Hatay’ın Arsuz ilçesinde faaliyete girdiği günden bu yana bölge halkı ve yaz aylarında da tatilcilerin sağlık sorununun çözümüne büyük katkı sağlayan Medica Arsuz Tıp Merkezi, tecrübeli kadrosu ve yatırımcı ortaklarıyla yoğun bir yaz sezonunu geride bıraktı.
Beklenin çok üstünde yoğun bir talebe cevap verdiklerini ve yaptıkları tüm hazırlıkların da karşılık bulduğunu belirten Medica Arsuz Tıp Merkezi Kurucu Baştabibi Doktor Salih Yılmaz, bölge halkı ve tatilcilerin güvenine layık olmak için verdikleri mücadeleden alınlarının akıyla çıktıklarını söyledi.
Arsuz ilçesine böylesi hayati önem taşıyan sağlık yatırımını kazandırdıkları için yatırımcı ortaklarına teşekkür eden Doktor Salih Yılmaz, 5 günlük bebekten 95 yaşındaki yaşlı hastaya kadar her gün onlarca sağlık sorununun çözümünde gösterdikleri hassasiyetle şifa dağıtan acil servis ekibi ile uzman doktor kadrosuna teşekkür etti.
Sıcak yaz aylarının ardından sürekli değişen hava şartları nedeniyle aldatmacı bir tabloyla karşılaşmanın beraberinde bir çok sağlık sorununu getirdiğini belirten Doktor Salih Yılmaz, özellikle bebekler ve yaşlıların daha çok dikkat etmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Sonbahar aylarına girerken sürekli yanıltıcı bir hava durumu ile karşı karşıya kalındığı günlere dikkat çeken Doktor Salih Yılmaz, beslenme ve uykuya dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Medica Arsuz Tıp Merkezi Kurucu Baştabibi Doktor Salih Ylımaz’ın açıklaması şöyle ; “Bu yaz dönemini bitirmiş olmanın vermiş olduğu bir yorgunluk var. Bu yaz döneminde gerek tatilciler gerekse bölge halkı bize çok büyük ilgi gösterdiler. Çok ciddi sahip çıktılar onlara teşekkür’ü bir borç bilirim teşekkür ediyorum onlara. Tabi bizde onlara laik olmaya çalışıyoruz. Taleplerine yanıt vermeye çalışıyoruz. Kalitemizi her zaman yukarıda tutmaya çalışıyoruz. Bu şekilde ilgilerle karşılaşıp bu şekilde yoğun bir yaz dönemi atlattık. Beklentimizin üzerinde taleple karşı karşıya kaldık. Bu manada tekrar teşekkür ediyorum.
Aslında daha önceden hesaplamıştık biz bunları yani tamam talebin tahmin ettiğimiz talebin daha üzerinde olmasının haricinde karşılaşabileceğimiz eksikliklerle ilgili hesaplamalarımızı yapıp gardımızı almıştık. O yüzden hastalarımıza yansıyan herhangi bir problem olmadı.
Acil servis aslında hastanenin ve bölge halkının sağlık durumunun bir aynası gibidir. Çünkü; 5 günlük bebekte gelir, 95 yaşında bir yaşlı hastamız da gelir. Her şikayetle gelen insanların kabul edildiği bir birimdir. O yüzden, bu aralar sizde şahit oluyorsunuz aynı gün içinde bir bakıyorsunuz fırtına çıkıyor yağmur yağıyor bir bakıyorsunuz daha sonra 2 3 saat sonra güneş açıyor. Daha sonrasın da gece soğuk oluyor. Bütün yaz böyle üstü açık yatmaya alışmış, klimaların altında yatmaya alışmış insanları şuan artık gece daha farklı bir hava karşılıyor. O yüzden bu mevsimlere güvenmemek gerekiyor. Geçiş mevsimleri çok tehlikeli mevsimlerdir. Özellikle eylül ayı yaza ve kışa doğru giden havaların yaşanabileceği mozaik bir aydır. Bu aralar çok fazla kırgınlık, halsizlik, boğaz ağrısı, ateş, ishal, kusma, gribal enfeksiyon gibi durumlarla karşılaşmaktayız. Bunların tabi tedavileri mümkün tabi ki de onların halledilmesi için elimizden gelen her şeyi de yapıyoruz ama hastaların sağlığın mevcut durumunu devamlı hale getirmeleri çok daha iyidir tabi ki de. Hastalanmaktan çok daha iyidir.
Hastalık zaten sağlık halinin bozulmuş şeklidir. Bu bizim vücudumuzun bağışıklık sisteminin zayıf kaldığı durumlarda olur. Bunlar için insanların özellikle bu mevsim geçişlerinde yiyecek, içeceklerine yedikleri gıdalara, aldıkları taze vitaminlere daha sonrasında uyudukları uyku saatlerine çok dikkat etmeleri gerekiyor. Bağışıklık sistemini zayıf düşürecek tüm hareketlerden kaçınmaları gerekiyor. Bizim kendi vücudumuz bu mevsim geçişlerine dikkat edildiği sürece bu hastalıkları savuşturacak bir yapıya sahip zaten. Ama siz kendi vücudunuzun bağışıklık sistemini düşürürseniz o zaman hastalığa davet çıkarmış olursunuz. Antibiyotik konusunda da
antibiyotik her şeyin ilacı değil. Çoğu zaman her şeyde antibiyotiğe sarılan hastalarımız var. Bu yanlış bir tutum. Adı üzerinde antibiyotik. Biyotik yaşamla ilgili demek, anti kalp karşıtı onu öldüren ortadan kaldıran demek. Hiçbir antibiyotik yada hiçbir ilaç yoktur ki sadece vücuda salt fayda sağlasın. Mutlaka bir yeri yaparken bir yeri bozuyor. O yüzden son çare olarak çaremiz kalmadığında ve doktor tarafından tespit edilen bir enfeksiyon odağı olduğunda bu bir bakteriyel enfeksiyonsa tabi ki de antibiyotik tedavisi. Ama viral enfeksiyonlarda yada farklı hastalıklarda antibiyotiğin hiç alakası olmadığı halde çoğu hastamız yüklenmemesi gereken antibiyotik dozlarına yükleniyor.
Bu mevsim geçişleri zaten bağışıklı sistemini düşük olan hastaları, yaşlı hastaları ve yeni doğanları hedef alır. Bununla ilgili bebeklerle ilgili söyleyeceğim en önemli şey anne sütüne çok önem vermeleri gerekiyor annelerin. Annenin zaten bebeğe verdiği süt doğal antibiyotiktir aynı zamanda. Anneler kendilerine ekstra bakmak zorundalar. Çünkü; bebeğe süt verebilme halinin devamlılığı lazım. Anne sağlıklı olacak ki bebeğe sağlıklı süt verebilecek. Bazı hastalıklar var. Bazı hastalıklarda anneye bazen ilaç veriyoruz sütü kesmesi gerekiyor. O sütü kesme döneminde bebek bağışıklık olarak zayıflıyor ve hastalığa açık hale geliyor. Yaşlı insanlarda da bu dönemde gribe yakalanma ve gripten sonrasında viral pnömoni dediğimiz zatürre hastalığına dönüşümü çok fazla. O yüzden bu mevsim geçişinde özellikle dikkatli olunması ve uykuya besine dikkat edilmesi çok önemli.
