İnsanoğlunun en temel hakkı olan yaşama hakkı, nefes almak olsa gerek. Havanın kurşun gibi ağır olduğu, çocukların okula giderken ağızlarına, burunlarına mendil tıkadıkları bir yerde nefes almak ne kadar kolay olabilir ki?. Bizim buna sahip çıkmamız gerekirken, bu bölgenin tam göbeğine, bu bölgenin doğasını, tabiat yapısını, bozacak, zedeleyecek böyle tesislerin gerçekleştirilmeye çalışılmasına karşı çıkmamız bizim görevimiz.
GELECEĞİMİZİ YOK EDECEKLER.
Termik santral kurulacak bölgeye komşu olan belde ve köylerde yaşayanların birçoğu geçimini topraktan sağlamaktadır. Çevre belde köylerde yaşayan halk yaşam alanları üzerine kurulmak istenen termik santrallerden memnun değil. Tarım alanlarını yok etmek istedikleri gibi geleceğimizi de yok etmek istiyorlar. Nereye kurarsanız kurun, halk hep isyan etmiyor mu? Havamızı kirlettiniz, suyumuzu kirlettiniz, gıdalarımızı kirlettiniz diye karşı çıkmıyor mu? Peki İskenderunlular olarak biz niye böyle bir şeyi kabul edelim. Santrallerin sadece çevreyi değil tüm canlıların yaşamını tehdit ettiğini çok iyi bildiğinizi biliyoruz. İskenderun son yıllarda artan hava kirliliği ile boğuşurken bu kirliliği artıracak en ufak bir tesisin bile insan sağlığını, doğayı, denizi tehdit edeceğini, üstelik sağlıklı yaşam hakkının paha biçilemez olduğunu hepimiz iyi biliyoruz. Artan enerji ihtiyacına mukabil yapılmak istenen bu termik santrallerin bacalarından çıkacak olan uçucu küller insan sağlığını tehdit edecek atıklarda doğamızı denizimizi ,yer altı su kaynaklarımızı kirleterek bölgemizi yaşanmaz hale getirecektir.