Skip Navigation Links

Horozoğlu İskenderun'u A'dan Z'ye resmetti..

Son kararnameyle Kütahya Vali Yardımcılığı görevine atanan İskenderun kaymakamı Cengiz Horozoğlu, Hatay'a bir süre önce atanan Vali Celalettin Lekesiz

Gündem   A+a-

Son kararnameyle Kütahya Vali Yardımcılığı görevine atanan İskenderun kaymakamı Cengiz Horozoğlu, Hatay'a bir süre önce atanan Vali Celalettin Lekesiz'e brifing verdi. Kaymakam Horozoğlu, brifingde, Hatay'ın, kalkınma ajansının merkezi olduğunu vurguladı.
İskenderun Belediye Kültür Sarayı'nda dün verilen brifingde, bölgesel kalkınmayı hızlandırmak ve kaynakların yerinde etkin kullanılmasını sağlamak amacıyla kurulan 'düzey 2 kalkınma ajansı' sayısının arttırılarak, Hatay'ın da dahil edildiğini müjdeleyen Horozoğlu, "Bu karar Resmi Gazete'de yayınlandı. Bunu burada size müjde olarak veriyorum. Sivil toplum kuruluşları, kamu kurum ve kuruluşları, özel kesim temsil edeceği bu kalkınma ajansının merkezinin İskenderun olmasını diliyorum" dedi.

'Ortak sorun altyapı yetersizliği'
Hatay Valisi Celalettin Lekesiz, İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek, İskenderun Deniz Üs Komutanı Tuğamiral Turgay Erdağı, kurum müdürleri ve sivil toplum örgütleri ile siyasi parti yöneticilerin de katıldığı brifingde, belediye ve köylerin yol ve içmesuyu sorununun önemli ölçüde halledildiğini, ortak sorunun altyapı yetersizliği olduğunu belirten Horozoğlu, "Özellikle kanalizasyon şebekelerinin eksikliği ile katı atıkların imhası ve değerlendirilmesi halen sağlıklı bir şekilde yapılmamaktadır. Sadece merkez belediyesinin biyolojik arıtma tesisi 31 Mayıs 2001 tarihinde işletmeye açılmış olup 400 bin nüfusa hizmet verebilecek kapasitedir. Bu tesisten çevre beldelerinin de yararlanması hususunda girişim ve çalışmalar devam etmektedir. Çevre ilçe ve belde belediyelerinin de üye oldukları katı atıkların toplanması ve değerlendirilmesi amacıyla kurulmuş bulunan birlik bu konuda gerekli çalışmaları yapmaktadır. Yakın bir gelecekte katı atıklarla ilgili sorunun kalmayacağını ümit etmekteyiz. Ancak bu birliğe köyler üye olmadıkları için bunu bir eksiklik olarak görüyor, birliğe köyler adına Hizmet Birlikleri olarak üye olunmasının uygun olacağını ifade etmek istiyorum" diye konuştu.

'İskenderun yoğun göçe uğradı'
İskenderun'un coğrafi bilgilerini aktardığı brifingde, Ocak 2009 yılı itibariyle yaşayan nüfus 305.000 olduğuna dikkat çeken Horozoğlu, bu nüfusun 36.848’i köylerde, 268.150’si ilçe merkezinde ve beldelerde yaşadığını, 1 merkez belediye 13 belde belediyesi ve 37 köy bulunduğunu, köylerimizden nüfusu en az olan Kaledibi’nin 43 kişi, en fazla nüfusa sahip olan Karahüseyinli Köyü'nün de 2.790 kişinin yaşadığını söyledi. Horozoğlu, İskenderun'un özellikle 1980’li yıllarda iş bulma amacıyla yurdun çeşitli yerlerinden gelen vatandaşlarımız nedeniyle ilçe merkezi yoğun göçe uğradığını ifade etti.

'En fazla eğitime önem verilmeli'
Kamu hizmetleri açısından en fazla önem verilmesi gereken hizmetin eğitim olduğunun bilinciyle hareket edildiğini vurgulayan Horozoğlu, gerek çocuklar ve gençlerin ve gerekse yetişkinlerin yaygın eğitimi için gereken çaba sarf edildiğini söyledi. Kaliteli eğitimin olmazsa olmaz ilk şartının normal öğrenim ve en fazla 30 öğrencili sınıflar olduğunun altını çizen İskenderun kaymakamı Horozoğlu, şunları söyledi: "Derslik başına düşen öğrenci sayımız her ne kadar 34 olarak gözüküyor ise de ilçemizdeki 44 okulumuz halen ikili öğretim yapmaktadır. Aynı durum orta öğretimde de mevcuttur. Orta öğretimde öğrenci sayımız 16.605, derslik sayımız ise 487’dir. Derslik başına düşen öğrenci sayısı genel istatistiklere göre 34 olmasına rağmen özellikle ilçe merkezinde bu sayı 62’lere kadar çıkmakta ve halen 5 okulumuzda ikili öğrenim yapılmaktadır. İlçedeki bölgeler arası bu farklılığı gidermek ve tüm bölgelerde standart ölçüleri yeni yapılacak okullarla yakalamak gerekmektedir."

