CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’na MİT Tırları davasında 25 yıl hapis cezası verildi. Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından Türkiye genelinde CHP’lilerden sert tepki geldi.
CHP İskenderun ilçe Başkanı Yusuf Mansuroğlu da CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasına yönelik parti binasında basın açıklamasında bulundu. Partililer de parti binasındaki açıklamaya yoğun katılım gösterdi.
CHP İskenderun ilçe Başkanı Yusuf Mansuroğlu açıklamasında şunları söyledi:
“Ülkeyi karanlık bir geleceğe taşıyan Anayasa değişikliği Referandumunda Ülkenin geleceği adına verdiğiniz destekten ötürü öncelikle teşekkür ediyor. Ve içerisinde olduğumuz mübarek Ramazan ayının ülkemize, sizlere Bolluk, Bereket getirmesini Tüm insanlığa Barış Huzur ve Mutluluk getirmesini diliyorum. En azından geleceğimiz olan çocuklarımızın buna ihtiyacı var.
Arkadaşlar,
Bu ülkede yaşamanın, siyaset yapmanın kişisel olarak koyduğumuz hedeflere varmanın hatta nefes almanın bir bedeli var. Bazıları bugüne kadar bu bedeli bizlerin gözünün içine bakıp yalan söyleyerek bizlere ödettirdiler. Bazıları da bu ülkede Atatürkçü, Laik ve Tam Bağımsız bir şekilde yaşamak için düşüncelerini özgürce söyleyebilmek ve gelecek nesillere böyle bir ülke bırakabilmek adına yiğitçe canlarını verip bedel ödediler. Allah bizlere de böyle onurlu bir ölüm nasip etsin.
Arkadaşlar,
Ülkede hukuka, Demokrasiye, Barışa en çok ihtiyacımız olduğu bir dönemde saray talimatlı bir yargı kararıyla 40 yıllık gazeteci, yazar İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu önce müebbet sonra iyi hali nedeniyle 25 yıla mahkum ediliyor ve Hukuk tarihinde görülmeyen bir uygulamayla savcının tutuklama talebi olmamasına rağmen güdümlü bir hakim tarafından tutuklanıp cezaevine gönderiliyor. Suçu herkesin bildiği bir olayı haber yapmak sözde casusluk ve devlet sırrını açıklamak, neymiş devlet sırrı 1,5 sene önce Adana da durdurulan mit tırlarını haber yapmak hükümet tarafından içinde gıda yardımı olduğunu sonra bayır bucak Türklerine giden silahlar olduğunu ama sayın Başbakan yardımcısı Türkeş tarafından bütün mukadderatı üzerine yemin edip bayır bucak Türklerine gitmediğini söylediği tırlar, bir gazetecinin görevi haber değeri olan bir olayı haber yapıp halka duyurmaktır. Ama maalesef ülkemiz sırf bu yüzden dünyada en çok gazetecinin ceza evlerinde olduğu bir ülke haline geldi. Tek görevi kamuoyunu bilgilendirmek adına tarafsız haber yapmak yalnız bunları söylerken tarafsız dürüst, ilkeli haber yapanları kast ediyorum. Kaleminden yağ damlayanları değil buradan onurlarıyla habercilik yaptığı için tutuklanan yiğit insanları saygıyla selamlıyorum.
Dostlar, Türkiye’nin bu günleri yaşayacağını 16 Nisandan önce söylemiştik. Demenin artık bir anlamı yok ama insanın bütün bunlar tamamen bir kişinin bekasına yönelik bir senaryo önümüzde görünüyor ki bir baskın seçim görünüyor. Arkadaşlar bu ülkede Cumhuriyeti ortadan kaldırmak için beraber yürüdükleri Fetöcülerle bölüşüm noktasında birbirlerine düştüler şimdide CHP yi bu işin içine nası çekeriz senaryolarını yazıyorlar. Onları buradan uyarıyorum Fetöcü görmek istiyorlarsa saraya baksınlar beraber yürüdük biz bu yollarda şarkısını dillerinden düşürmeyenlere baksınlar TBMM çatısı altındaki Baylockçulara baksınlar, kendi ailelerine damatlarına baksınlar hiç bize dil uzatmaya cüret etmesinler o dilleri koparırız. Bu çatı altında fetöcü yok darbeci yok aksine Atatürkçü var Laik demokratlar var. yüreği vatan sevgisiyle atan milliyetçiler var. Allahına kadar devrimciler solcular var. Arkadaşlar bütün bunlar gösteriyor ki her zamankinden çok demokrasiye ihtiyacımız var. Bu durumdan ancak birleşerek bütünleşerek bu ülkeyi seven herkesin kucaklaşması yeni bir Kurtuluş destanı yazması lazım şunu unutmayalım ki ADALET herkese lazım Adaleti zayıf olan devletin memleketi ayakta tutma şansı yoktur. Biz bu yapılanları asla sineye çekmeyeceğiz.
Bundan sonra söylem değil haklı eylemler zamanı sonuç olarak ülkemizdeki tek adam hukukunun son bulmasına özgür bağımsız hukukun üstünlüğünün hakim olduğu bir ülkede yaşamak tek görevi kamu oyunu aydınlatmak olan basın emekçileri özgürlüğüne kavuşuncaya kadar ve bizden tek beklentisi böyle bir ülkede yaşamak olan çocuklarımıza bütün bunları hazırlayıncaya kadar devam edeceğiz.
Hukukun kuvvetinin azaldığı yerlerde kuvvetlinin hukuku geçerli olmaya başlar. İyi olmak kolaydır zor olan adil olmaktır.”
