CHP Hatay Milletvekili Avukat Mevlüt Dudu, Erzin’in düşman işgalinden kurtuluşunun 94. Yıldönümü nedeniyle bir kutlama mesajı yayımladı:

“Bağımsızlık, Türk halkının ayrılmaz karakteridir. 94 yıl önce bugün düşmanı topraklarından çıkarmayı başaran Erzin halkı, milli mücadelenin en cesur direnişlerinden birini gerçekleştirmiştir.Osmanlı Devleti’ni ortadan kaldıran Mondros Anlaşması’nın ardından Gazi Mustafa Kemal, “Bundan sonra Harb-i Kebir bitmiştir, Harb-i Sagir başlayacaktır” demiştir. İşte İşgalci güçlere karşı mücadele ve direnişe işaret eden bu sözler Erzin ve Dörtyol’da vücut bulmuştur.

İşgal kuvveti Fransızların acımasız ve vahşi saldırılarına karşı KuvayiMiliye ruhuyla direnen Erzin halkı, 8 Ocak 1922 tarihinde Erzin’in işgal kuvvetlerine karşı yürüttüğü cesur ve kahramanca savaşla Ulusal Mücadeledeki yerini almıştır

1918 yılında Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının hemen arkasından işgale uğrayan Hatay, düşmana karşı ilk direnişin başladığı yerdir.  Milli Mücadele’de ilk kurşun, Hatay’ın Dörtyol İlçesi, Karakese Köyü yakınındaki Özerli Çayı kenarında Mehmet Kara ve Çete Arkadaşları tarafından Fransız destekli Ermeni işgalcilerine karşı 19 Aralık 1918 tarihinde atılmıştır. Ulusal bilincin yayılmasında çok etkili olan bu ilk kurşun, dalga dalga Hatay’ın ilçelerine nüfuz etmiş ve Erzin’de sonuç vermiştir.

İlk kurşunu atan çete Mehmet Kara’nın kısa bir süre sonra ölmesiyle aynı çete içinde yer alan Karaçaylı Kara Hasan Paşa, Hatay Milli Mücadelesinde etkin görev üstlenmiş ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve kurtarıcısı Mustafa Kemal Paşa ile tam bir dayanışma içinde yer almıştır.

Hatay Milli Mücadelesi’nde emeği geçenleri, ebediyete intikal eden tüm kahraman şehitlerimizi, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını minnet ve şükranla anıyorum, ruhları şad olsun.

94 yıl önce düşmanı defeden Erzin Halkı, bağımsızlık ve direnişin sembolü olmuştur. Bugün yakın komşumuz Suriye başta olmak üzere Ortadoğu coğrafyasında yaşanan mezhep eksenli savaş ve emperyalist devletlerin güdümündeki çatışmalar dikkate alındığında, ulusal bilincin, laikliğin, birlik ve beraberliğin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Atatürk’ün “Benim en büyük eserim dediği Cumhuriyet”i korumak için ulusal bilincimizi koruyarak, yakın ve uzak dönemdeki tüm tehlikeleri bertaraf etmeyi dilerim.