'Halkın devletten beklentisi'
Brifingde, halkın devletten beklentileri olduğunu belirterek, tüm ülkenin ve ilçenin sorunu olan baz istasyonlarına sözü getiren Horozoğlu, "Hemen her gün şehrin muhtelif yerlerine çeşitli şirketler tarafından kurulan baz istasyonlarına halkın doğru veya yanlış kansorejen etki yarattığından bahisle çok ciddi tepkisi vardır. Yasal tüm şekil şartlarını yerine getiren şirketlerde idaremizden çalışma yapabilmeleri için güvenliğin sağlanmasını talep etmekte bu nedenle de güvenlik güçleriyle halk karşı karşıya gelmekte ve sanki halk için zararlı olan bir çalışmanın devlet gücüyle zorla yaptırıldığı gibi olumsuz bir durum ortaya çıkmaktadır. Yargıtay’ın meskun alanda baz istasyonu kurulamaz şeklinde aldığı kararların da halkın son günlerdeki sıkça görülen tepkilerinde etkili olduğu görülmektedir" dedi. İlçede 9 taş ocağı olduğunu, bunların şehrin siluetini bozduğunu belirten Horozoğlu, bu ocakların ortak olumsuz yanının meskun alanlara yakın olması, orman sahaları içinde bulunmaları, ocakların faaliyetleri sırasında patlayan dinamitlerden çıkardıkları tozlardan ve malzeme nakli sırasında meskûn alan içersinden geçerken yaratılan can ve mal güvensizliğinden dolayı vatandaşların ciddi şikâyetleri bulunduğunu söyledi. Horozoğlu, "Konu ciddi olmakla birlikte hukukidir. Öneri olarak; ocak sahiplerinin müktesep haklarının belli bir süre tanınarak korunması ve ocak ruhsatlarının temdidi sırasında, hazırlanacak raporlara istinaden ruhsatların temdit edilmemesi uygun bir hal çaresi olacaktır diye düşünüyorum" dedi. Balık çiftliklerinin bölgemizde de sorun olmaması için şimdiden gereken tedbirlerin gecikmeksizin alınması gerektiğini, İskenderun-Arsuz arasında çiftlik kurmak için yapılan başvuruların 70’i aştığını belirten Horozoğlu, "Balık çiftlikleri tabi ki bölgemizde de olacaktır. Ancak turizm yönünden gelecek vadeden sahilimizde değil daha çok Arsuz-Çevlik arası daha bakir alanlarda olması konusunda çalışmaların yapılması uygun olacaktır" diye konuştu. İskenderun bütün varlığını liman kenti olmasına borçlu olduğunu, son yıllarda artan dış ticaretimiz ve kentimizin bulunduğu konumu itibariyle ticari yönden çok gelişmiş ve gelişmekte olan illere yakınlığı ve bunun yanında kara yolu bağlantısının da otoban standartlarında olması limanımızı çok daha fazla önemli kıldığını belirten Horozoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ama maalesef İskenderun Limanı işlerliğini yitirmiş hak ettiği canlılığı yakalayamamıştır. Ülkemizde TCDD tarafından işletilen 6 limandan biri olan İskenderun Limanı özelleştirilmesi amacıyla 9 Eylül 2005 tarihinde ihaleye çıkarılmış, ihale Danıştay 13. Dairesi tarafından iptal edilmiştir. Özelleştirilecek düşüncesiyle limana iyileştirici hiçbir çalışma yapılmadığı için modern bir liman olma durumunu tamamen kaybetmiştir. Halkımızın limanımıza işlerlik kazandırılması konusunda çok büyük hassasiyeti ve beklentisi vardır."

'ULLA çıkartılmalı'
2004 yılı eylül ayında battığı günden bu güne birçok girişimlere rağmen çıkarılamayan M/V ULLA gemisinin çıkarılmasının da halkın bir başka beklentisi olduğunu anlatan Horozoğlu, kentin en önemli ihtiyaçları arasında müteşebbislere sanayi parseli üreterek, istihdamı arttırmak olduğunu söyledi.

'İskenderunlu il olmak istiyor'
Horozoğlu'nun brifingde, halkın bir beklentisinin il olmak olduğunu belirtmesi üzerine, konuklarca alkışlandı. Konuşmasına, "Ben bu konuda bir elçiyim. Elçiye zeval olmaz, bunu dile getirmezsem görevimi tam olarak yerine getirmemiş olurum" diye başlayan Horozoğlu, "Halkımız artık İskenderun’u il olarak görmek istiyor. Bu beklentinin oluşmasında İskenderun’un gelişmişlik ve nüfus durumunun yeterli oluşunun yanında geçmiş yıllarda özellikle seçimler öncesi bazı siyasilerin bu husustaki vaatlerinde etkin bir rol oynadığı kanaatindeyim. Ama şu hususu belirtmeliyim ki, beş yıllık yönetimim zamanında İskenderun ve emsali ilçelerin yönetimlerinde farklı bir uygulama olmasının zamanı gelmiştir. Zira özellikle yasalarımıza göre bizzat kaymakamın imzalaması gereken imzaların çokluğu nedeniyle masaya yapışıp kalan bir yönetici, halka kendisini nasıl kanıtlayacaktır. Bu nedenle bu tür ilçelere tanınacak özel bir statü içersinde en azından Kaymakama yardımcı bir kadronun tahsisi ile taşrada teşkilatlanmayan ancak bu tür ilçelerde mutlaka teşkilatı olması gereken Sanayi ve Ticaret, Çevre ve Orman, Bayındırlık ve İskân Bakanlıkları gibi kuruluşların olması büyük önem kazanmaktadır."

Lekesiz: Yol haritasını belirleyeceğiz
Vali Celalettin Lekesiz de, öncelikle yol haritasının ortaya konulması gerektiğini belirtti. Yol haritasıyla ilin 25-50 sene sonrasının planlanlamısı yapılması gerektiğini belirten Lekesiz, "Bir il ne olacağına karar vermeli. Sanayi mi, turizm mi? Bunun için yol haritası lazım. Bunda sadece vali, belediye başkanı, milletvekili, işadamları, kişi kuruluşların doğrusu değil hepimizin doğruluğuyla kurulacak olan il strateji planıdır. Bütüncül anlayış ile ele alınıp ana çatıyı oluşturduktan sonra ana hedefe yönelmek üzere çalışmalıyız. Bireysel doğruyla hareket edersek zaman kaybederiz. Bunlar hem zaman hem kaynak kaybını getirir. Hepimizin doğrusu tekimizin doğrusundan daha doğrudur" dedi. Hatay'ın tüm kaynaklarının rasyonel ele alınıp, hep birlikte koşmak gerektiğini vurgulayan Lekesiz, "Böyle bir yönetim anlayışını egemen kılmalıyız. İl strateji planlaması konusunda sürekli toplantılar yapmalı. Yol haritasını ortaya çıkarmalıyız. Diğer şeyler değişebilir ama ana rotada değişiklik olmaz. Tüm ilin sosyal taraflarının aklı o plandadır. Bireysel doğrulardan çok kurumsal doğrular önemlidir. Biz bunu hayata geçireceğiz. İlin geleceği için doğru olanları ivedilikle uygulamaya geçireceğiz. Yol haritası rehberimizi hep beraber çıkaracağız" diye konuştu. Okul öncesi eğitimin öneminin bilimsel raporlarla ifade edildiğini belirten vali Lekesiz, 0-6 yaş grubunda eğitimin daha sağlam alındığını, bu nedenle okul öncesi eğitim konusunun ihmal edilmemesi gerektiğini söyledi.

'Liman potansiyelini kullanmalı'
İlçenin ekonomik durumuna ilişkin bilgiler de veren Horozoğlu, özellikle şehir merkezi, yurdumuzun birçok yöresinden gelen insanlardan oluştuğu için çok çeşitli kültür yapısı içersinde olduğunu söyledi. İDÇ Fabrikası ve Ortadoğu’ya açılan İskenderun Limanı’nın canlanmasını takiben hızlı bir nüfus artışıyla değişkin bir yapıya kavuşan kentte hizmetlerin planlanması ve gerçekleştirilmesinde haliyle zorluklar yaşandığını vurgulayan horozoğlu, "Ancak ilçenin dinamik yapısı ve çok müsait olan konumu nedeniyle sanayi ve ticari yönden olumlu gelişme göstermiş 2008 Yılı sonu itibariyle Ticaret ve Sanayi Odasında kayıtlı üye sayısı 1254‘ü gerçek kişi 2010’u da tüzel kişi olmak üzere 3264’e ulaşmıştır" diye konuştu.
Sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında ve özellikle de dış ticaret hacmi olarak Türkiye'deki iller arasında 10’nuncu sırada yer alan Hatay'ın bu dereceyi yakalama göstergelerinde İskenderun’un tek başına payı yüzde 50’lerin üzerinde olduğuna dikkat çeken Horozoğlu, İskenderun Demirçelik Fabrikası’nın yapımından sonra ve Organize Sanayi Bölgesi'nin kurulması ile birlikte ekonomik yapısında büyük değişim olmuş, ticaret ve liman kenti kimliğine sanayi kenti de eklendiğini söyledi. İskenderun aynı zamanda bir transit ticaret merkezi hüviyetinde olduğunu, buna bağlı olarak ihracat ve nakliye sektörü gelişmiş, ancak Körfez Savaşı sonrası Irak’a uygulanan ambargo ile İskenderun Limanı eski canlılığını önemli bir şekilde kaybettiği, ihracat canlılığını yitirdiği, nakliye sektörü de büyük sıkıntı içersine düştüğünü ifade eden Horozoğlu, "İskenderun Limanı’nın var olan potansiyelini kullanabilmesi bu nedenle çok önemli bir konudur. Halen özelleştirilme çalışmaları devam etmekte olan Limanın toplam uzunluğu 1025 metre, gemi kabul kapasitesi ise 976 gemi/yıl’dır" dedi.
Türkiye’nin en büyük iki çelikhanesi ve bir adet spiral kaynaklı çelik boru üretim tesisi olan ilçemizde, bir liman ve ticaret kenti kimliği ile Hatay’ın üç ilçesiyle ekonomik ve sosyal olarak bütünleşmiş bulunduğunu, bölgenin adeta sosyal, kültürel ve finans merkezi özelliğini taşıdığını anlatan horozoğlu, İskenderun’da 22 bankaya ait 27 şube faaliyette olduğu ve Türkiye’de ise Merkez Bankası şubesi bulunan tek ilçe konumunda olduğunu söyledi.
İskenderun’da kurulu kapasite ile Türkiye’nin iç pazar payının yüzde 60’na cevap verirken 2008 yılında sadece İskenderun Ticaret ve Sanayi Odasından yapılan tescil işlemlerine göre 51.900.000-TL filtre ihracatı gerçekleştirildiğini açıklayan horozoğlu, Kalite ve standartların yükseltilmesi konusunda çalışmaları sürdüren 5 adet firmanın yıllık üretim miktarı yılda 22 milyon âdete ulaşırken, 1290 kişiye istihdam olanağı yarattığını belirterek, "Kısaca İskenderun otomobil, ticari araçlar, ağır hizmet-iş makineleri ve endüstriyel kullanımlar için her nevi yağ, yakıt, hava ve hidrolik filtreleri ile kabin hava filtre imalatında Türkiye’nin filtre üretim merkezidir" diye konuştu.


'Çiftçiye su desteği genel politika olmalı'
İlçemiz yüzölçümünün yarısının orman arazisinden oluştuğunu belirten Horozoğlu, tarımsal işletmelerin miras nedeniyle gittikçe küçüldüğünü, buna paralel olarak verimin de haliyle azaldığını gösterdiğini vurguladı. İlçede yetiştirilen başlıca ürünler arasında buğday, narenciye, sebzecilik, zeytincilik ve diğer meyve çeşitleri yer aldığını, küçük ve büyükbaş hayvancılığın da bulunduğu ilçede bu sektörün gelişmiş olduğu söylenemeyeceğini vurgulayan Horozoğlu, son yıllarda seracılık teşvik edilirken narenciye, sebzecilik, zeytincilik ve meyveciliğin yanı sıra hububat ekimi de önemli yer tuttuğunu söyledi. Horozoğlu, "Özellikle Arsuz ovasında çiftçilerimizin büyük sıkıntısı sulama suyu teminidir. Bu sıkıntıyı giderecek Gönençay Barajı uygulama projesi DSİ tarafından tamamlanmıştır. Yapımının bir an önce gerçekleşmesi arzu edilmektedir. Ayrıca bu güne kadar İl Özel İdare kaynakları ve son yıllarda KÖYDES proje kaynakları daha çok köylerin yol ve içme suyu gibi hizmetlerine tahsis edilmiş bu hizmetlerin kalitesi artık belli seviyeye gelmiştir. Bu güne kadar sulama ile ilgili yeterli desteği görmeyen bu alana daha çok kaynak aktarılması gerekmektedir. Bu bir genel politika olarak ele alınmalıdır" dedi.
Gıda güvenliğine ve denetimine önem verildiğini, yeterli ve istenilen seviyede gıda denetimi yapılabilmesi için en az iki ekip oluşturulması ve bu ekipler için sürekli araç tahsis edilmesi gerektiğini belirten Horozoğlu, ilçemizde toprak tahlili yapabilme imkânı olmadığını, toprak tahlili Antakya’ya ve komşu illere gidildiğine dikkat çekerek, ilçe müdürlüğe toprak tahlil laboratuarı kurulması uygun olacağı görüşünü dile getirdi.


'Kamuya ait atıl binalar değerlendirildi'
Görev yaptığı 5 yıllık süreyi değerlendirdiği konuşmasında, öncelikle atıl durumdaki kamuya ait binaların değerlendirilmesi amaçlandığını belirten Horozoğlu, bu çalışmalar meyvesini vererek, birçok güzel eser ortaya çıktığını söyledi. Yıllarca atıl duran Sağlık Bakanlığına ait Eğitim ve Karantina tesislerinin AMATEM olarak kullanılması için girişimde bulunulduğunu anımsatarak, ilçemizin en önemli sorunlarından birinin, çok olumsuz şartlarda çalışan Nüfus Müdürlüğüne yer temini için de teşkilatı Adana’ya nakledilen Devlet Hava Meydanları ve Limanlar Bölge Müdürlüğünün misafirhanesinin tahsis kararı üç gün önce geldiğini, onarımı için Bakanlıktan ödenek talep edildiğini anlatan Horozoğlu, binada gerekli tadilatlar yapıldıktan sonra bu sorunun da bu şekilde çözüleceğini söyledi.
Nüfus Müdürlüğü olarak kullanılan ama yeni yerine taşındıktan sonra boşalacak tescilli binanın ve Adliye binasının boşaldıktan sonra hangi amaçla kullanılmasının uygun olacağı çalışmaları ile ilgili halkın görüşüne başvurulduğunu anımsatan Horozoğlu, alternatif olarak bir başka kamu hizmet binası olması, müze olarak kullanılması ve butik otel olarak hizmet vermesi seçeneklerinde halen müze seçeneği önde gittiğini söyledi.
Köydes Projesinin başladığı 2005 yılından bu yıla kadar ilçemize tahsis edilen toplam ödenek miktarı 7 milyon 85 bin lira olduğunu açıklayan Horozoğlu, bu ödenekle asfalt, köylerin içmesuyu şebekesi, isale hattı ve sondaj, su deposu, köprü ve menfez yapıldığını söyledi. Birliğe yolların asfalt-yama yapması için bir robot alındığı, 6 köye 3’er tonluk tazyikli su fışkırtma sisteminde olan tanklar alınarak, geçtiğimiz günlerde çıkan bir yangın bu tankla yapılan müdahaleyle söndürüldüğüne dikkat çeken Horozoğlu, 9 köye hizmet vermek üzere soğuk hava tertibatlı bölümü de bulunan cenaze yıkama aracı alındığı, köylere dağıtılmak üzere yaptırılan 1200 çöp kutularının imalatı ve bir yandan da köylere dağıtımı sürdüğü belirtti.
Horozoğlu, ayrıca Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfınca 10 kişi 53.276-TL harcama ile çeşitli alanlarda işyeri sahibi olduğu, 17 çiftçiye 94.500-TL harcamayla çapa traktörü verildiği, 11 çiftçiye 110 koyun 69 çiftçimize de düve yardımı yapıldığı, 20 çiftçi vakfın çilek projesi kapsamında üretime başladığı, Sosyal Marketle mobilya ve beyaz eşya dâhil ihtiyaç sahibi halka çok ciddi yardımlar yapıldığı, sokak çocuklarına Meslek Edindirme Projesi ile 78 çocuğun çeşitli işyerlerine çırak olarak yerleştirildiği, vakıfca fakir ve muhtaç vatandaşlara kuponla yardım sistemi getirildiği, Avrupa Birliği Aktif İşgücü programları kapsamında Köylere Hizmet Götürme Birliği hibe kullanıcısı olarak Turizm Otelcilik Yüksek Okulla birlikte 3 Proje gerçekleştirildiği, bu projeler kapsamında 51 kursiyer eğitimini tamamlayarak, 38’nin istihdamı sağlandığı, 215 kursiyerin ise eğitimi devam ettiği, toplam 148 kadına 78 bin 700 lira kredi verilerek üretici olmaları yolunda çok büyük bir adım atıldığını sözlerine ekledi.

Ana okuluna ihtiyaç var
Okul öncesi eğitimin öneminin artık herkesçe kabul edildiğini, ilçemizde 12 derslik anaokuluna ihtiyaç olduğunu anlatan Horozoğlu, eğitim hizmetlerini olumsuz yönde etkileyebilecek diğer bir konunun da okullardaki toplam hizmetli sayımızın sadece 48 olması olarak ifade etti ve "Bu kadar hizmetliyle okullarımızın temizliğinin yapılması mümkün değildir. Hizmet satın alma uygulanmasının devlet veya il özel idare bütçesinden karşılanması ve bu önemli sorunun çözümlenmesi gerekmektedir. Bir sayı vermem gerekirse hizmetli ihtiyacımızın 198 olduğunu belirtebilirim" ifadesinde bulundu. Kent merkezinde, üzerinde okul binası olduğu halde mevcut arsalarının kamulaştırılması gerektiğini vurgulayan Horozoğlu, bazı okulların ise acil olarak depreme karşı güçlendirilmesi önem kazandığını, 2000 yılından önce yapılan kurum binalarının da depreme karşı dayanıklılık analizlerinin yapılmasına ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. 62 derslikli 5 okulun yapımının planlandığı, ihalesi yapılan 5 okuldan ikisinin inşaatı bittiğini, Hacı Ahmetli Köyü'nde işadamı İsmail Çam tarafından 6 derslikli bir ilköğretim okulunun da inşaatı bitmek üzere olduğunu anlatan Horozoğlu, orta öğretimde ise DPT yatırım programındaki 16 derslikli bir lisenin arsa sorunu nedeniyle bugüne kadar başlanamayan ihale işlemleri bu sorun çözüldüğü için yakında gerçekleştirileceğini söyledi.
TOKİ İdaresi, 24 derslikli lisenin inşasını halen devam ettirdiği, Devlet Planlamanın Yatırım Programında olupta inşasına 1996 yılında başlanılan ancak yer seçimindeki isabetsizlik nedeniyle inşası 2001 yılında durdurulan ve o yıldan bugüne tek çivi çakılmayan Turizm Otelcilik Meslek Lisesi için yeni bir yer önerildiğini belirten Horozoğlu, "Lisenin önerilen yeni yerine yapılması çalışması devam etmektedir. İskenderun Lisesi spor salonu yapımı ise DPT yatırım programında olup, 300 kişi kapasitelidir. Yakında ihalesi gerçekleştirilecektir" dedi. İşadamı Recep Atakaş tarafından Denizcilik Anadolu Meslek Lisesi geçen yıl öğrenime açıldığı ve yurt inşası bitirildiği, Paşa Karaca taahhüt ettiği 32 derslik okulun yapımını devam ettirdiği, Fadi Sayek'in yapacağı 24 derslikli lisenin arsa ihata duvarlarını tamamladığı ve eylül ayında inşasına başlanacağını söyleyen Horozoğlu, 'Türkiye okuyor' kampanyası ile ilgili çalışmalar ın devam ettiğini anımsattı.

'İskenderun sağlıkta çekim merkezi olacak'
Devlet hastanesi, doğum ve çocuk hastanesi, asker hastanesi olmak üzere üç hastane 27 sağlık ocağı 12 sağlık evi, 1 Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlama Merkezi, 1 Verem Savaş Dispanseri, 1 Halk Sağlık laboratuarı, 1 Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi, yardımcı diğer sağlık kurumları, 2 özel hastane, 3 adet özel yataklı tıp merkezi, kardiyoloji, nöroloji ve görüntüleme ile sağlık hizmeti verilen ilçemizde toplam yatak sayısı 744, doktor sayısı ise 337’ye ulaşmıştığını belirten Horozoğlu, "Halen yapımı devam eden ve yılsonuna kadar tamamlanması öngörülen 250 yataklı yeni Devlet Hastanemizin hizmete girmesiyle ilçemiz sağlık hizmetleri bakımından tam bir hizmet çekim merkezi olacaktır" dedi

'Yatırımlar sürüyor'
İlçede devam eden yatırımlarla ilgili bilgi veren Horozoğlu, KÖYDES projesinden 8 köyün içme suyunun daha sağlıklı hale getirilme çalışması, kamu hizmet binaları yatırımları olarak İlçe Emniyet Müdürlüğü binası, Adliye Sarayı, Tapu Sicil Müdürlükleri ve Kadastro Müdürlüğü binası ile PTT Dağıtım Merkezi binası yapımları halen devam ettiği, Tapu Kadastro hizmet binası kat karşılığı olarak yapıldığı, 1500 kapasiteli Kapalı Spor Salonunun yapımı ise 2007 yılında başladığı ve halen devam ettiği, 1995 yılından beri devam eden İskenderun Devlet Hastanesi inşaatı bu yıl bitmesi beklendiğini anlattı.

'En büyük sıkıntı şehir şebeke yetersizliği'
İskenderun’un en büyük sıkıntılarından birinin de şehir elektrik şebekesinin yetersiz olması nedeniyle elektriklerin sık sık kesilmesi olduğunun altını çizen Horozoğlu, bu soruna bir çözüm bulmak amacıyla yeni şebeke ilavesi, trafoların yenilenmesi ve ilavesi, şehir şebekesinin yeraltına alınması için 2006 yılında master proje tamamlandığı, Avrupa Yatırım Bankasından 20 milyon kredi temin edilerek, işin ihalesi yapıldığını ve müteahhit çalışmalara bu ay içerisinde başladığını söyledi.
İskenderun Arsuz yolunun yapımının bir kısmı tamamlandığını, bölünmüş yol olarak yapılan çalışmanın 2011 yılı sonunda bitmesi beklendiğini anlatan Horozoğlu, ilçemiz için en önemli yatırımlardan biri de İskenderun ve çevre ilçe ve belde belediyelerinin ortaklaşa kurdukları Katı Atıkları Değerlendirme Birliği’nin inşa edeceği tesis olduğunu belirterek, seçilen çöp alanına Çevre ve Orman Bakanlığından ÇED olumlu belgesi alındığı, Orman Genel Müdürlüğü ile ilgili sorunun çözümlenmesine çalışıldığını söyledi.
İskenderun Belediyesinin bir başka yatırımı da kanalizasyon projesi olduğunu, 2010 yılında bitmesi beklenen projenin tutarı 12.324.000-TL olup bugüne kadar 6.324.000-TL harcandığı, bu yıl ödeneği 5 milyon lira olduğunu anlatan Horozoğlu, 1. derecede deprem bölgesi olan ilçemizde olası bir afet sonrası afetzedelerin ihtiyaç duyacakları her türlü malzemenin ilçemizde depolanması için mülkiyeti Milli Eğitim Bakanlığına ait bir eski depo Kızılay’ın kullanımına tahsis edildiğini, 70 bin liralık bir onarımla Lojistik Merkez olarak kullanılacağını, aynı anda 500 ailenin ihtiyacını giderecek kapasiteye sahip olacağını kaydetti.
Sevgi Evleri Projesihe 80 dönümlük hazineye ait bir arsa tahsis edildiğini ve yakın bir zamanda temeli törenle atılacağını anlatan Horozoğlu, geçtiğimiz yıllarda sanayi tesislerine verilen doğalgazın ilçe merkezine de verilmesiyle ilgili çalışmalar devam ettiği. halen ana hattın döşenmesi işinin yanında öncelikli imarlı bölgeler olmak üzere şehir şebekesi yapımı da sürdüğü söyledi.
İlçemizin içme suyu bölgedeki muhtelif yerlerde açılan kuyulardan temin edildiği, ileriye dönük yeterli ve sağlıklı içme suyu temini amacıyla Adana-Aslantaş Barajı gölünden su alma konusundaki çalışmalar İskenderun Belediyesi ve DSİ tarafından devam ettiğini ifade eden Horozoğlu, son yıllarda tarihi kültür varlıklarımızın onarım ve restorasyonu bakımından büyük başarı gösteren Vakıflar Genel Müdürlüğü İlçemizde de iki kilisenin (Katolik Süryani ve Ortodoks kiliseleri) restorasyon çalışmasını yaptığı, Nardüzü beldesinde Vakıf Caminin ise ihalesi yapıldığı ve yakında onarımı başlayacağı belirtti.

İskenderun'da 6.853 üniversiteli var
Okuma alışkanlığını kazandırmak ve halkı kitapla buluşturmak için vakfa gelen ve yardım talep eden muhtaç kişilere ve yeşil kart talebiyle gelen kişilere ayrıca kitap yardımı yaplarak kitap okumaya teşvik edildiğini anlatan Horozoğlu, bu uygulamayla bine yakın kitabı okuyucuyla buluşturmanın sevinci içerisinde olduklarını söyledi. İskenderun Halk Eğitim Merkezi kurslarında ilk 30 dakika kitap okuma programı uygulandığı, MKÜ bünyesinde yüksek öğrenimde Mühendislik ve Su Ürünleri olmak üzere iki fakülte, 1 konservatuar, Sivil Havacılık ve Turizm ve Otel İşletmeciliği olmak üzere iki yüksekokul İskenderun ve Pirinçlik olmak üzere de iki meslek yüksek okulunda toplam 6.853 öğrenci öğrenim gördüğünü belirtti. Atıl durumdaki havaalanın yerinde mühendislik fakültesi yapımı tamamlandığı, bundan sonra diğer ihtiyaç duyulan fakülteler burada inşa edileceğini belirten horozoğlu, su ürünleri fakültesi halen geçici binasında hizmet verdiğini anlattı. Yüksek öğrenim öğrencilerinin en önemli sorunu barınma ihtiyacı olduğunun altını çizen Horozoğlu, "Halen Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü mülkiyetinde 350 kapasiteli gene aynı Genel Müdürlüğün kiraladığı bir binada 250 kapasiteli ikinci bir yurt bulunmakta ve toplam kapasite 600 olmaktadır. Kampus içersinde yurt yapımı için ayrılmış 30 dönümlük bir arsa mevcut olup Genel Müdürlüğün burada yurt inşa etmesi için gerekli girişim yapılmıştır. Takip edilmesi gerekmektedir" dedi.

'Hatay kardeşliğiyle tanıtılmalı'
“Marka Kent” olan iller kapsamına alınan Hatay'ı, dünyada tanıtacak en önemli özelliği birçok farklı inanıştaki insanların yüzyıllarca birlikte kardeşçe yaşıyor olmaları olduğunu belirten Horozoğlu, "Dünya’ya örnek olan bu birlikteliğin somut değerlerini ön plana hep birlikte çıkarmak ve öncelikle bu amaçla hareket etmek gerektiğine inanıyoruz. İnanç turizminin bu şekilde ön plana çıkmasının yanında alternatif turizm faaliyetleriyle Hatay turizminin daha canlı hale getirilmesi için ilçemizin de birçok turizm değerleri bulunmaktadır. Bu değerleri sektörün hizmetine en etkili bir şekilde sunmalıyız. Güneş, kum ve deniz turizminin yanında su sporları aktiviteleri, İskenderun kıyı bandı turizm merkezi ile Belen Güzelyayla turizm merkezinin bir an önce tamamlanması, İskenderun’a yat limanı yapılması ki bu konuda geçici bir tedbir olarak mevcut balıkçı barınağının bir bölümünün yat limanı olması için Tarım ve Köyişleri Bakanlığından izin alınmıştır. Yapılacak tesisler için finansman temin çalışması devam etmektedir. Son yıllarda yurt genelinde de tanınmaya başlayan ilçemizdeki yamaç paraşütü faaliyetlerinin daha organize hale getirilmesi ve alt yapısının tamamlanması İskenderun-Arsuz yolunun yapımı ile birlikte Arsuz-Çevlik-Samandağ yolunun yapımı sonrası ilin kıyıdan turizm yoluna kavuşması ile özellikle İskenderun-Arsuz arasındaki ikinci konutların turizme kazandırılması halinde ilimizde ve ilçemizde turizm sektörünün daha bir canlılık kazanacağına inanıyoruz" dedi.

Kütahya'ya gitmeye hazırlanırken, valiye brifing veren İskenderun Kaymakamı Cengiz Horozoğlu, kentte madde bağımlılığı tedavi merkezinin kurulmasının zorunlu olduğunu söyledi.

'Uyuşturucu bağımlılığı artıyor'
Bölgesel olarak en büyük sorunun uyuşturucu ve madde bağımlılarının tedavisine yönelik bir merkezin olmaması olduğunu vurgulayan Horozoğlu, "Bölgede bu hizmet dalında tek hastane olan Adana Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin kapasitesi, 550 yatak. Hastanenin 17 ile hizmet vermesi, ciddi bir sıkıntı. Her geçen gün daha da artan uyuşturucu ve madde bağımlısı hastaların tedavisi için yeni bir merkeze ihtiyaç var. Bunun için valiliğimizce de girişim başlatılmış ve yer temini arayışına girişilmiştir. Kaymakamlık olarak Pirinçlik mevkiinde bulunan yıllar önce Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü tarafından Eğitim ve Karantina Merkezi olarak inşa edilen ve bugüne kadar bu amaçla hiç kullanılmayan binalar bu hizmet için önerilmiş olup çalışmalar devam etmektedir."
Sağlık Grup Başkanlığı ve 2 No’lu Sağlık Ocağı hizmet binalarının yetersiz olmasının da sorun olduğunu anlatan Horozoğlu, her iki kurum da kiralık binalarda hizmet verdiğini anımsattı. Bu ihtiyacın giderilmesi için, aynı amaçla tahsis edilmiş mevcut 870 metrekarelik arsanın kat karşılığı ihaleye çıkarıldığını, ilk ihalede teklif edilen miktarın bakanlıkça uygun bulunmaması üzerine ikinci ihaleye çıkarılacağını da belirtti.

'Suçlarda önemli azalma oldu'
İskenderun'da güvenlik hizmetlerinde polisin 17’si rütbeli olmak üzere 547 polis memuru, 35 çevik kuvvet personeli ve 31 mahalle bekçisi tarafından yerine getirildiği, 4 polis merkezi olduğu, jandarma teşkilatının da 4 asayiş karakoluyla kendi bölgesinde rütbeli ve rütbesiz 180 personeliyle görevini yerine getirdiğini anlatan Horozoğlu, "Geçtiğimiz yıllara nazaran mala karşı işlenen suçlarda önemli azalma olmuş özellikle kapkaç hadisesine hemen hemen ilçede son verilmiştir. Mobese sisteminin hayata geçirilmesiyle ki halen alt yapı çalışmaları Telekom tarafından devam etmektedir, suç işleme oranı düşecek, faillerini yakalama oranı ise daha üst seviyelere çıkarılacaktır" dedi.

3 belde polis bölgesi oldu
Polis ve jandarma görev yerlerini yeniden belirleyen yönetmeliğin ilçede uygulanması sonucunda, jandarmanın sorumluluğunda bulunan 19.400 nüfuslu Karaağaç, 7.500 nüfuslu Bekbele ve 4.700 nüfuslu Nardüzü beldelerinin polis bölgesine alındığını ifade eden Cengiz Horozoğlu, bu yeni oluşumun dikkate alınarak yeni polis merkezleri açılması personel ve araç yönünden takviye edilmesi gerektiğini vurguladı ve güvenliğin yüzde 73’ünün polisin sorumluluk bölgesi kapsamına alındığını kaydetti. Sahil Güvenlik Grup Komutanlığı'nın da ilçede konuşlandığını ve yetki alanının Samandağ-Suriye sınırı, Adana –Karataş Bölgesine kadar olduğu, 6 botun ikisinin İskenderun'da görev yaptığı açıklandı.
 

Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
ramazan bayrami 
son gelişmeler
öne çıkanlar
deneme bonusu güncel giriş supertotobet