Skip Navigation Links
Enerjisa-Toroslar

Akp Gelir İdaresini Tetikçi Gibi Kullanıyor”

2013 yılı bütçe görüşmelerinde TBMM’de bir konuşma yapan CHP Hatay Milletvekili Av. Mevlüt Dudu, AKP’yi sert bir dille eleştirdi.

Politika   A+a-

 
“Akp Gelir İdaresini Tetikçi Gibi Kullanıyor”
 
2013 yılı bütçe görüşmelerinde TBMM’de bir konuşma yapan CHP Hatay Milletvekili Av. Mevlüt Dudu, AKP’yi sert bir dille eleştirdi.
Konuşmasında AKP İktidarının samimi olmadığına özellikle dikkat çeken Milletvekili Av. Mevlüt Dudu, “Bu güne kadar olduğu gibi, 2013 bütçesinde de samimi değiller. Gelir idaresini bir tetikçi gibi kullanarak mutlak hakimiyet kurmak istiyorlar” dedi.
Konuşmasıyla ilgili olarak basına yazılı bir açıklama yapan Av. Mevlüt Dudu, “Her olaydan bir fayda yaratmaya çalışan bir zihniyet ile karşı karşıyayız. Diğer yandan da denetimden kaçmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Sayıştay raporlarının Meclise getirilmemesi, gelirlerin nereye harcandığının saklanmasından başka bir şey değildir. Yanlışı, eksiği ya da saklanacak icraatı olanlar bunu yapar. Bu durum AKP’nin yolsuzluklarının saklanması anlamına gelmektedir” dedi.
CHP Hatay Milletvekili Av. Mevlüt Dudu’nun TBMM’de yaptığı konuşmada da şunları söyledi.
“Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Maliye Bakanlığı bütçesi üzerinde CHP grubu adına söz almış bulunuyorum,
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum,
AKP döneminde uygulanan vergi politikasının 2 yönelişi olmuştur.
Bunlardan birincisi; AKP döneminde toplumun vergi yükünün arttırılmasıdır.
Ödenen vergilerin, GSYH’ya oranının artışı, giderek dikkat çekici
hale gelmektedir. Diğer bir ifade ile toplumun gelir servet ve harcamalarından ödediği verginin artış hızı GSYH artış hızının üzerindedir.
2002’de %17 olan vergi yükü, 2012’de %21,5 düzeyindedir. 2013’te de %22’yi aşacağı ön görülmektedir.
İkinci önemli yöneliş;
Vergi gelirleri içindeki dolaylı vergi gelirlerinin payının artırılmasıdır.
Daha açık bir ifade ile; gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler yerine, ithalde ve dahilde alınan; KDV, ÖTV, BSMV ve diğer dolaylı vergilere ağırlık verilmektedir.
Toplam vergi gelirleri içindeki dolaylı vergilerin payı; 2002’de %65 iken, 2012’de %68,42 olmuş, 2013’te de, %70,41 olacağı ön görülmektedir.
Hükümet, ekonominin kırılganlığının artması karşısında, ciddi bir atalet içindedir.
Kamu – mali dengesi lehine gelişmeleri sağlayan, ithalden alınan KDV, vergi gelirleri içinde en önemli kalemlerden birini teşkil etmektedir.
Bir yandan, ithalatla rekabet edemeyen yerli üreticiler iflasa sürüklenirken, hükümet sağladığı vergi performansı nedeniyle adeta ithalatı teşvik etmektedir.
Bu kapsamda,
Gerek vergi yükündeki artış ve gerekse Dolaylı Vergilerin toplam vergiler içindeki payındaki artış eğilimi, vergilerin bir iktisat politikası aracı olarak kullanılmasından ziyade, gelir hasılat boyutuna odaklanan başka bir değişle; kaynak tahsisinde etkinlik gözetilmediği gibi, gelir dağılımını da dikkate almayan bir niteliğe sahip olduğunu göstermektedir.
Konjonktürel dalgalanmalar karşısında, ekonominin istikrarına, vergi cephesinden katkı sağlayacak mekanizmalar bulunmamaktadır.
Kayıt dışı ekonomiyle mücadele politikasıyla tutarlı, alt politika setlerinin bulunmadığı görülmektedir.
Hükümetlerin ayırt edici özelliği bu tip süreçlerden bağımsız olarak siyasi kararlılık gerektiren konularda açığa çıkar.
Maalesef hükümet siyasi kararlılığını kayıt dışı mücadelede görev alacak maliye denetim bürokrasisinin, motivasyonunun kırılması veya zayıflatılmasında göstermiştir.
Vergi kapasitesinin önemli hacme ulaştığı kayıt dışı ekonomi ile mücadelede AKP samimi değildir.
AKP kayıt dışı ekonomiyle mücadele yerine, maliye bürokrasisiyle mücadele halindedir.
Kayıt dışı ekonomiyle mücadele bilinçli olarak ciddi zaaflar yaratılmıştır.
Hükümet vergi esnekliği yüksek dolaylı vergilere dayalı bir politikayı benimsediğini son zamlarla birlikte göstermiştir.
Ödeme gücü ilkesine dayalı, gelir ve kurumlar vergileri yerine, KDV ve ÖTV’ye doğru kayma alt ve orta gelir düzeyindeki hane halkları üzerinde vergi baskısının artmasına yol açmaktadır.
Bu dönemde, programlanan, Kamu Gelirleri Politikası ile Ödeme Gücü İlkesinden giderek uzaklaşılacağı görülmektedir.
Vergi politikasındaki bu genel sıkıntılara ek olarak uygulamaya ilişkin çok ciddi başka sorunlar da vardır.
1. Gelir İdaresi, serbest meslek erbabı ve küçük esnaf üzerinde bir baskı politikası uygulamaktadır. İdare zaten çok büyük ekonomik sıkıntı içinde olan bu kesimler üzerinde, zoraki matrah artırımı vs tehdit unsurlarıyla sürekli bir baskı oluşturmaktadır. Ki, bu büyük bir yanlıştır.
2. Ve en önemlisi ise; siyasi iktidarınızın gelir idaresini tetikçi gibi kullanmasıdır. Çeşitli baskı ve tehdit araçları ile yatırımcılar ve iş dünyası üzerinde oluşturulan korku, artık dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır.
İktidarınızın devamını sağlamak, iş dünyasının iktidarınıza desteğini devam ettirmeye çalışmak, en azından böyle bir görüntü vermek amacıyla, uygulamakta olduğunuz bu politika çağdaş ve demokratik bir hukuk devletinde olmaması gereken bir durum yaratmıştır.
Öyle ki özellikle yerli sermaye, artık yatırım yapmaktan korkar hale gelmiştir. Artık bu ülkede, yatırım yapabilmenin tek şartı, iktidara yandaş olmaktan geçmektedir.
Nitekim sayın başbakan bu durumu iş dünyasına yönelik olarak sarf etmiş olduğu; “bitaraf olan bertaraf olur.” Vecizesi ile açık seçik ortaya koymuştur.
Öyle ki bu korkutma ve yıldırma politikası sadece yerli sermayeyi değil, artık yabancı sermayeyi de etkilemeye başlamıştır.
Değerli milletvekilleri;
Yabancı sermaye ürkek bir ceylana benzer, su içmeye geldiği derede onu bir kez ürkütürseniz bir daha oraya getirmeniz çok zordur.
Uyguladığınız yüksek faiz politikası ile, yabancı sıcak parayı çekerek ayakta tutmaya çalıştığınız ekonomi de işte o zaman çöker.
Değerli milletvekilleri,
İşte bu nedenle, biz CHP olarak, Gelir İdaresi Başkanlığının siyasi kaygılardan uzak, özerk bir kuruma dönüştürülmesi gerektiğini savunuyoruz.
Ancak bu sayede; Türkiye, yerli ve yabancı sermaye açısından özgürce ve güvenle yatırım yapalabilen bir ülke haline gelecektir.
Ancak bu sayede; üretim artacak, istihdam olanakları gelişebilecektir.
Ancak bu sayede; CHP’nin hedeflediği, yıllık en az %7 büyüme hızı yakalanabilir.
Ancak bu sayede; ülkenin dört bir yanında İzmir’den Van’a kadar, İstanbul’dan Hatay’ kadar işsizlik sarmalında kıvranan, açlıktan inim inim inleyen bu ülkenin gençleri, kadınları, yaşlısı, emeklisi, rahat bir nefes alabilecektir.”
 
 
 

Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
son gelişmeler
öne çıkanlar