Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 160 ülkede 3 binden fazla okulu olduğu tahmin edilmektedir. Yurtdışında da çok büyük bir ekonomik ve siyasi gücü yönettiği bilinmektedir. Türkiye’de yapılan operasyonlarla yara alan FETÖ’nun yurtdışındaki gücü kesilmeden ülkemize yönelik tehdidinin de tam olarak sona erdirilemeyeceği aşikârdır.
Bu anlayışla TBMM Dışişleri Komisyonu olarak yabancı ülkelere giderek, FETÖ’nun uluslararası bağlantılarını kesmek ve bu örgütün güçlü olduğu ülkeleri uyarmak istiyoruz.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türk Delegasyonu Başkanı ve AK Parti Adana milletvekili Talip Küçükcan başkanlığındaki heyet ile AK Parti Rize milletvekili Osman Aşkın Bak, AK Parti İstanbul milletvekili Azmi Ekici, CHP Hatay milletvekili olarak ben Mevlüt Dudu ve MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal’dan oluşan 5 kişilik heyet ile 1-4 Ağustos 2016 tarihleri arasında İngiltere’de temaslarda bulunduk.
4 gün süren program çerçevesinde İngiltere’nin önemli düşünce kuruluşlarından Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü (RUSI), Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) ve Chatham House (Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü) yetkilileri ile görüştük.
Avam Kamarası Lideri David Lidington, Muhafazakar Parti Dış İlişkiler Başkanı Milletvekili Geoffrey Clifton Brown, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sir Simon Mcdonald, Ulusal Güvenlik Konseyi Danışman Yardımcısı Gwyn Jenkins, Sınır Güvenliği Direktörü Sir Charles Montgomery, İngiltere Parlamentosu Savunma Komisyonu Başkanı Julian Lewis ile önemli görüşmeler yaptık.
AVRUPA’NIN ÖNYARGISI
Britanya Müslüman Konseyi ile yuvarlak masa toplantısı yaparken, Yunus Emre Kültür Merkezi’nde, BBC, The Guardian, Independent, Muslim News gibi medya temsilcileri ve Türk toplumunun temsilcileri ile bir araya geldik. Türkiye ile ilgili yayınlarının önyargılı olduğunu söyleyerek, 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana gerçekleşen olayları ve alınan önlemleri ilk elden anlattık. Gördük ki Türkiye’de yaşananların gerçek boyutu ve darbe girişimi Avrupa’da bilinmiyor ya da önyargılı şekilde medyaya aksettiriliyor!
Burada yaptığım konuşmada muhalefet partisi temsilcisi olarak darbeye ilişkin soruşturma süreçlerinde hukuki zeminden sapılmaması için konunun takipçisi olacaklarını belirterek, şu mesajları verdim:
“15 Temmuz’da Türkiye demokrasisi tarihinin en ağır saldırısı ile karşı karşıya kalmıştır. Halk, parlamento, tüm siyasi partiler ile ordunun darbeye katılmayan subaylarının katkısı ile bu darbe engellenmiştir. Bundan sonra Türkiye’de halkın iradesine karşı böyle bir cürette bulunulması mümkün olmayacaktır. Biz darbe girişimini haber alır almaz, üzerimizdeki helikopterden yapılan saldırılara karşın TBMM’ye gittik. Sabaha kadar oradaydık. TBMM’ye bomba atılırken, demokrasinin mabedi olan parlamentoyu korumak için orada bulunduk. Silahımız yoktu, sadece yüreğimiz vardı.
Türkiye’de bu kadar olay olurken, Avrupa’da yaşanan soğukluk bizi şaşırttı. Türkiye’deki en ufak demokrasi ihlalinde haklı olarak ayağa kalkan Avrupa, Türkiye’de demokrasinin canına toptan kast edilirken maalesef aynı duyarlılığı göstermedi! Ama bu darbe milli birlik anlamında Türkiye’ye önemli kazanımlar sağlamıştır. Kazanan halkın gücüdür. Halkın gücü tankların gücünü, silahların gücünü yenmiştir. Bu alandaki diyalog kanallarının açık olması gerektiğini en acı şekilde öğrendik. Bu olaylardan ders alarak, yeniden Türkiye’yi ve demokrasiyi eski günlerine döndürmeyi amaçlıyoruz. İngilizlerin özellikle hukuk alanında bazı endişeleri var. Aynı endişeler muhalefet partisi olarak bizde de var. Darbecilerle haberleşme ve bunları ortaya çıkarma sürecinin hukuki zeminde yol almasını istiyoruz. Bu konuda hükümetin her türlü adımını yakından takip edip izleyeceğiz.”