşın sonuçlarından azap duymak bir yana Suriye’yi bir “halklar mezbahası”na çeviren planlarını daha da ileri aşamaya taşımaya çalıştıkları gözlerden kaçmamaktadır. Çocukların ölü bedenleri, bu bedenlere yenilerinin ekleneceği bir savaşı meşrulaştırmak için kullanılmaktandır. Daha dün, El Kaide bağlantılı cihatçı çetelerin çoğunluğu çocuk yüzlerce insanı öldürdüğü katliamlara faili belliyken sessiz kalanlar; Hangi kılıfla örtmeye çalışırlarsa çalışsınlar, emperyalist güçlerin Suriye’ye yönelik müdahalesi, kendi stratejik çıkarları için olacaktır. Dün Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da, Somali’de neden askeri harekata giriştilerse, Filistin’i neden tecrit altına aldılarsa bugün Suriye’yi de aynı amaç doğrultusunda hedef alacaklardır. Bu bilinçle biz emperyalistlere askeri müdahale çağrısı yapan ve böylesi bir müdahalede etkin bir rol oynamak isteyen AKP iktidarının tutumunu kabul etmiyoruz.” Dedi.

 Katkat, AKP Politikalarının acısını ve Türkiye halklarına ödetilmiştir. Diyerek şunları söyledi.

 “AKP’nin politikalarının bedelini Türkiye halkları bu güne kadar çok ağır biçimde ödemiştir. Bu nedenle daha fazla bedel ödemesine yol açacak girişimlere seyirci kalmayacağız. Mümkün değildir. Türkiye sokaklarında yabancı uyruklu eli silahlı grupların, ajanların, gizli servislerin, emperyalizmin özel kuvvet olarak kullandığı çapulcu sürülerinin cirit attığı bir ülke haline gelmiştir. Her gün Türkiye’den sınırı geçen askeri malzemelere dair haberler basına yansımaktadır. Bu hesapsız politikalar sonucu ülkemizde etnik ve mezhep temelli çatışmalar riski gittikçe artmaktadır.

 Türkiye’nin fiili olarak savaşın bir parçası haline getirilmesi, ülkede demokrasinin de ayaklar altına alınmasına yol açmaktadır. Ortadoğu’daki diktatörlere “firavun” diyen iktidar daha Haziran ayında 5 yurttaşının ölümüne, 11 insanın gözünü kaybetmesine, yüzlercesinin sakat kalmasına neden olacak polis şiddetini “destan” olarak nitelendirmiş, bir “fetih ve cihat” dilini halkına karşı kullanmıştır. Başbakan Erdoğan’ın “Her firavunun bir Musa’sı vardır” sözlerinin anlamı bugün artık çok açıktır. Emperyalist güçlerle beraber Suriye’ye yönelik bir savaşa girişmeye heves eden ve bu şekilde Ortadoğu’daki “değerli yalnızlığına” son vereceğini düşünen AKP iktidarının “Musa” dediği, ABD başta olmak üzere NATO’dur ve Suriye’ye yönelik askeri saldırılara aylar öncesinden başlamış olan İsrail’dir.

 Tarih bize savaşın bedelini emekçiler ile ezilenlerin ödediğini, ganimetini ise egemenlerin topladığını defalarca göstermiştir. Doğu Guta’da yaşanan barbarca katliam bu kanlı tarihin yeni bir halkasıdır. Dünyanın egemen güçleri insanlığı barbarlık çağına sürüklerken seyirci kalmak mümkün değildir. Biz çocuklarımız ve torunlarımız üzerinden savaş çığırtkanlığı yapan emperyalizm ve onun işbirlikçisi iktidara karşı, başta konfederasyonumuz DİSK olmak üzere, toplumsal muhalefetin diğerbileşenleri ile birlikte böylesi bir savaşa karşı aktif olarak mücadele edecek ve taraf olacağız.”

 

 

Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
ramazan bayrami 
son gelişmeler
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet